Genel Başkan Değirmenci’den Karabük Ziyaretleri

Genel Başkan Değirmenci’den Karabük Ziyaretleri

Yayın: 10.10.2023 14:43 |Güncelleme: 27.12.2023 16:44
Paylaş:
A+ A-

Özçelik İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci ve genel merkez yöneticileri ve şube yöneticileri  Karabük’te bir dizi ziyaretlerde bulundu.
İlk olarak örgütlü oldukları Kardemir A.Ş’nin, Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’e hayırlı olsun ziyaretinde bulunan Genel Başkan Değirmenci ve beraberindekiler daha sonra

MHP Karabük İl Başkanlığı’na seçilen Cenk Gedikoğlu’nu da ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerinde bulundu.
Ziyarette konuşan MHP Karabük İl Başkanı Cenk Gedikoğlu, Özçelik-İş’in 6 bin kişilik Karabük’te, 45 bin kişilik Türkiye’deki dev ordusunu ağırlamaktan mutluluk duyduğunu belirterek, “Milliyetçi Hareket Partisi çok büyük bir camiadır. Davası için çile çekmişlerin partisidir. Şahsınızın da bugün Karabük ziyaretlerimizde programlarınız arasında ilk ziyaretini MHP’ye yapmış olmanız partimize verdiğiniz değeri göstermektedir. Kardemir işçisi bizim için önemlidir. Emeğin başkenti diye bahsedilir hep Karabük’ten. Emeğin başkenti o Kardemir’deki işçimizdir. Onun emeğidir ve emeğin başkenti olması sözünü de buradan almaktadır. Gerek temsilci gerek sendikalı gerek Kardemir’deki bütün çalışan arkadaşlarımız bizim için kıymetlidir. Özçelik işçisi Milliyetçi Hareket Partisi için her daim önem arz etmektedir. Herhangi birinin burnunun bile kanamaması, saçından bir ter bile alınmaması Milliyetçi Hareket Partisi’nin en hassasiyetlerden gösterdiği şeylerden biridir. Özçelik İş Sendikası Milliyetçi Hareket Partisi’nde ne zaman, nerede görmek isterse, her zaman yanındadır” dedi.

Yeni yönetimde teşkilatlarını yok saymadıkları için İl Başkanına teşekkür eden Genel Başkan Değirmenci,” Bu masada kaç kaç kere oturduğumu hatırlamıyorum. Geldiğimde mutlaka buraya geliriz, masada otururuz. Dolayısıyla burada misafir muamelesi bu da benim kendi yuvam. Benim bugünlere kişiliğiyle, duruşuyla, söylemiyle gençlik yıllarımda değerler katıp, ülkenin emek hareketinde söz sahibi olmamda doğru işleri yapmama vesile olmuş bu ocaktayız. Dolayısıyla mutluyum. Bir başka bahtiyarlığında başkanımıza teşekkür ediyorum, yeni liste oluştururken bizim teşkilatımızı yok saymadan, görmeden en az üç tane yönetim kurulu üyesini listesine alarak beklediğimiz MHP’nin içerisinde değerlendirme fırsatı vererek bizi onure etmiştir. Biz sadece sendikacılık yapmıyoruz dostlar. Ülkemizi, milletimizi, devletimizi, bayrağımızı, koruyup kollamak, içeriden ve dışarıdan hainlerin saldırısına geçit vermeme adına MHP ve AK Parti ile bu iki kuruluşumuzun değerli yöneticileriyle hep beraber koşuyoruz, koşturuyoruz. Özçelik İş’i sadece toplu sözleşmeyi imzalayan bir kurum olarak görürsek haksızlık ederiz. Yerel seçimlerde gördünüz Türkiye’nin her tarafında Hak- İş teşkilatları kendi sendikamız gece gündüz demedi, Cumhur İttifakı’yla beraber saklı gizli değil, açık, net ifadelerini böyle basa basa ortaya koyarak Cumhur İttifakını desteklemiştir. Ben siyasi kimliğimi hiçbir zaman saklamadım. Saklama ihtiyacını duymuyorum. Çünkü benim siyasi geçmişim, partilerim şereflidir, onurludur, haysiyetlidir” dedi.

“SENDİKAMIZ HER GEÇEN GÜN BÜYÜYOR”
Sendikamız her geçen gün büyüyor, büyütüyoruz arkadaşlarla beraber. Gerçekten şu anda sendikasının hiçbir problem yok. Bir tane problem var, örgütlenme ve büyümek. Türkiye’de sendikal yapıyı büyütmekte kolay olmuyor. Sabahtan akşama olmuyor. Ama 20 bin’lerden aldığımız sendikamızı 46 bin binlere getirdiysek doğru yoldayız demektir. İnşallah ocak istatistiklerini görünce daha da büyüdüğümüz görülecektir. Dev bir Özçelik İş’i bütün sorunları temizlenmiş, giderilmiş yolu açık, bahtı açık alanı geniş, bir milyondan fazla metal işçisi var. Onlara koşacağız, onların bize gelmesini beklemeyeceğiz, biz koşacağız. Genç bir kadromuz var Karabük’te elhamdülillah. Bu arkadaşlarımız hakikaten sende herkesin destan yazıyorlar. Örgütlenmeyle ilgili, büyümeyle ilgili destan yazıyor. Onların her biriyle gurur duyuyorum” ifadelerine yer verdi.

Genel Başkan Yunus Değirmenci, daha sonra beraberindeki heyetle birlikte TSO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Çapraz’ı ziyaret etti. Çapraz Genel Başkan Değirmenci’ye 3 Nisan’ın sanayi günü olması talebiyle alakalı ile yanımızı sendikamızla alarak bunu destekledik. Karabük alın terinin emeğin başkenti. Bu konuda birlikte hareket etmek bizleri ayrıca mutlu ediyor. Güçlerimizi birleştirirsek bundan mutlaka sonuç alırız” derken, Genel Başkan Değirmenci ise sendika olarak söylemden öteye taşınarak her türlü desteği vereceklerini söyledi.
Başkan Değirmenci, daha sonra Karabük TSO tarafından satın alınan TOGG aracına binerek aracı inceledi.

Özçelik-İş Sendikası genel Başkanı Yunus Değirmenci’ye ziyaretlerinde Genel Başkan Yardımcıları Bayram Altun, Mustafa Kılıç, Genel Sekreter Ahmet Çolak, Karabük Şube Başkanı Kenan Yılmaz da eşlik etti.(Berkay DOĞAN)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Fransa’nın İstanbul Başkonsolosluğu “Gazze” tablosuna izin vermeyince sokak sergisi iptal edildi

Anadolu Ajansı
Yayın: 18.05.2024 20:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – ENES TAHA ERSEN – Fransa'nın İstanbul Başkonsolosluğu, Fransız Kültür Merkezi tarafından organize edilen sokak sanatı sergisindeki Türk grafiti sanatçısının Gazze konulu çalışmasına sansür uygulayınca sergi iptal oldu.

Fransız Kültür Merkezi, bugün yapılması planlanan “Olimpiyat Oyunları” temalı sokak sanatı sergisinin iptal olduğunu davetlilere attığı maille duyururken, iptal nedenini kamuoyuna açıklamadı.

AA muhabirinin iptale ilişkin sorularını yanıtlamaktan kaçınan kültür merkezinin, Fransız Başkonsolosluğunun Gazze konulu tablonun sergilenmesine izin vermediği için sergiyi iptal etmek zorunda kaldığı öğrenildi.

Çalışması sansüre maruz kalan ve diğer sanatçılar tarafından da sansüre karşı desteklenen grafiti sanatçısı Muhammed Emin Türkmen, yaşananlarını AA'ya anlattı.

MET takma adıyla tanınan Türkmen, Gazze konulu çalışmasına sansür uygulanmasına diğer sanatçıların da tepki gösterdiğini ve serginin Başkonsolosluğun ısrarıyla iptal edilmek zorunda kaldığını dile getirdi.

– Gazze'yle ilgili eser aylar önce görüşüldü

Yaklaşık 3 ay kadar önce Fransız Kültür Merkezinin kendisi ile iletişime geçerek olimpiyat oyunları temalı sokak sergisine davet ettiğini ve kendisinin de bu davete olumlu yanıt verdiğini söyleyen Türkmen, Gazze ve olimpiyatları birleştiren bir konuya sahip eser ile sergiye katılacağını, bunun için herhangi bir problem olup olmadığını aylar öncesinden ilgililerle görüştüklerini ifade etti.

Dünyanın bir ucunda insanlar katledilirken sadece olimpiyatları konu alan bir sergi yapmanın doğru olmayacağını, bu insanlara ses olmamanın komik, gerçeklikten uzak ve vicdanen rahatsız edici olacağını Fransız Kültür Merkezi yetkilileri ile yaptıkları görüşmede dile getirdiğini kaydeden Türkmen, şunları anlattı:

“Fransız Kültür yetkilileri ve diğer sanatçı arkadaşlar bu talebime olumlu yaklaştılar. Ancak bu süreçte, benden eserimde, herhangi bir hakaret unsurunun bulunmamasını rica ettiler. 'Fransa sanat ve fikir konusunda özgürlükler ülkesidir.' dediler ve bu yaklaşım ile açıkçası önce beni mutlu ettiler. Ben zaten hakareti, ifade özgürlüğü olarak kabul eden bir sanatçı değilim. Ancak sonrası konuştuğumuz gibi ilerlemedi.”

– “İnsanların acısını dile getiremeyeceksem bu sergide olmamın da bir anlamı yok”

Fransız Kültür Merkezi yetkililerinin serginin açılmasına 2 gün kala acil bir toplantı düzenlenmesini talep ettiklerini ve sonrasında eserinin sergide gösterilemeyeceğinin kendisine beyan edildiğini belirten Türkmen, şu ifadeleri kullandı:

“Serginin açılışına 2 gün kala bana bir telefon geldi. Küratörümüz bir toplantı yapmamız gerektiğini belirtti. Toplantıda bana bu sergide bu tema içerisinde eserlerimi sergileyemeyeceğim beyan edildi. Ben de diğer sanatçı arkadaşlarımızın emeğini ziyan etmemek için uğraş verdim. Ancak onlar, alınan bu kararın Fransız Başkonsolosluğunun kararı olduğunu bana ilettiler. Ben eserimde düzeltme yapabileceğimi belirtmeme rağmen konsolosluğun Filistin ile alakalı bir eseri bu sergide görmek istemediklerini belirttiler.”

Türkmen, kendisi ile birlikte sergide eserleri sergilenecek 5 sanatçının emeğinin boşa gitmemesi adına süreci yapıcı bir şekilde çözüme kavuşturmaya çalıştığını, ancak Başkonsolosluk kararının kesin olması nedeniyle programda hazırladığı tablonun sergilenemeyeceği, sadece farklı bir çalışma hazırlaması durumunda programa katılım sağlayabileceğinin kendisine söylendiğini aktardı.

Türkmen, şöyle devam etti:

“Başka bir temaya dönüştüremeyeceksem eserimin sergilenemeyeceği bana iletildi. Ben bu motivasyon ile sergiye katıldım ve en başında çalışacağım konuyu zaten kendilerine iletmiştim. Nitekim en başında bu konuyla ilgili bir problem olmamış, kendileri de bunu kabul etmişti. Fakat bu tutum Başkonsolosluğun kararı ile değişti. 'Eğer ben oradaki insanların acısını dile getiremeyeceksem zaten benim bu sergide olmamın da bir anlamı yok.' diyerek çekilme kararı aldım.”

Türkmen ayrıca Fransız Başkonsolosluğunun kararının ardından sergiye katılan diğer 5 sanatçı ve küratörün de “Sen yoksan ve sana bir sansür uygulanacaksa bizim de burada bulunmamızın bir anlamı yok.” diyerek programdan çekildiklerini, bunun üzerine serginin iptal edildiğini açıkladı.

– “Eserimde 'Olimpiyatlar Filistin'de olsa nasıl olurdu' konusunu anlatmaya çalıştım”

Sergide gösterilmek üzere hazırladığı tablo ile ilgili bilgiler veren Türkmen, şunları söyledi:

“Bu çalışmada konumuz olimpiyatlar olduğu için eserimde, 'Olimpiyatlar Fransa'da değil de Filistin’de olsaydı nasıl olurdu?' konusunu anlatmaya çalıştım. Bir an oradaki çocukların kaçışmaları, düşen bombalar canlandı. Bu tablo aslında bize şunu anlatıyor: 2040 olimpiyatlarına katılma ihtimali olan 15 bin çocuk İsrail tarafından öldürüldü. Eserin ismi: Gerçek Olimpiyatlardı (Real Olympics) Bu gerçek olimpiyatlarda bu çocuklara, yarışı kazanması durumunda sadece yaşama hakkı tanınıyor. Yani ikinci olma şansları yok çünkü ölüyorlar. Ben burada bunu anlatmak istedim.”

Hazırladığı tablonun yanı sıra Fransız Kültür Merkezi'nde kendine ayrılan bölümde evrensel barış mesajları, Gazze'de yaşananlar ile dünyanın bakış açısını gösteren ifadelerin yer aldığını belirten Türkmen, hiçbir hakaret unsuruna yer vermemesine rağmen eserine sansür uygulandığını kaydetti. Türkmen, şunları aktardı:

“Bu aslında tek başına bir tablo değildi. Bu tabloların asıldığı bir sokak duvarı oluşturmuştum enstitü içerisinde. O duvara bu tabloları asacaktım. Duvarda Filistin ile ilgili evrensel mesajlar yer alıyordu sevgi, barış ve özgürlük üzerine. Ben bu tabloları o mesajların yer aldığı duvar üzerine asacaktım ancak Başkonsolosluk kararı buna engel oldu, maalesef eserimin sergilenmesine müsaade edilmedi.”

Gazze'de süren katliama karşı sanatı ile Filistinlilere ses olmaya devam edeceğini belirten Türkmen, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“7 Ekim'den bu yana çok ciddi bir sivil katliamı var Filistin’de. Ben anlam veremiyorum, bütün dünya buna seyirci kalıyor. Ben bu süreç başladığından beri her akşam 'Bu insanlar için acaba ne yapabilirim?' diye düşünüyor, elimden geldiğince sanatımla oradaki insanlara, çocuklara ses olmak için çabalıyorum. Ben öbür dünyaya inanan bir insanım ve orada katledilen çocukların bir gün benim karşıma çıkıp 'Biz orada katledilirken sen ne yapıyordun?' diye soracaklarına inanıyorum. Benim orada onlara verebilecek bir cevabımın olması lazım. Bunu sanatımla yapmaya çalışıyorum. Onlar için yaptıklarım bir işe yarıyor mu bilmiyorum ancak elimden geldiği kadarıyla onlara ses olmaya çalışıyorum, olmaya devam edeceğim.”