“Maria” Adlı Filmde Başrol Oynayacaklar!

“Maria” Adlı Filmde Başrol Oynayacaklar!

Yayın: 02.10.2023 14:51 |Güncelleme: 27.12.2023 16:36
Paylaş:
A+ A-

Haluk Bilginer, Şilili Yönetmen Pablo Larrain’in Yeni Filmi “Maria”da Angelina Jolie’ye Eşlik Edecek

Haluk Bilginer, Angelina Jolie ile birlikte “Maria” filminde başrolde yer alacak. Pablo Larrain imzalı yapım opera sanatçısı Maria Callas’ın hayatını konu alıyor.

Haluk Bilginer, uluslararası projelerde yer alarak sesini tüm dünyaya duyurmaya devam ediyor. Yıldız oyuncu, Pablo Larrain’ın yeni filmi Maria’da Angelina Jolie ile başrolü paylaşacak.

Spencer ve Jackie gibi yapımlarla tanınan Şilili yönetmen Pablo Larraín’in Yunan asıllı Amerikalı soprano Maria Callas’ın hayatını anlatan bir film yapacağı ve başrolde Angelina Jolie ile anlaştığı geçen yıl ortaya çıkmıştı.

Şimdi ise Ranini TV’nin haberine göre yapımın bir diğer önemli rolü olan Yunan asıllı armatör ve iş insanı Aristotel Sokratis Onassis’i canlandıracak isim belli oldu. Şahsiyet dizisindeki performansıyla Uluslararası Emmy Ödülü’nde En İyi Erkek Oyuncu seçilen Haluk Bilginer Maria filminde Onassis’i oynayacak.

Haluk Bilginer’li “Maria” Filminde Çekimler Başlıyor

Prodüksiyon sürecinin ekim ayı içerisinde Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de başlaması beklenen Maria’nın senaryosunu Dirty Pretty Things ile Oscar adaylığı alan ve son dönemlerde Peaky Blinders ile adından çokça söz ettiren Steven Knight kaleme alıyor.

Maria filmi, ünlü opera sanatçısı Maria Callas’ın 1970’li yılların Paris’inde geçirdiği yalnızlığının son dönemlerini perdeye taşıyacak.

Yeni Angelina Jolie filmi Maria Callas

Maria Callas, New York’ta yaşayan bir Yunan göçmeniydi ve bir zamanların en ünlü sopranoları arasında yer alıyordu. Uzun bir süre boyunca Aristotle Onassis ile ilişki içerisinde olan Callas, Onassis’in Jackie Kennedy ile evlenmek için onu terk etmesiyle zor bir dönem yaşamak durumunda kaldı. Sanatçı bu ayrılığı tam anlamıyla atlatamadı. 1977 yılında henüz 52 yaşındayken bir kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.

Maria Callas’ın yaşamı boyunca Onassis’ten gördüğü taciz ve şiddet içeren davranışlar da kamuoyunda yoğun şekilde tartışıldı.

Pablo Larrain, Angelina Jolie ve Haluk Bilginer Son Dönemlerde Hangi Yapımlarda Görev Aldı?

Pablo Larrain son olarak Netflix’te yayına giren El Conde ile izleyicilerin karşısına çıktı. Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan kategorisinde yarışan yapım, Şilili diktatör Augusto Pinochet’in ölmediği ve bir vampir olarak geri döndüğü bir alternatifi konu alıyordu.

Maria’nın başrolü Angelina Jolie ise şimdilerde yönetmen koltuğuna geçtiği Without Blood’ın kurgu sürecine odaklanıyor. Salma Hayek, Demian Bichir, Juan Minujin ve Andres Delgado gibi isimlerin kadrosunda yer aldığı film genç bir kızın intikam hikâyesini takip ediyor.

Haluk Bilginer - Maria

Haluk Bilginer de son olarak Afşin Kum’un Sıcak Kafa romanından uyarlanan Netflix dizisinde ve Show TV’de yayınlanan ay Yapım imzalı Baba dizisinde rol aldı. Ünlü aktör yakın gelecekte Paramount+ platformunda yayına girecek The Turkish Detective dizisinde de kendisine yer bulacak.

Bilginer’in bir başka uluslararası projesi ise Elisabeth Moss’un başrolünde olduğu mini dizi The Veil. FX yapımı dizinin senaristliğini Steven Knight üstleniyor. Dizi, ölümcül bir hakikat oyunu oynayan iki kadının arasındaki gerilim dolu hikâyeyi konu alıyor. (Halil Kızılyer)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Güven Hastanesi’nden “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi Türkiye” değerlendirmesi

Anadolu Ajansı
Yayın: 19.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İbrahim Demirci, 18 Mayıs Avrupa Obezite Günü kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye ilişkin son verilerini değerlendirerek uyarılarda bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirci, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların her yıl katlanarak arttığını belirtti.

Demirci, özellikle çocuklarda obezite sıklığının erişkinlere göre daha hızlı arttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Henüz toplum olarak sağlıklı yaşam için beslenmenin ve egzersizin önemini tam kavrayamadık. Genel olarak, yüksek kalorili besleniyoruz. Yemek yemek bizim için hobi ve eğlence niteliğinde. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla buluştuğumuzda planlarımızı yemek üzerine kuruyoruz. Vakit geçirirken, yemek yemeyi seviyoruz. Seçeneklerimiz arasında birlikte yürüyüş yapmak çok fazla tercih edilmiyor. Hala, toplumumuzun bazı kesimlerinde kilolu insanların daha sağlıklı olduğu düşünülmekte. Kültürün, geleneklerin ve adetlerin etkisiyle toplumumuz yemekle arasına mesafe koyamıyor.

– Endokrin bozucu kimyasallar obeziteye yol açıyor

Son zamanlarda tüm dünyada miktarı artan endokrin bozucu kimyasalların da obeziteyi tetiklediğini vurgulayan Demirci, işlenmiş ve hazır gıdalar konusunda uyarılarda bulundu.

Demirci, endokrin bozucu maddeler arasında, solunan hava, içilen su ve yenilen gıdalarla vücuda giren ve biriken, endokrin sistemini olumsuz etkileyen ve bu etkilerini nesilden nesile aktarabilen kimyasal maddeler olduğuna işaret ederek, “Endokrin bozucu kimyasallardan tamamen uzak kalmak mümkün olmasa da sağlıklı ürünler tüketerek ve hayatımızda plastik kullanımını minimuma indirerek en azında bu zararlı kimyasallara maruziyetimizi elimizden geldiğince azaltmamız gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

Obezite sıklığının tüm dünyada hızla artığına ve son 20 yıldır obezite artışını durdurabilen bir ülke olmadığına vurgu yapan Demirci, eğer obezite sıklığındaki artış önlemez ise 2035'te dünya nüfusunun yarısından fazlasının kilo fazlalığı ve yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

– “Obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek”

Demirci, sağlık verilerine bakıldığında durumun iç açıcı olmadığının altını çizerek, “Yıldan yıla daha kötüye doğru gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü 2023 verilerine göre tüm dünyada obezite sıklığı yüzde 14 civarında. Bu yüzdeye, kilo fazlalığı olanları da eklediğimizde yüzde 38'e ulaşıyor. Artış hızı durdurulamaz ise 2035'te dünya nüfusunun yarıdan fazlası kilo fazlalığıyla mücadele etmek zorunda olacak. Ayrıca dikkat çekmek istediğimi önemli bir nokta, obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek. Çocukluk çağı obezitesi de günümüzde bir tehlikeli boyuta ulaşmış durumda.”

Türkiye açısından durumun biraz daha ciddi boyutta olduğuna vurgu yapan Demirci, “Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre ülkemizde kilo fazlalığı yüzde 35.6, obezite sıklığımız ise yüzde 20.2. Verilere göre Avrupa'nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz.” bilgisini paylaştı.

Obeziteye karşı başarılı mücadele etmek için farkındalığın artması gerektiğini belirten Demirci, obeziteyle mücadelenin “ülke politikası” olarak benimsenmesi ve sosyal yaşamın sağlığını ön planda tutacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.