Anadolu Ajansı tarafından
20 Ekim, 2023 08:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Sırt bölgesindeki yaygın kemik ağrısı “osteoporoz” habercisi olabilir

İSTANBUL (AA) - Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mahmut Nafiz Akman, osteoporozun kırık gelişecek kadar kemik kütlesi azalmış olmasına rağmen bazen hiçbir belirti vermeyerek sinsi bir seyir izlediğini belirtti.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, toplumda en sık görülen kemik hastalığı olan osteoporoz, kemik kütlesinde azalma ve iç yapısında bozulma sonucu kemik kırılganlığının ya da kırık gelişme riskinin artması anlamına geliyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Akman, osteoporozun erken tanısı ve önleyici tedavisine ilişkin bilgilendirmede bulundu.

İlerleyen yaşla birlikte daha sık görülse de bazı hastalıkların da osteoporoza neden olabileceğini belirten Akman, osteoporoz nedenlerini ve risk faktörlerini şu ifadelerle aktardı:

"İlerleyen yaşla birlikte kas ve kemik kütlesinin azalması beklediğimiz bir durumdur. Ancak kemik yapımı ile yıkımı arasındaki dengenin bozularak kemik kaybının hızlanması ve kişinin erişkin yaştaki zirve kemik kütlesinin düşük oluşu osteoporoz gelişimine yol açıyor. Menopoz sonrası kadınlarda sık görülmekle birlikte, ileri yaşta erkeklerde ve belli risk faktörlerine sahip kişilerde daha erken yaşlarda da görülebiliyor.

Genel olarak ileri yaş, kadın cinsiyet, genetik yatkınlık, yetersiz D vitamini ve kalsiyum alımı, aşırı alkol, sigara ve kafein tüketimi, güneş ışığına az maruz kalınan giyim tarzı, hareketsiz yaşam, kemiği zayıflatan kortizon ve benzeri gibi ilaçların kullanılmış olunması ve erken ya da cerrahi nedenlerle gerçekleşen menopoz risk faktörleri arasında yer alıyor. Cinsiyet hormonu eksiklikleri, böbrek üstü, tiroid ve hipofiz bezi hastalıkları gibi bazı endokrinolojik bozukluklar, emilim bozukluğuna neden olan bağırsak hastalıkları, romatizmal hastalıklar, kronik böbrek ve karaciğer hastalıkları gibi bazı hastalıkların seyri esnasında, yaştan bağımsız olarak hastalığın bir parçası şeklinde de osteoporoz ortaya çıkabiliyor."

- Sırt bölgesindeki yaygın kemik ağrısı mutlaka önemsenmeli

Prof. Dr. Akman, osteoporozun, bazen hiçbir belirti vermeyerek sinsi bir seyir izlediğini, bu yüzden risk grubuna giren kişilerle ailesinde osteoporoza bağlı kırık hikayesi olanların dikkatli olması gerektiğini vurgulayarak, en sık ve erken karşılaşılan yakınmanın daha çok sırt bölgesinde belirgin olan yaygın kemik ağrısı olduğu bilgisini paylaştı.

Akman, "Hastalık ilerledikçe boyda kısalma ve sırttaki yuvarlaklıkta artma göze çarpıyor. Kırık oluştuğunda ise ani ve şiddetli bir ağrı ortaya çıkıyor. En sık sırt omurlarında çökme şeklinde olan kırıklar olarak görülürken, bunu el bileği ve kalça kemiği kırıkları izliyor. Omurga kırıkları şiddetli ağrı ile birlikte gövdede öne doğru eğilmeye ve kamburlaşmaya yol açıyor. Erken dönemlerde nefes alırken dahi şiddetli ağrı olabiliyor. Son yıllarda bu yakınmaları ortadan kaldırmak üzere küçük bir girişim ile çöken omur içine bir tür çimento enjeksiyonu yapılarak hızlı rahatlamalar sağlanabiliyor. Buna gerek görülmezse korse ve ağrı kesicilerle tedavi ediliyor. Kalça kemiği kırıkları çoğunlukla cerrahi tedavi gerektiriyor. El bileğindeki kırıklar ise ya alçıya alınarak ya da cerrahi olarak tedavi ediliyor." değerlendirmesini yaptı.

- Kemik mineral yoğunluğu ölçümü yapılması önem taşıyor

Prof. Dr. Akman, en büyük risk grubunu oluşturan postmenopozal dönemdeki kadınların, menopozu takiben belli aralıklarla ve 65 yaş üzerindeki erkeklerin düzenli olarak kemik mineral yoğunluğu ölçümü yaptırmasının önemine işaret etti.

Bu yöntemin oldukça kolay ve ağrısız olduğunu, birkaç dakikada hassas bir şekilde kemik kütlesindeki azalmayı ortaya çıkardığını ifade eden Akman, eğer kırık riski saptanırsa kemik yıkımını baskılayan veya yapımını destekleyen bir ilaca başlandığını kaydetti.

Akman, kural olarak menopoz dönemindeki her kadına ve ileri yaştaki erkeğe kalsiyumdan zengin beslenme önerildiğini belirterek, şu görüşlerini bildirdi:

"Ek D vitamini ile vücut postürünü korumaya ve kasları güçlendirmeye yönelik egzersiz programı öneriliyor. Ayrıca her gün 20-40 dakika tempolu yürüyüş yapmak gerekiyor. Denge bozukluğu ve sık düşme yakınması varsa buna yönelik tedavi uygulamaları ve eğitim veriliyor. Baş dönmesi ve dengesizlik yapabilen ilaçlar gözden geçiriliyor. Evde düşmeye sebep olabilecek kaydırıcı zemin ve takılmaya sebep olabilecek objelerin kaldırılması, aydınlatmalara özen gösterilmesi gerekiyor."

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
15 Nisan, 2025 19:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Şanlıurfa’da ‘UNESCO Müzik Şehri’ olma sevinci

Şanlıurfa’ya UNESCO tarafından "Müzik Şehri" unvanı verilmesinin sevinci yaşanıyor. Kent, 2026 yılında UNESCO Müzik Şehirleri Toplantısına ev sahipliği yapacak.

Şanlıurfa’ya UNESCO tarafından "Müzik Şehri" unvanı verilmesinin sevinci yaşanıyor. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, düzenlediği basın toplantısında, mutLu haberi basın mensuplarıyla paylaştı. Gülpınar, toplantıda tarihi, zengin kültürel birikimi ve köklü müzik geleneğiyle adından söz ettiren kentin UNESCO'nun Geliştirici Şehirler Ağı içerisinde "Müzik Şehri" unvanına sahip olarak önemli bir başarıya imza attığını söyledi.

"Dünyanın önemli aday şehirlerini geride bıraktık"

Gülpınar, "Dünyanın dört bir yanından aralarında Kansas City, Belfast, Da Lat gibi iddialı birçok uluslararası aday şehirle bu süreçte yarıştık ve onları geride bırakarak bu prestijli organizasyona ev sahipliği yapmaya hak kazandık. 2026 yılında düzenlenecek olan UNESCO Müzik Şehirleri Toplantısı'na ev sahipliği yapma hakkı, geçtiğimiz hafta İtalya Pesaro'da gerçekleştirilen toplantıda ilan edildi ve bu önemli görev Şanlıurfa'mıza verildi. UNESCO Müzik Şehirleri Toplantısı'na ev sahipliği yapacak şehri simgeleyen küre İtalya'dan bize geçti. Küre, 2026 yılında yapacağımız toplantı sonrasında bir sonraki ev sahibine teslim etmek üzere o güne kadar bizde kalacak. Bu karar, sadece şehrimiz için değil tüm Türkiye için büyük bir onur ve kültürel bir diplomasi zaferidir. Bu başarı, son bir yılda yürüttüğümüz yoğun çabalar ve diplomatik girişimler ile Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığımızın titizlikle yürüttüğü çalışmalar sayesinde mümkün olmuştur. Şanlıurfa'nın sadece bir müzik şehri değil, Göbeklitepe'den Balıklıgöl'e, eşsiz mutfağından halk edebiyatına kadar tarih ve kültürle yoğrulmuş çok yönlü bir medeniyetin merkezidir. Yaklaşık 80 ülkeden müzik şehirlerinin temsilcilerinin katılması beklenen bu toplantı, uluslararası işbirliklerinin geliştirilmesine, bilgi ve deneyim paylaşımının artırılmasına katkı sunacak; aynı zamanda şehrimizin yerel kültürel potansiyelinin global ölçekte tanıtımına imkan sağlayacaktır. Bugünden itibaren hazırlık sürecine girmiş bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.

Şanlıurfa’ya müzik şehri unvanının verilmesi kentte büyük sevince neden oldu. Vatandaşlar, turizm başta olmak üzere birçok alanda gelişime büyük katkı sağlayacağını belirtti.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.