Ya Şimdi…!

Ya Şimdi…!

Yayın: 27.08.2015 08:38
Paylaş:
A+ A-

Karabük’te siyaset yapmak bir türlü sorunlara çare getirmiyor.
Neden ?..
Açıklamaya çalışalım…
Siyasette yeni kimliklere ,yeni yüzlere ve yeni düşüncelere ihtiyaç var.
Karabük siyasette verimliliği yakalamak istiyorsa gerçekten bu duruma dikkat etmek zorunda…
Aynı zamanda bu noktada akılcı davranarak,çoluk çocuğunun rızkını düşünüyorsa Karabüklülük duygusuna göre hareket ederek siyaset yapma ön plana çıkarılmak zorunda.
Bu anlamda siyasetle uğraşanlarımız ve onlara destek verenler,herhangi bir partiye üye olsalar da Karabük’ün acil ihtiyaçlarını gidermek üzere ,kentimizin geleceğini göz önünde tutarak ortak hareket etmek durumundadırlar.
8 Kasım 1994 Birlik ve Dayanışma Günü’nün bu kentin tarihinde yer alma nedenlerini bir an olsun gözden ırak tutmamak gerekir….
Sürekli eleştiri yapmakla da bir yere gelinmiyor.
”İktidar partisi yetkilileri bunu yapmadı.
Muhalefettekiler de zamanın da bunları yapmamıştı” gibi kısırdöngü içeren tartışmaları konu alan siyaset Karabük’e gün geçtikçe zarar vermeye devam ediyor

Bu iktidar döneminde Karabük,merkez karşısında yaptırım gücünü kullanamadı.
Bu bir gerçek.
Yapılan bir şeyler yok mu?
Elbette var…
Olması da gerekir zaten.
Siyaseten hareket bunu gerektirir…
Ancak bunun temel sorunların çözümünde Karabük’te gerekli istihdamı yarattığını savunmakta olanaksız…
Karabük bu süreç içinde,gerekli birikim,donanım ve deneyime sahip olmasına karşın gelişen kentler içinde bir türlü yerini alamadı.
Daha da geriledi.
İşçi kenti idi,emekliler kenti oldu.
Ürettiğinden çok,tüketen bir kent konumuna geldi.
Oysa,1992 yılının yerel gazetelerine bir göz atın bakın neler yazıyor?.
“Bir organize sanayi bölgesi kurulursa Karabük kendi karanlığından bir an önce kurtulabilecektir.”
Organize Sanayi Bölgemiz,10 yıldan fazla bir süredir var ama kentimizin yüzünü bir türlü güldüremiyor….
Burada belirtilen olumsuz tablonun bir de geçmişe dayanan ,olumsuzluk içeren kaynakları var.
Karabük, ona bakarsanız 1980’den sonra iktidara gelen hükümetlerin politikasında gözden çıkarılmış bir kent…
Demir Çelik Fabrikası’nın kapatılmak istenmesi bunun açık bir kanıtı değil midir?
1989’da 3.5 ay süren 137 günlük greve rağmen o zamanın parasına göre 35 milyar TL kar etme başarısı gösteren bu işletme yine de dönemin hükümeti tarafından,özel bankalara borçlandırılmak suretiyle kapatılmak istenmemiş midir?.
Merkez karşısında zayıf kalmamızda acaba burjuva sınıfımızın(?) yetersizliği de etkili oluyor mu.?
Tabi böyle bir sınıfın olmadığı da gün gibi ortada…
Buna Karabük’ün sahipsizliğinin dramatik yönü demekte yarar var.
Karabük’teki zengin sınıfın kendi içinde birlik olamama sorununu da eklediğinizde fevkalade olumsuz bir tablo kentin geleceğine ipotek koyuyor demektir.
Bu arada Ankara’daki lobimizin de güçlü olmadığı anlaşılıyor…
Bir de buna kısırdöngülü siyaseti eklediğinizde olanlar oluyor…
Kente dair olumsuzluklar çoğalıyor.
Mesafe alamıyoruz…
Türkiye’nin ilk endüstri kenti olmakla,hatta cumhuriyet şehri olmakla övündüğümüz bir kent:
Karabük.
Türk sanayisinin nabzı bir zamanlar burada,bu topraklarda atıyordu.
Türkiye’de kendi alanında Karabük’e örnek gösterilebilecek hiçbir kent yoktu…
Evet o bir zamanların gerçeği idi. ….
Ya şimdi…!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Safranbolu Belediyesi seralarında 200 bin çiçek yetiştirildi

Anadolu Ajansı
Yayın: 26.04.2024 16:48
Paylaş:
A+ A-

KARABÜK (AA) – Safranbolu Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, seralarda 200 bin çiçek yetiştirdi.

Belediyeden yapılan açıklamaya göre, modern tarım tekniklerini kullanan uzman ekipler, çeşitli çiçek türlerinin üretimini başarıyla tamamladı.

Yetiştirilen çiçekler arasında kadife çiçeği, gül, çuha, sardunya, petunya ile begonya gibi popüler ve yerel çiçek türleri bulunuyor.