Bölgenin Sesi Gazetesi

Yayın: 22.07.2019 23:51
Paylaş:
A+ A-

Karabük Haddeciler Derneği Başkanı Pehlivan Baylan, MHP Gene Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşerek, Filyos’taki Endüstri ve Liman Bölgesi’nden Karabük olarak istifade edilemeyeceği konusundaki sıkıntıların çözülmesi için yardım istedi.

31 Mart Seçimlerinin ardından göreve gelen belediye başkanlarına yönelik ‘3T’ adını verdiği ‘teşekkür, takdir ve tebrik’ konulu ziyaret kapsamında Karabük’e gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşen Karabük Haddeciler Derneği Başkanı Pehlivan Baylan, yapım sürecinde olan Filyos Limanının Karabük sanayicisi için önemli olduğunu söyledi. Baylan, Karabük’te 1990 yıllarına kadar 53 tane olan demir çelik yan sanayi haddecilerin sayısının 22’ye düştüğünü belirterek, “Düşmemizin sebebi denize ve limana uzak oluşumuzdur. O yüzden Filyos Liman Projesi bizim için olmazsa olmazımız. Biz 50 senedir hayal ettiğimiz Filyos Limanının Zonguldak ve Bartın dan fazla hep siyasi anlamda dile getirdik, yatırımları takip ettik ve ödenekler aldırdık. Bu noktada Filyos Limanı alt yapısının Ekim sonuna kadar biteceğini, Ekimin sonundan sonra da üst yapısının ihale edileceğini bu arada 6 milyon metrekare olan bir alanda 1 milyon 800 bin dönüm araziyi bir özel firmaya verildiğini, aynı firmanın yan kuruluşuna buranın Organize ve Endüstri alanı müteşebbis heyetinin başına getirildi. Biz Karabük Haddeciler olarak müracaatımızı yaptık. 3 milyon 150 bin metrekare için Sanayi Bakanlığına müracaatımızı yaptık. Bakanlık ile bürokratlar arasında bir çelişki olduğunu görüyoruz. Bakanlık olumlu bakıyor, bürokratlar burada bacalı sanayi olmayacak diyor” dedi.

Baylan 50 yıldır hayal edilen bir limanda Karabük’ün yer alamaması sonrası sıkıntılar yaşayacağını ifade ederek, “Karabük’teki tesislerimizi oraya entegre edemezsek rekabet etme şansımızın olmayacağını ve 22 tane haddanenin kapanacağını, zora gireceğini özellikle KARDEMİR ve Karabük TSO ile haddecilerinin söz sahibi olmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Güven Hastanesi’nden “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi Türkiye” değerlendirmesi

Anadolu Ajansı
Yayın: 19.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İbrahim Demirci, 18 Mayıs Avrupa Obezite Günü kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye ilişkin son verilerini değerlendirerek uyarılarda bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirci, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların her yıl katlanarak arttığını belirtti.

Demirci, özellikle çocuklarda obezite sıklığının erişkinlere göre daha hızlı arttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Henüz toplum olarak sağlıklı yaşam için beslenmenin ve egzersizin önemini tam kavrayamadık. Genel olarak, yüksek kalorili besleniyoruz. Yemek yemek bizim için hobi ve eğlence niteliğinde. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla buluştuğumuzda planlarımızı yemek üzerine kuruyoruz. Vakit geçirirken, yemek yemeyi seviyoruz. Seçeneklerimiz arasında birlikte yürüyüş yapmak çok fazla tercih edilmiyor. Hala, toplumumuzun bazı kesimlerinde kilolu insanların daha sağlıklı olduğu düşünülmekte. Kültürün, geleneklerin ve adetlerin etkisiyle toplumumuz yemekle arasına mesafe koyamıyor.

– Endokrin bozucu kimyasallar obeziteye yol açıyor

Son zamanlarda tüm dünyada miktarı artan endokrin bozucu kimyasalların da obeziteyi tetiklediğini vurgulayan Demirci, işlenmiş ve hazır gıdalar konusunda uyarılarda bulundu.

Demirci, endokrin bozucu maddeler arasında, solunan hava, içilen su ve yenilen gıdalarla vücuda giren ve biriken, endokrin sistemini olumsuz etkileyen ve bu etkilerini nesilden nesile aktarabilen kimyasal maddeler olduğuna işaret ederek, “Endokrin bozucu kimyasallardan tamamen uzak kalmak mümkün olmasa da sağlıklı ürünler tüketerek ve hayatımızda plastik kullanımını minimuma indirerek en azında bu zararlı kimyasallara maruziyetimizi elimizden geldiğince azaltmamız gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

Obezite sıklığının tüm dünyada hızla artığına ve son 20 yıldır obezite artışını durdurabilen bir ülke olmadığına vurgu yapan Demirci, eğer obezite sıklığındaki artış önlemez ise 2035'te dünya nüfusunun yarısından fazlasının kilo fazlalığı ve yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

– “Obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek”

Demirci, sağlık verilerine bakıldığında durumun iç açıcı olmadığının altını çizerek, “Yıldan yıla daha kötüye doğru gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü 2023 verilerine göre tüm dünyada obezite sıklığı yüzde 14 civarında. Bu yüzdeye, kilo fazlalığı olanları da eklediğimizde yüzde 38'e ulaşıyor. Artış hızı durdurulamaz ise 2035'te dünya nüfusunun yarıdan fazlası kilo fazlalığıyla mücadele etmek zorunda olacak. Ayrıca dikkat çekmek istediğimi önemli bir nokta, obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek. Çocukluk çağı obezitesi de günümüzde bir tehlikeli boyuta ulaşmış durumda.”

Türkiye açısından durumun biraz daha ciddi boyutta olduğuna vurgu yapan Demirci, “Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre ülkemizde kilo fazlalığı yüzde 35.6, obezite sıklığımız ise yüzde 20.2. Verilere göre Avrupa'nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz.” bilgisini paylaştı.

Obeziteye karşı başarılı mücadele etmek için farkındalığın artması gerektiğini belirten Demirci, obeziteyle mücadelenin “ülke politikası” olarak benimsenmesi ve sosyal yaşamın sağlığını ön planda tutacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.