Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Türkiye'nin ikinci yüzyılının hukuk, adalet ve hakkaniyet üzerinde, kul hakkına riayet ederek yükseleceğini bildirdi. 100. Yıl Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Ombudsman Karabüklülerle Buluşuyor" programına katılan Malkoç, buradaki konuşmasında, Kamu Denetçiliği Kurumu'nun halk ile vatandaş arasında çıkan sorunların çözümünde mahkemesiz olarak gayeye ulaşmak ve vatandaşı rahatlatmak için kurulmuş olan bir kurum olduğunu söyledi.Kamu Denetçiliği Kurumu'nun Türkiye'nin en dinamik kurumlarından birisi olduğunu belirten Malkoç, "Mahkemeye gitmeden önce devletle idare arasındaki çıkan bu sorunları çözmek için birçok kurum kurulmuş. CİMER bunlardan bir tanesi. En çok bilineni. Kamu Denetçiliği Kurumu da bir farklı. Her birinin fonksiyonları ayrı ayrı. Biz anayasadan ve kanundan aldığımız yetkilerle sizlerin müracaatları, şikayetleri üzerine idarenin eylem ve işlemleriyle tutum ve davranışlarını denetliyoruz, tavsiye kararları veriyoruz ve bu faaliyetlerimizle yıllık olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bildiriyoruz." dedi. Malkoç, idarenin hizmet kalitesinin yükseltilmesine çalıştıklarını ifade ederek, şunları kaydetti: "İdarecilik de iyi yönetim ilkeleri vardır. Ayrımcılık yapılmaması, tarafsız davranılması, vatandaşa adil çözümler önerilmesi, vatandaşın bildirilmesi, vatandaşın bilgilendirilmesi, işte Kamu Denetçiliği Kurumu bu iyi yönetim ilkelerinin idarede uygulanıp uygulanmadığını bir bakıma denetleyen kurum. İnsana var olan haklarını en iyi uygulanıp uygulanmadığını ve bu konuda bilgi eksikliği varsa bu bilgilendirilmeyi arttırması için kurulmuş." Bir sorunun mahkemeye intikal etmeden çözülebilmesinin önemli olduğunu değinen Malkoç, "Tabi asıl mesele hiç sıkıntı olmadan hizmetlerin yürümesi ama insanın olduğu yerde eksiklik ve noksanlık her zaman oluyor. İşte kamu denetçiliği kurumu da vatandaşla devlet arasında bir ara bulucu. Bunun ne faydası var? Çok faydaları var ama hukuk fakültelerinde ilk derse giren hocalar bütün öğrencilere şunu söylerler. En iyi mahkeme kararından daha iyidir, taraflar arasındaki en kötü anlaşma. Bakın en iyi mahkeme kararından daha iyidir taraflar arasındaki en kötü de olsa anlaşma. Çünkü anlaşmada rıza vardır. Anlaşmada mutabakat vardır. Anlaşmada karşılıklı görüşme vardır." diye konuştu. Malkoç, Türkiye'de icra dosyaları dahil 20 milyona yakın dosya olduğunu dile getirerek, "Şimdi 20 milyon dosyada siz dünyanın en adil kararını da verseniz 20 milyon memnun olacak, 20 milyon da üzülecek. Hadi davayı kazandığı zaman diyelim ki 10 bin liralık tazminat açmış veya alacak, açmış almış 3 bin lira. O da ayrıca memnuniyeti azalacak. İşte bunun yerine denmiş ki mahkemesiz çözümler bulunsun. Umut ediyorum bu Türkiye'de daha da yaygınlaşacak." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin köklü bir medeniyeti olduğunu vurgulayan Malkoç, şöyle konuştu: "Çok muhteşem bir geçmişimiz var. Dünyaya hakkı, adaleti öğretmişiz. Öyle değil mi? Selçuklularla, Osmanlılarla. Osmanlı'nın bayrağı üç hilaldi. Niye üç hilal? Dünyada üç kıta vardı o zaman. Öyle biliniyordu. Üç kıtada egemenlik, adaleti dağıttığı için, adaleti temsil ettiği için, filan adaletin sembolü, İslam'ın, huzurun sembolüdür. Onun için. İşte Türkiye'nin önümüzdeki yüzyılında Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını tamamladık. İkinci yüzyıla girerken, ikinci yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı olacağız diyoruz. İşte Türkiye'nin bu ikinci yüzyılı, yeni yüzyılı hukuk üzerinde, adalet üzerinde, hakkaniyet üzerinde kul hakkına riayet ederek yükselecektir. Bizim gibi kurumlar da buna katkıda bulunmaya çalışıyorlar." Programa Vali Fuat Gürel, Belediye Başkanı Rafet Vergili, Cumhuriyet Başsavcısı Koray Kesgin, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, kurum temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.(Haber Merkezi)