Bölgenin Sesi Gazetesi

Yayın: 11.03.2020 21:54
Paylaş:
A+ A-

Karabük Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen “Doğu Türkistan Akademisi”, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen “Doğu Türkistan’ın Geçmiş ve Günümüz Türk Devletleriyle İlişkisi” adlı konferans ile sona erdi.

Karabük Üniversitesi Yeniler Kulübü ve Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Karabük İl Temsilciliği iş birliğinde düzenlenen “Doğu Türkistan Akademisi” dört haftanın sonunda tamamlandı. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen akademinin dördüncü haftasında “Doğu Türkistan’ın Geçmiş ve Günümüz Türk Devletleriyle İlişkisi” konulu konferansta konuşmacı olarak Prof. Dr. Alimcan İnayet yer aldı.

“Doğu Türkistan toprakları asla vazgeçilemez Türk topraklarıdır”

Doğu Türkistan Türkleri ile Anadolu Türkleri arasındaki ilişkileri anlamak için tarihi iyi bilmek gerektiğini söyleyen İnayet, tarihi önemi şu şekilde ifade etti:

“Doğu Türkistan toprakları, Türk topraklarıdır. Türk’ün ata yurdudur. Türk kültür ve medeniyetlerinin beşiğidir. Çünkü Satuk Buğra Han, Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacib, Ahmet Yesevi ve daha sonralarda Ali Şir Nevai gibi Türk kültürünün büyük değerleri bu bölgede doğup büyümüşlerdir. Bu coğrafya Türk milli ve kültürel kimliğinin beslendiği topraklardır. Bu sebeple Doğu Türkistan toprakları asla ihmal edilemez, vazgeçilemez Türk topraklarıdır. Eğer bu topraklar elden giderse Türk milli kimliğinin temelleri sarsılmış olacaktır.”

Doğu Türkistan Türkleri ile Anadolu Türkleri arasındaki siyasi ve kültürel ilişkilerin Osmanlı döneminde yoğunlaştığını belirten Prof. Dr. İnayet, “Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde bu ilişkiler zirve noktasına ulaşmaktadır. Bu dönemlerde birçok alim, yazar ve sanatçı beyin göçüyle Anadolu topraklarına göçmüşlerdir. Ayrıca Osmanlı devleti, o dönemde kurulan Kaşgar Hanlığı’na top ve tüfeğin yanında eğitim vermek üzere subaylar da göndermiştir.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr.İnayet, Cumhuriyet döneminde de birçok Uygur Türkü’nün Türkiye’de eğitim gördüğünü dile getirerek, “1930 yılında Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti kurulduğunda Türkiye’den müfettiş olarak görevliler gönderilmekte ve hükumet çalışmalarına destek verilmektedir.” ifadelerini kullandı.

Konferansın sonunda teşekkür konuşmasını yapan Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Karabük İl Temsilcisi Muhammed Akif Yağımlı öğrencilere Kudüs Akademisi’nin yapılacağının da haberini verdi.

 

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bu portreler poşet ve atıklardan yapıldı

Yayın: 08.05.2024 10:47
Paylaş:
A+ A-

“Sürdürülebilir Sanat” sergisi sanatseverlerle buluştu

Sanatçı Deniz Sağdıç’ın izleyenleri tüketim kavramı üzerinde düşünmeye davet ettiği sergide, elektronik devre, tekstil, ilaç, poşet ve kapak gibi atıklar kullanılarak hazırlanan 8 portre yer alıyor.

Görsel sanatçı Deniz Sağdıç’ın atık ürün ve objeleri sanat eserine dönüştürdüğü çalışmalarından hazırlanan “Sürdürülebilir Sanat” sergisi ziyarete açıldı.

Sergi, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Merkezi’nin fuaye alanında sanatseverlerle buluştu.

MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, sergiye ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, MÜSİAD 34. yıl dönümü haftası etkinlikleri kapsamında serginin hayata geçirildiğini söyledi.

MÜSİAD Türkiye’nin Gücü Ödülleri’nin 9 Mayıs’ta düzenlenecek programda sahiplerini bulacağını aktaran Asmalı, “Bu kapsamda, ‘Bir dizi sanatsal faaliyet yapalım.’ dedik ve bugün burada sürdürülebilirlik başlığı altında Deniz Sağdıç Hanımefendinin endüstriyel atıklardan oluşan ürünlerini sergiledik.” dedi.

Eserlerin büyük bir beğeniyle izlendiğini dile getiren Asmalı, şunları kaydetti:

“Sürdürülebilirlik önemli bir kavram. Öncelikle bizim nesillerimize, çevreye karşı bir yükümlülüğümüz var. Bir emanet gözüyle bakıyoruz. Nasıl evlatlarımız, ailemiz bize birer emanetse doğamız, çevremiz, bütün canlılar da bize emanettir. Dolayısıyla bu emanete hep birlikte sahip çıkmak için bir farkındalık oluşturalım istedik. Sergi de bu amaca hizmet ediyor.”

“Sürdürülebilirlik politikalarının desteklenmesi heyecan verici”

Sanatçı Deniz Sağdıç ise yurt içi ve dışında yüzden fazla sergiye katıldığını söyledi.

Sosyal sorumluluk ve sosyal farkındalık projeleri yürüttüğünü dile getiren Sağdıç, sanat evine gelen misafirlerine sürdürülebilirlikle ileri ve geri dönüşümü anlatmaya çalıştığının altını çizdi.

Sağdıç, MÜSİAD’ın çok fazla üreticinin üyesi olduğu, üretime yön veren markaların bulunduğu çok özel bir kurum olduğunu vurgulayarak, “Bütün üreticilerin aslında kendi içinde sürdürülebilirlik politikalarını desteklemesi, kendi ürünlerinden artakalan atıkların dahi sanat eserine dönüşebileceğini söylemeleri, benim için çok heyecan verici.” şeklinde konuştu.

Serginin üreticilerin defolu ürünlerinin atık denilen ürünlerle birleştirildiği bir hikayesi olduğunu sözlerine ekleyen sanatçı, MÜSİAD ile kaliteli üretim ve sürdürülebilirliğin yanı sıra farkındalık oluşturacak projelere imza atmayı amaçladıklarını kaydetti.

İzleyenleri “tüketim” kavramı üzerinde yeniden düşünmeye davet eden sergide, sanatçının elektronik devre, tekstil, ilaç, poşet ve kapak atıkları gibi 30’dan fazla atık türünü kullandığı 8 eseri görülebiliyor.

Sergide yer alan portreler tüketimin tüm insanlığın ortak meselesi olduğuna dikkati çekiyor.

Doğa dostu sürdürülebilir fikirlere ilham veren ve sanatın sürdürülebilirliğine vurgu yapan sergi, 10 Mayıs’a kadar görülebilecek.