Karabük’ün derdi ne?
Bunu bir bilen var mı?
Düşünen,çözüm arayışı içinde olan..
Hasta mı?
Başımı ağrıyor.?
Migreni mi var?
Yoksa sinüziti azdı…!
Gerçekten sorunu ne?
Hemen söyleyeyim..
Bir kere bizim meseleleri teşhis edişimizde bir noksanlık var.
Günübirlik düşüncelerle işi geçiştirme…
Bu bakış açısı kan kaybına neden oluyor.
Çözüm kümesindeki yanlışlıklar birbirine düğümlü halde halka yaparak büyüyor.
Karabük bu haliyle nereye kadar önünü görebilir.
Tartışılması gereken cihet burada kendini hissettiriyor.
………………………………
Karabük’ün dertleri gün geçtikçe büyüyor.
İyi haberler yok mu.?
Elbette var.
Karabük Üniversitesi ekonomik bakımdan yüz güldürmeye devam ediyor.
Beton şehir haline dönüşmemizin müsebbibi olarak bize selamlarını gönderiyor.
O’nun dışında…
Elde refah adına somut bir gelişme yok.
İl bütününde aşağı yukarı 20 bin kişi geçim standartlarının altında yaşam mücadelesi veriyor.
Geçmiş yıllara ait yeşil kart sahibi vatandaş sayısı bunun kanıtını oluşturuyor.
Yoksulluk ve buna bağlı olarak nahoş olaylar silsilesi bir türlü dur/durak bilmiyor.
Iraklı ve Suriyeli mültecilerin bakışları insanın içini sızlatıyor.
Rabbim kimseyi yerinden yurdundan etmesin…
Bu iyi niyetli duayı tekrarlamamıza vesile oluyor.
Az kalsın unutuyordum…
Genç bir nesli heba etmek üzereyiz.
Gelecekten umutlarını kesmiş gibiler.
Baba parası harcamaya devam ediyorlar.
Bir işe girip emekli olma umutlarını tamamen yitirmiş görünüyorlar.
………………………………
Sahi bu Karabük’ün derdi ne?
Eski günleri yakalamak mı?
O’nu bir kalemde geç.
Temiz havaya kavuşmak mı?
O’nu bir ömür boyu unut.
Hastanelerdeki izdihamı azaltmak mı?
O taraflara hiç uğrama.
Trafik sorununa bir çare bulmak mı?
O’nu hepten unut…
Caddelerde karşıdan karşıya korkusuz yürüyebilmek mi?
Böyle bir şeyi hiç düşünme…
Kredi kartsız yaşama geçip lüzumsuz borçlanmaları önleme mi?
Yok neler neler…!
Hürriyet Caddesinde ona buna çarpmadan “ hürce dolaşma “ arzusu taşıma mı.?
Keşke…
Sahi bizim derdimiz ne?
Hep şikayet etmek mi?
Hayır,dertleri en aza inmiş Karabük’ü yeniden inşa etmek…
Ne büyük “düş “ değil mi?.
