YAŞAM DENKLEMİ ÜZERİNE

YAŞAM DENKLEMİ ÜZERİNE

Yayın: 23.02.2021 23:31
Paylaş:
A+ A-

Hal ve gidişimiz üzerine neler söylenebilir…
Çok şey…
Sürekli gündemi değiştiren ve rahatsız eden bir olay karşımıza dikiliyor.
Dünyayı hırs kaplamış.
Herkes kendine göre gelecek planlıyor.
Bu durum çıkar çatışmasına sebebiyet veriyor.
O zaman çık çıkabilirsen işin içinden…
Bilgi kirliliği etrafta cirit atıyor.
Birinin dediğini diğeri tutmuyor.
Acaba kim doğru söylüyor.?
İnsan kime inanacağına bir türlü karar veremiyor.
Yaşadığımız zaman içinde en kötü olanı ne diye sorarsanız hemen söyleyeyim.
“Belirsizlikler…”
Bir yerde belirsizlik varsa orada kaygılar artıyor.
Şüphe çoğalıyor.
Bu durum toplumsal depresyona kaynak oluşturuyor.
Ayrıca…
Fay hatlarının kırılmalarına vesile oluyor.

Herkesin kendine göre bir doğrusu olması yaşama tutunma çabasından başka bir şey değil.
Doğrular bir isteğe/hedefe bağlı olarak gerçeklik kazanıyor.
Ancak herkesin doğrusu kendisine ait olunca kafalar karışmaya başlıyor.
Hayatın kendisi aslında bir kavgadan ibaret.
Kavganın içinde herkes kendini haklı görüyor.
Şimdi…
Yine başa dönersek…
Kendimize şu soruyu soruyoruz.
“Barış” ulaşılabilir/elde edilebilir bir durum mudur.?
Bana sorarsanız hayır…
O’nun bu dünyaya ait bir kavram olmadığını düşünüyorum.
Çünkü…
Herkes bir şeylerin peşinde.
İnsanlar yaşamak için uğraş vermek durumunda.
Yaşam bu esas üzerine kurulu.
Herkesin kendine göre bir hesabı var.
Bu bir gerçekse…
Barış bana göre hayal olmaktan öte bir anlam taşımıyor.
Hayatı kavgaya dönüştüren hesap Türkiye’de her şeyi altüst etti bile.
Terör hepimizin canını yaktı.
Analar,babalar ağladı.
Çocukların yüreği dağlandı.
Şimdi buradan nereye gelmek istiyorum.
İnsan için yaşam ;bir matematik denklemini çözme gücüne sahip olmayı anlatıyor.
Verilenler
İstenenler
Yapılması gerekenler
Sonuç.
Şimdi….
Problemi çözmek için ne gerekli.
Önce verilenleri çok iyi anlamak
Sonra muhakeme yeteneğini kullanmak
Sonra çözüme başlamak
İşlem hatası yapmamak.
Yani…
Doğru toplamak
Ve çıkarma yapmak
Çarpma ve bölme işlemlerini gerçekleştirmek.
Ve nihayetinde…
Sonuca ulaşmak.
Buna rağmen…
Çözümden emin değilseniz sağlama yapmayı da unutmayın.
Ne mi demek istiyoruz.
Olup bitenleri ciddiye almadığımız için hazırlıksız yakalanıyoruz.
Sorunlar yumak olup can almaya başladığında da olup bitene bir türlü anlam veremiyoruz.
İşte bu husus barışı engelliyor.
Başta da belirttiğim gibi…
Yaşadığım süre içinde barış denen şeye hiç tanık olmadım…!
Sanki birisi insanlık tarihi ile hesaplaşmak istiyor.
Dahası ondan intikam alma çabası içinde görünüyor.
Bu da bizi başa döndürüyor.
Ve Habil ile Kabil’i tarih içinde yeniden gündeme getiriyor.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Türkiye’yi yine kavurucu bir yaz bekliyor

Yayın: 26.04.2024 11:52
Paylaş:
A+ A-

Türkiye’nin büyük bölümünde geçen yıl yaz aylarında günlerce etkili olan kavurucu sıcakların, bu sene de rekor seviyelerde seyretmesi bekleniyor.

Birçok ilde geçen yıl hazirandan eylüle kadar mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıklarıyla rekorlar kırıldı. Türkiye’de 2023’ün en yüksek sıcaklığı, 49,5 dereceyle Eskişehir’in Sarıcakaya ilçesinde ölçüldü.

Küresel ısınmanın da etkisiyle yaşanan yüksek hava sıcaklıkları, bu yıl marttan itibaren etkili olmaya başladı. Martta bazı günlerde birçok ilde hava sıcaklıkları 30’lu dereceleri gördü.

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, AA muhabirine, Türkiye’de beklenen sıcak hava dalgaları ve uzun vadede yaşanabilecek iklimsel kaymaların olası etkilerini anlattı.

Uzun süreli sıcaklık artışlarının dünyanın hemen her bölgesinde devam ettiğini belirten Türkeş, Türkiye’de de ortalama en yüksek ve en düşük sıcaklıkların arttığını söyledi.

Gece sıcaklıkları ve rekor sıcaklıklarda belirgin yükselişler olduğunu, sıcak hava dalgalarının süresi, uzunluğu ve sıklığında çok ciddi artışlar gözlendiğini vurgulayan Türkeş, “2023 yaklaşık 1,5 santigrat derece küresel ısınma eşiğine erişti, yıl içinde birkaç kez geçti. 2023 yazı çok sıcaktı, 2024’te de her ay rekor sıcaklıklar yani sanayi öncesine göre en yüksek sıcaklıklar yaşanıyor ve yeni yüksek sıcaklık rekorları kırılıyor.” dedi.

Türkeş, martta Türkiye’nin büyük bölümünde hava sıcaklıklarının, mevsim normallerinin çok üzerinde seyrettiğini anımsattı.

Bu ay ise genellikle mayıs sonu, haziran başında görülen, 30’lu derecelere ulaşan sıcaklıkların yaşanmaya başlandığına dikkati çeken Türkeş, “Hem mevsimlik hava tahminleri hem de kısa süreli iklim öngörülerine baktığımızda çok büyük bir olasılıkla bu yaz da Türkiye’nin büyük bölümünde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üstünde olacak. Güneydoğu Anadolu’da, İç Anadolu’nun mikroklima çukur alanlarında, Güneybatı Anadolu’da yüksek sıcaklık rekorlarının kırılacağını öngörüyorum.” diye konuştu.

“2070’e kadar Büyük Ağrı’nın tepesindeki buzul takkesinin erimesini bekliyoruz”

Türkeş, yaptıkları araştırmalara göre, Akdeniz havzasında yer alan Türkiye’de, gelecekte hava sıcaklıklarının daha da artmasının, yaz sıcağının 5 ila 7 derece daha yüksek olmasının, yıl boyunca uzun süreli ortalamalardan 3 ila 5 derece sıcak havaların yaşanmasının beklendiğini bildirdi.

Yağış rejiminin değişeceğini anlatan Türkeş, şiddetli, kuvvetli, aşırı gök gürültülü sağanaklar ve bunların yol açacağı seller, akarsularda taşkınlar, kentlerde su baskınlarının bundan sonra daha çok görülebileceğini ifade etti.

Prof. Dr. Türkeş, yağış rejiminin değişmesinin, Akdeniz havzasında özellikle yılın soğuk dönemlerinde kuraklığın sıklığı, süresi ve şiddetini artırabileceği uyarısında bulunan Türkeş, şöyle devam etti:

“Türkiye’deki ana iklim bölgelerinde çok ciddi alansal kaymalar söz konusu. 50 yıl içinde Akdeniz ikliminin bugünkünden çok daha geniş alanları kaplayacağı öngörülüyor. Örneğin Batı Karadeniz’in büyük bölümü, Karadeniz’in iç bölgeleri, ‘yağmur gölgesi’ adını verdiğimiz vadi kuşakları, Akdeniz ikliminin etkisi altına giriyor. İç Anadolu’da egemen olan yarı kurak step iklimi de alanını genişletiyor. Dolayısıyla yüzyılın sonuna ulaşmadan büyük bir olasılıkla Türkiye, çok daha sıcak ve kurak Akdeniz ve step iklimlerinin egemenliğine girecek.”

Hava sıcaklıklarının Karadeniz Bölgesi’ndeki nemli ılıman iklimin, Doğu Anadolu’daki soğuk iklimin alanını daraltacağını dile getiren Türkeş, Kuzeydoğu Anadolu’nun kuzey bölümleri dışında soğuk iklim kuşağının tümüyle ortadan kalkacağını söyledi.

Buzulların hızla eridiğine dikkati çeken Türkeş, şunları kaydetti:

“Buzullar çok önemli. Buzulların oluştuğu dağlar aynı zamanda kalıcı karın bulunduğu alanlar. Orta ve kötümser iklim senaryoları gerçekleşirse gelecekte kar yağışı hemen hemen hiç düşmeyeceği için ilkbahar kar erimeleri yaşanmayacak. Aynı zamanda hızla erimekte olan dağ buzullarımız, hatta yüzyılın sonundaki kötümser senaryoda Büyük Ağrı’nın tepesindeki buzul takkesinin erimesini bekliyoruz. 2070’e geldiğimizde büyük bir olasılıkla çok ciddi bir değişiklik olmazsa bunları çoktan yaşamış olacağız. Artık çok daha sıcak, çok daha kurak, aşırı hava ve iklim olaylarına elverişli bir dünyaya kapıyı açtığımızı söyleyebilirim.” (AA)