Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
30 Ağustos, 2023 15:44 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Gayrimenkul sektörü temsilcileri BDDK’nın konut kredilerine ilişkin kararını değerlendirdi

İkinci konutunu alacaklara yönelik yapılan kredi düzenlemesini değerlendiren sektör temsilcileri, söz konusu kararların ilk evini alacakların önünü açabileceğini ve konut fiyatlarındaki artışı frenleyebileceğini bildirdi.

İstanbul
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) konut kredilerinde ve konut teminatlı kredilerde uygulanacak kredi değer oranlarında değişikliğe gitmiş, ikinci el konutunu alacaklara yönelik çeşitli kısıtlamalar getirmişti. Finansal istikrarın güçlendirilmesine yönelik koordineli makro ihtiyati tedbirler kapsamında, ikinci ve sonrası konut alımında tüketicinin kendisinin, eşinin veya 18 yaş altındaki çocuklarının malik olduğu en az bir konutunun bulunması halinde konut kredisi değer oranı yüzde 75 daraltılmıştı. 5 milyon TL değerindeki bir evi, ikinci tapulu evi olarak alacak olanlara evin değerinin yüzde 22,5'i kadar kredi kullandırılabileceği açıklanmıştı. BDDK tarafından alınan karara ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan sektör temsilcileri, ikinci evini alacaklara yönelik uygulanacak kısıtlamalar sayesinde daha istikrarlı piyasa oluşumu sağlanabileceği görüşünde birleşti.

"Daha istikrarlı piyasa oluşumuna yönelik bir adım"

İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, BDDK'nın konut alımlarında kullanılan kredilere yönelik sınırlama kararını, "daha istikrarlı piyasa oluşumuna yönelik bir adım" olarak algıladıklarını söyledi. Bu kararın bankalardan kullanılan konut kredi miktarını daha da düşüreceğini dile getiren Durbakayım, "Ayrıca ikinci ve üçüncü evini almak isteyenleri firma bünyesinde kredi kullandırmaya yöneltecektir. Finans sektöründe artan kredi faiz oranlarına bağlı olarak firma bünyesinde uygulanan faiz oranları da BDDK'nın artırdığı risk primi oranından dolaylı olarak etkilenecektir. bunlar olumsuz olarak değerlendirilebilir." dedi. Durbakayım, "Bu kararın yatırım amaçlı konut edinimini zorlaştıracağı bir diğer sonuç olacaktır. Diğer bir ifadeyle, güvenli bir liman olarak bilinen gayrimenkulü, alternatif yatırım araçları arasında bir adım geriye düşürecektir." diye konuştu.

"İlk konutunu alacak vatandaşlarımızın önünü açmaya yönelik bir karar"

Gayrimenkul Pazarlama ve Satış Profesyonelleri Derneği (GAPAS) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Özcan da BDDK tarafından alınan kararlara ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "Konut kredilerine yönelik kısıtlama kararları, Türkiye'de genelde yüzde 60'lar düzeyinde olan ve son birkaç yıldır yüzde 50'lere inen konut sahiplik oranını artırmaya, ilk konutunu alacak vatandaşlarımızın önünü açmaya, finansmana erişimlerini kolaylaştırmaya yönelik olarak olumlu bir adımdır. Söz konusu kararlar, konuta talebi belli bir seviyede tutmak, satış fiyatlarının yukarı yönlü seyrini engellemek ve enflasyonist etkiyi azaltmak anlamında da uygun olarak değerlendirilmektedir." Özcan, sıfır konut alarak buraya taşınan ve elindeki dairesini satılığa ya da kiralığa çıkaran varlıklı kesime işaret ederek, "Kredi kısıtlaması nedeniyle yatırımcıların ikinci konutunu alamayacak olması kiralık konut veya uygun fiyatlı ikinci el ev arzını olumsuz etkileyebilecektir." şeklinde konuştu. Sahil beldelerinde ikinci evini alarak şehirlerdeki konutunu kiraya vermek isteyenlerin de önünün kapanacağını dile getiren Özcan, bu durumun kiralık piyasasına negatif etki edebileceğini vurguladı.

"Konut üretim hızı düşebilir"

İsmail Özcan, kredi kısıtlamasının konut yatırımını azaltabileceğine ve satış döngü hızını yavaşlatabileceğine dikkati çekerek konut üretim hızının düşebileceğini söyledi. Bu karardan inşaattan etkilenen alt sektörlerin yanı sıra gayrimenkul danışmanlarının da olumsuz etkilenebileceğini savunan Özcan, sözlerini şöyle tamamladı: "Kur korumalı mevduattan çıkacak kişilerin sıfır ve yeni gayrimenkul projelerinden alımlarında; ikinci konutunu ikamet ettiği farklı bir ilden satın alan kişilere; ikinci konutunu satın alan, elindeki konutu 1 yıl içinde satmayı ya da kiralamayı taahhüt eden kişilere; satın alacağı konutu kiraya vereceğini taahhüt eden kişilere ya kredi limitlerinde iyileştirme yapılmasının ya da eski sistemin kendileri için devam ettirilmesinin uygun olacağını düşünüyoruz."

"Keşke birkaç yıl önceden alınabilseydi"

İstanbul Emlak Brokerleri Kulübü İşletme Kooperatifi (İstebKOOP) Yönetim Kurulu Başkanı Ulvi Özcan ise söz konusu kısıtlamalara ilişkin, "Kesinlikle doğru bir karar, keşke birkaç yıl önceden bu karar alınsaydı. Benim onlarca tanıdığım bile Kovid-19 döneminde cazip kredi fırsatını değerlendirip ikinci ve üçüncü dairelerini aldılar. Sosyal devlet olmanın gereği bu hamleleri yapmaktır." şeklinde konuştu. Bu kararın etkili olabilmesi için "bütünsel bir konut politikası" olması gerektiğini vurgulayan Özcan, "Yapılan iş doğru, önemli ve gerekli ama yeterli değil. Umarım çağdaş ülkelerdeki benzer olumlu örnekler de dikkate alınarak fayda getirecek başka düzenlemeler de çoğalır." açıklamasında bulundu.

"Konut sahipliği oranını artıracak bir adım"

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Gayrimenkul Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Hakan Akdoğan da Türkiye'de son yıllarda yüksek talep nedeniyle konut fiyatlarında yaşanan artışa değinerek, söz konusu kararların ilk evini alacaklara yönelik pozitif ayrımcılık tanıdığını söyledi. Akdoğan, "Bu sayede konut sahipliği oranı artacaktır. Pazarda yüzde 25-30 oranında bir kiracı var. Bunun azaltılması ve piyasanın normalleşmesi adına atılan adımlar olarak görüyoruz." diye konuştu.

"Finansal istikrarın güçlendirilmesi amaçlanıyor"

MasterTürk Grubu Başkanı Gökhan Taş ise ikinci evini alanlara yönelik konut kredisi değer oranının yüzde 75 daraltılmasıyla "finansal istikrarın güçlendirilmesinin" amaçlandığını söyledi. Taş, "Elbette bu konut satışlarını etkileyecektir. Dikkat edin, ev sahipliği oranı son 10 yılda gerilemeyi sürdürüyor fakat ev satışı ise sürekli rekor tazeliyor. Bu, ev talebini oluşturanların önemli bir kısmının ikinci evini aldığını ortaya koyuyor. Bu anlamda talepte düşüş mutlaka olacaktır ama bir planın parçası diye düşünmek lazım. Ekonomiyi daha iyi hale getirecek, bizi gerçekle yüzleştirecek tedbirlerin bir an önce alınması lazım." açıklamasında bulundu.(AA)
blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
15 Nisan, 2025 19:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Şanlıurfa’da ‘UNESCO Müzik Şehri’ olma sevinci

Şanlıurfa’ya UNESCO tarafından "Müzik Şehri" unvanı verilmesinin sevinci yaşanıyor. Kent, 2026 yılında UNESCO Müzik Şehirleri Toplantısına ev sahipliği yapacak.

Şanlıurfa’ya UNESCO tarafından "Müzik Şehri" unvanı verilmesinin sevinci yaşanıyor. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, düzenlediği basın toplantısında, mutLu haberi basın mensuplarıyla paylaştı. Gülpınar, toplantıda tarihi, zengin kültürel birikimi ve köklü müzik geleneğiyle adından söz ettiren kentin UNESCO'nun Geliştirici Şehirler Ağı içerisinde "Müzik Şehri" unvanına sahip olarak önemli bir başarıya imza attığını söyledi.

"Dünyanın önemli aday şehirlerini geride bıraktık"

Gülpınar, "Dünyanın dört bir yanından aralarında Kansas City, Belfast, Da Lat gibi iddialı birçok uluslararası aday şehirle bu süreçte yarıştık ve onları geride bırakarak bu prestijli organizasyona ev sahipliği yapmaya hak kazandık. 2026 yılında düzenlenecek olan UNESCO Müzik Şehirleri Toplantısı'na ev sahipliği yapma hakkı, geçtiğimiz hafta İtalya Pesaro'da gerçekleştirilen toplantıda ilan edildi ve bu önemli görev Şanlıurfa'mıza verildi. UNESCO Müzik Şehirleri Toplantısı'na ev sahipliği yapacak şehri simgeleyen küre İtalya'dan bize geçti. Küre, 2026 yılında yapacağımız toplantı sonrasında bir sonraki ev sahibine teslim etmek üzere o güne kadar bizde kalacak. Bu karar, sadece şehrimiz için değil tüm Türkiye için büyük bir onur ve kültürel bir diplomasi zaferidir. Bu başarı, son bir yılda yürüttüğümüz yoğun çabalar ve diplomatik girişimler ile Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığımızın titizlikle yürüttüğü çalışmalar sayesinde mümkün olmuştur. Şanlıurfa'nın sadece bir müzik şehri değil, Göbeklitepe'den Balıklıgöl'e, eşsiz mutfağından halk edebiyatına kadar tarih ve kültürle yoğrulmuş çok yönlü bir medeniyetin merkezidir. Yaklaşık 80 ülkeden müzik şehirlerinin temsilcilerinin katılması beklenen bu toplantı, uluslararası işbirliklerinin geliştirilmesine, bilgi ve deneyim paylaşımının artırılmasına katkı sunacak; aynı zamanda şehrimizin yerel kültürel potansiyelinin global ölçekte tanıtımına imkan sağlayacaktır. Bugünden itibaren hazırlık sürecine girmiş bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.

Şanlıurfa’ya müzik şehri unvanının verilmesi kentte büyük sevince neden oldu. Vatandaşlar, turizm başta olmak üzere birçok alanda gelişime büyük katkı sağlayacağını belirtti.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.