Bölgenin Sesi Gazetesi
 

Yayın: 22.05.2015 10:07
Paylaş:
A+ A-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim ziyaretleri kapsamında Karabük’te halka hitap etti.

Kılıçdaroğlu, “Ben siyaseti zenginleşme aracı olarak görmüyorum. Siyaset hizmet aracıdır. Refahı tabana yayacağız. Bir avuç insan zengin olurken binlerce insan fakir olmamalıdır. Herkesin huzur içinde yaşaması için refahın tabana yayılması lazım gelir” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak olan Genel Seçimler öncesinde Karabük’te halka hitap etti. Karabük’te alanı dolduran coşkulu kalabalığa hitap eden Kılıçdaroğlu, siyaseti hiçbir zaman zenginleşme aracı olarak görmediğini söyledi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu eleştiren Kılıçdaroğlu, “Başbakan’ın ağzından ‘İşsizliği şöyle önleyeceğiz’ diye cümle duydunuz mu?” dedi. Taşeron sistemini de kaldıracağını ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, “Ben 7 çocukla bir ailenin evladıyım. Kardeşlerimin hiç birisinin geliri yok. Gemisi yok, ayakkabı kutusu yok. Devlet bütçesinden sonra en büyük bütçeyi yönettim. Ama kimse bana ‘Sen aileni, amcanı dayını zengin ettin’ diyemez. Bizimle onların arasında Ağrı dağı kadar fark var. CHP iktidarında onlara kurs açacağım. Devlet nasıl yönetilir, kul hakkı nasıl yenmez. Ben sizin için çalışırım. Başbakan Davutoğlu Erdoğan ve onun ailesi için çalışır. Ağzından ‘İşsizliği, yoksulluğu şöyle önleyeceğiz’ diye bir cümle duydunuz mu? Halk için çalışmazlar onlar. Halk için çalışacak olan kişi halk gibi yaşayacak. Vatandaşın derdini bilecek. Siyaset zenginleşme aracı değildir. Politikacının cebi değil vatandaşın cebi önemlidir. Vatandaş siftah yapıyor mu? Emekli huzur içinde yaşıyor mu?” diye konuştu.

MAĞDUR EDEBİYATI YAPIYORLAR

Hükümetin mağdur edebiyatı yaptığını öne süren Kemal Kılıçdaroğlu, “Onlar şimdi mağdur edebiyatı yapıyorlar. Kaynak nereden bulacaksın diyorlar. Göreceksin iktidara geldiğimde yapacağım. Mağdur edebiyatı yapıyorlar. ‘Efendim kefenimizi giydik’ diyorlar. Kefeni niye giydin kardeşim. İdam yok bir şey yok. Sonra kaldı ki zaten idamlara karşıyız. Siyasi idamlardan bu ülke çok çekti. Yazık günah, böyle bir şey yok. Ama millete ‘Efendim ben kefeni giydim. Bana sahip çık’ diyorlar. Malı götürürken bir şey yok. Sen Cumhurbaşkanı oldun. Araban var, uçağın var, sarayın var, koruman var, ordun var. Kardeşim ne mağduru? Mağdur olan vatandaş emin olun” dedi.

17 MİLYON YOKSUL ATATÜRK’ÜN TÜRKİYESİ’NE YAKIŞMIYOR

Türkiye’de 6 milyon 200 bin işsiz olduğunu ve 17 milyon yoksul bulunduğunu ifade eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Sandığa giderken yanınızda bir kişiyi daha CHP’ye oy vermesi için getireceksiniz. Eğer itiraz ederse ‘Bu güne kadar CHP’ye oy vermedim’ derse siz de ona şöyle söyleyin, “13 yıl kredi açtık. 13 yılın sonunda 6 milyon 200 bin işsizimiz var. Meydanlarda söylemiyorlar. Sadece Kılıçdaroğlu nasıl yapacak diyorlar. Yapacağım siz de göreceksiniz. 17 milyon yoksul var. Çocuklar açlıktan öldü. Hep beraber gidelim. CHP için oy kullanalım.’ Diyeceksiniz. 17 milyon yoksul, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiyesi’ne yakışmıyor. Çocuklarımız var, üniversiteyi bitirdiler. Öğretmen olacaklar. 350 bin öğretmen bekliyor. Onların çocukları KPSS sınavına girmeden doğrudan memur oluyorlar. Bizim çocuklarımız atama bekliyorlar. 8 milyon emekli ayda bin liranın altında maaş alıyor. Sözüm söz Ramazan ve Kurban Bayramı’nda birer maaş ikramiye vereceğim. Belki o vatandaşımızı ikna konusunda kaynak konusunda soru sorabilir. Ona şunu söyleyin, ‘Kılıçdaroğlu Karabük’e geldi ve söz verdi. Kaçak Saray ve ona giden bütün paraları kesip emekliye vereceğim. 6 milyon 200 bin işsizimiz var. Anne baba bekler çocuk ne zaman işe girecek diye. İşsizliğin ne olduğunu bilirim. O beylerin çocukları KPSS sınavına bile girmezler. Çünkü arkalarında dayıları var. Ben arkasında dayısı olmayan bir Türkiye inşa edeceğim.”

GENÇLER “YUH ÇEKMEYİN” UYARISI

TBMM’ye “Yabancıların Çalıştırılması Hakkında Kanun Tasarısı”nın gönderildiğini söyleyen CHP Lideri, gençlerin yuhalaması üzerine uyarıda bulundu. Kılıçdaroğlu, “Bu gün TBMM’ye yazılan bir yazı var. Başbakanlık yazıyor. Ne diyor ‘Yabancıların Çalıştırılması Hakkında Kanun Tasarısı.’ Yuh çekmeyin gençler, gidin gerekeni sandıkta gösterin. Türkiye’de 6 milyon 200 bin işsiz var. Benim derdim bizim çocuklarımız. Bizim çocuklarımız üretecek. Bizim çocuklarımızın alın terine önem vereceğim. Düne kadar bizim Suriye ile ne derdimiz vardı? Bir sabah kalktın Suriye’yi bize düşman ettin. Müslümanı Müslümana kırdırdın. Elbette biz konuksever bir ülkeyiz. Sen 2.5 milyon Suriyeli’ye 5.5 milyon buluyorsun da bizim emeklimize, işsizimize gelince mi kaynak yok” şeklinde konuştu.

SİYASET DÜRÜST İNSANLARIN İŞİ OLACAK

İnsanların huzur ve iyi bir ortamda yaşamak istediğini söyleyen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Karabük’ten kimse kusura bakmasın. Size sitemim de olacak. Madem ki ben sizden birisiyim. Madem ki ben sizin için çalışıyorum. O zaman sizden sitemim olacak. Karabük’te binlerce emekli var. Hiçbir emeklinin fire vermesini istemiyorum. Ben emekli için çalışacağım, emekli ‘beyler’ için çalışacak. Bu olmaz. Şapkayı önümüze koyup düşüneceğiz. Yandaşa var, sana gelince kaynak yok. Sandıktan da benden sana oy yok. Karabük’ün Karabük olmasının temelinde CHP var. O zaman Karabüklü kardeşlerimden ricam olacak. Oturup konuşacağız. Siz kul hakkı yemeyen bir yönetim istiyor musunuz? O zaman tek adres var. Bütün Türkiye’de söylüyorum. Fakirin, garibanın dostu biziz. Siyaset dürüst insanların işi olacak. Ne olacak bu ülkenin hali diye kendi kendimize soruyoruz. Türkiye büyük bir ülke, kendi sorunlarını aşabilecek kapasiteye sahip bir ülke. Bu ülkede tek eksiğimiz namuslu, dürüst siyaset. Ben size dürüst siyaset sözü veriyorum. Ben size namuslu siyaset sözü veriyorum. Ben size sizden topladığım her kuruşun hesabını verme sözü veriyorum. Beraber çalışacağız, beraber mücadele edeceğiz. Hayatımda hiçbir vatandaşa ‘Niye şu partiye oy vermedin?’ diye sitemim olmadı. Görüşü, inancı, kimliği, yaşam tarzı ne olursa olsun bütün vatandaşlarımın başımın üstünde yeri vardır. Ben siyaseti zenginleşme aracı olarak görmüyorum. Siyaset hizmet aracıdır. Refahı tabana yayacağız. Bir avuç insan zengin olurken binlerce insan fakir olmamalıdır. Herkesin huzur içinde yaşaması için refahın tabana yayılması lazım gelir. Emekliye vermeyi düşündüğümüz iki maaşın temelinde bu yatıyor. O emekli bu yolları yaptı. Fabrikaları kurdu, dükkanında çalıştı. Emekli kardeşlerimden bir tek fire istemiyorum. Hepsinin oyunu istiyorum. CHP iktidarında çıkaracağımız ilk kanun, ilk dört ay içerisinde emekliye ikramiyenin verilmesi kanunudur. Burada herkes üç aşağı beş yukarı bir şekliyle çalışıyor. Asgari ücret 949 lira, 1500 yapacağım dedim. Kıyameti koparıyorlar. Maliye Bakanı ‘İşçiye asgari ücreti yapmak işçi için zulümdür’ diyor. Ben de o beyefendiye diyorum ki ‘Sevgili Bakan kardeşim; sen ayda 14 bin lira alırken zulüm değil de işçiye ayda 1500 lira verince mi zulüm oluyor.’ Bizim anlayışımızla onların anlayışını soruyorum. Bizim vatandaşı nasıl düşündüğümüzü siz bilin. Onlar vatandaşı nasıl düşünüyor, vatandaşı yolunacak kaz gibi görüyorlar. Vatandaş şanlı bayrağın altında işsiz kalmayacak. Onurlu bir yurttaş gibi kendi ülkesinde yaşayacak”

CHP Lideri konuşmasında taşeron sistemini de kaldıracağını sözlerine ekledi. Karabük Mitingi, milletvekili adaylarının tanıtımı ise son buldu.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Otizmli radyo programcısı engelli bireylere yönelik farkındalık oluşturuyor

Yayın: 23.09.2023 04:48
Kaynak: AA
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – ŞULE ÖZKAN – Türkiye'nin birinci ve tek otizmli radyo programcısı Muhammed Emirhan Güngör, “İnsanlar bizi fark etsin ve fırsat versin. Fırsat verildikçe neler yapabildiğimizi görecekler. Engelliler ve otizmliler bir gün değil her gün hatırlanmalı.” dedi.

Güngör, AA muhabirine, otizmli birey olarak radyo programcılığı hayalini gerçekleştirmesini ve engelli bireylere yönelik farkındalık oluşturma gayretini anlattı.

Kocaeli'de dünyaya gelip büyüdüğünü belirten Güngör, küçüklüğünden bu yana basın bölümünü yakından takip ettiğini söyledi.

Güngör, “çok yaramaz ve hiperaktif” bir çocuk olduğunu aktararak, “Otizmli olduğumu, küçük yaşlarda evrakları karıştırırken sıhhat raporuma denk gelince öğrendim. Daha evvel ailem bana söylememişti. Herhalde söylemek istemiyorlardı. Çocukken çok yaramazdım lakin televizyon ve gazeteye ilgim vardı. Beş yaşından beri radyo dinliyorum. Çocukluğumdan lise dönemime kadar her hafta sonu koşa koşa gazete almaya giderdim.” diye konuştu.

– “Programda engelli bireylerin sıkıntılarına tahlil aramaya çalışıyorum”

Bazılarının otizmli olduğu için kendisini dışlayıp ötekileştirdiğini lisana getiren Güngör, “Sadece 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü'nde ve 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde değil, her gün anlaşılmalı ve ötekileştirilmemeliyiz. Bunu insanlara anlatmaya çalışıyorum.” sözünü kullandı.

Güngör, Kocaeli'deki bir radyoda yaklaşık 2 yıldır “Engelsiz Yaşam” isminde program sunduğundan bahsederek, şöyle devam etti:

“Bu programda engelli bireylerin sıkıntılarına tahlil aramaya çalışıyorum. Sıhhat dalından yahut sivil toplum kuruluşlarından uzman isimlerle engelli yaşama dair konuşuyoruz. Çok olumlu reaksiyonlar aldım. Beşerler programımı severek dinliyor. Hedeflerim ortasında ulusal radyo ve televizyon kurumlarında çalışmak var. Staj yaparak deneyim kazanmak istiyorum ve bir müzik programı yapmak istiyorum.”

– “Otizmli olduğum için geçiştirdiklerini düşündüm”

Özellikle lise devrinden sonra ayrımcılık ve ötekileştirme yaşadığının altını çizen Güngör, “Ayrımcılığa çok uğradım, hala daha uğramaya devam ediyorum. Otizm denilince insanların aklına 'Bize ziyan verebilir' niyeti geliyor. Bize farklı bakılıyor.” biçiminde konuştu.

Güngör, ailesinin radyocu olmasını gelir elde etmekte zorlanabileceği niyetiyle istemediğini anlatarak şunları kaydetti:

“Radyoculuktan evvel 2 sene öbür işlerde çalıştım. Bir lokantada garsonluk tecrübem oldu. Daha sonra pişmaniye fabrikasında çalıştım. İşten çok sıkılmıştım, 'artık hayatımın işini yapmalıyım' diye düşünüyordum. Radyocu olabilmek için pişmaniye fabrikasından kaçtım. İzmit'teki radyolara gittim lakin programcı almadıklarını söylediler lakin otizmli olduğum için geçiştirdiklerini düşündüm. Sonunda Türk halk müziği çalan bir radyo beni kabul etti. Orada radyo programlarının nasıl yapıldığını öğrendim. 25 Mayıs 2019'da Türkiye'nin birinci ve tek otizmli radyo programcısı oldum.”

– “Otizmli bireyler beni örnek alıyor”

Çevresinin geniş olduğunu lakin yeni bir beşerle tanıştığında kendisine karşı ön yargı hissettiğini belirten Güngör, “İnsanlar bizi fark etsin ve fırsat versin. Fırsat verildikçe neler yapabildiğimizi görecekler. Engelliler ve otizmliler bir gün değil her gün hatırlanmalı.” değerlendirmesinde bulundu.

Radyo ve televizyon alanında çalışmak isteyen otizmli bireylere örnek olan Güngör, kelamlarını şöyle tamamladı:

“Engellilerle ilgili farkındalık oluşturmak için programlar yapıyoruz. Özel ihtiyaçlı bireylerin aileleri bana yazıyor. 'Bizim oğlumuz da otizmli, sizi görünce gururlanıyoruz.' diyorlar. Benden teklifler almaya çalışıyorlar, onların sayesinde bu kadar faal bir biçimde çalışıyorum. Otizmli bireyler beni örnek alıyor. Bu hususta birinci ve tekim lakin inşallah her alanda çalışan otizmli bireylerin sayısı artar.”