Anadolu Ajansı tarafından
04 Mart, 2024 00:36 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Uzmanından “Tüm dünya gibi, Türkiye de obezite konusunda alarm veriyor” uyarısı

İSTANBUL (AA) - Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Sönmez, Türkiye'deki 3 kişiden birinde obezite olduğunu belirterek, "Obeziteden kaynaklı çeşitli hastalıklarla uğraşıyoruz. Mücadele etmezsek, obezite bizi ele geçirecek." ifadelerini kullandı.

Güven Hastanesi'nden yapılan açıklamaya göre, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanan obezite, modern çağın en büyük sağlık sorunlarından biri olarak öne çıkıyor.

Obezite, pek çok kronik hastalığa da yol açarken, hareketsiz yaşam, dengesiz ve sağlıksız beslenme hastalığın günden güne artmasına neden oluyor.

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ), geçen yıl yayınladığı rapora göre, dünya genelinde 1 milyardan fazla kişinin aşırı kilolu veya obeziteli olduğu bildirildi. Tüm dünyada görülen bu artış grafiği, Türkiye'de ise alarm seviyesinde.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Endokrin Metabolizma Derneği Obezite Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Alper Sönmez, 4 Mart Dünya Obezite Günü dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu.

Sönmez, "Çok yakın gelecekte, Türkiye nüfusunun yarısının obeziteli olacağını öngörüyoruz" ifadesini kullandı.

- "Türkiye'de obezite kadınları daha fazla etkiliyor"

Obezitenin, biyolojik, sosyal ve çevresel nedenleri olduğunu aktaran Prof. Dr. Sönmez, şu bilgileri verdi:

"Tüm dünya gibi, Türkiye de obezite konusunda alarm veriyor. Avrupa'da bu hastalık konusunda lider durumdayız maalesef. Türkiye'de obezite kadınları daha fazla etkiliyor. Ülkemizde özellikle 40 yaş üstü kadınlarda obezite çok sık görülüyor. Genetik yatkınlık, sosyal ve çevresel stres faktörleri, yetersiz ve kalitesiz uyku obeziteye neden olan önemli faktörlerdir. Bunların yanı sıra adına 'modern yaşam' denilen günümüz yaşam biçimi, hepimizi tüketim çılgınlığına sürükledi. Günümüz yaşam koşulları bizi daha hareketsiz kılarken, daha fazla kalori almaya doğru yönlendiriyor. Daha çok hazır gıdaya yönelip, 'fast food' yiyecekler satılan kapalı alışveriş merkezlerinde vakit geçirdiğimiz bu yaşam biçimi sağlığımızı tehdit ediyor. Obezite, çok hızlı bir artış sergiliyor ve biz uzmanlar bu durumun aciliyetini sıklıkla vurguluyoruz. Şu anda, Türkiye'deki 3 kişiden birinde obezite mevcut. Obeziteden kaynaklı çeşitli hastalıklarla uğraşıyoruz. Mücadele etmezsek, obezite bizi ele geçirecek."

- "Obezite 200'ün üzerinde hastalığa yol açıyor"

Prof. Dr. Sönmez, stres faktörlerinin de yeme alışkanlıklarını değiştirdiğini ve insanların psikolojik belirti vermemesine rağmen, mutsuz ve stresli olduklarında daha çok ve daha sağlıksız yeme eğiliminde olabildiğini anlattı.

Bu durumun fazla kilo alımına ve kronik hastalıklara yol açarak organlara zarar verdiğinin altını çizen Sönmez, obezitenin neden olduğu hastalıkları şöyle sıraladı:

"Bizi strese sokan, pek çok olumsuz sosyal faktör, yeme alışkanlıklarımızı değiştirebilir. Öte yandan obeziteyle yaşamını sürdürenlerin psikolojik sorunları daha da artarken dürtüsel beslenme alışkanlıkları da tetiklenir. Bu kısır döngü, kilo alımının artmasına, iç organlarımızın zarar görmesine neden olacaktır. Obezite, 200'den fazla hastalığa yol açan ve yaşam süresini kısaltan tehlikeli bir hastalıktır. Bu hastalıklar içinde, meme, kolon, rahim, pankreas, prostat gibi kanserler, glokom, astım, reflü, migren, inme, diyabet, hipertansiyon, gut, idrar kaçırma, yağlı karaciğer, böbrek taşı, kalp yetersizliği, anksiyete, topuk dikeni, Parkinson ve daha fazlası… Obezite olmasaydı, tip 2 diyabet hastalığını hiç duymayabilirdik bile. Türkiye'de tip 2 diyabet rahatsızlığı olan her 10 kişiden 9'unda kilo fazlalığı ve obezite hastalığı mevcuttur."

Prof. Dr Sönmez, küresel sorun haline gelen hastalığın çocukları da tehdit ettiğini ve bu çağdaki obezitenin kişinin geleceğini etkilediğini belirterek, çocukların ve ebeveynlerinin eğitimlerinin bu husustaki önemine dikkati çekti.

Obezitenin önlenmesinde en son çarenin ilaç veya cerrahi tedavi olduğunu aktaran Sönmez, obezitenin, topyekün mücadele edilmesi gereken bir hastalık olduğunu vurguladı.

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
15 Nisan, 2025 19:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Şanlıurfa’da ‘UNESCO Müzik Şehri’ olma sevinci

Şanlıurfa’ya UNESCO tarafından "Müzik Şehri" unvanı verilmesinin sevinci yaşanıyor. Kent, 2026 yılında UNESCO Müzik Şehirleri Toplantısına ev sahipliği yapacak.

Şanlıurfa’ya UNESCO tarafından "Müzik Şehri" unvanı verilmesinin sevinci yaşanıyor. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, düzenlediği basın toplantısında, mutLu haberi basın mensuplarıyla paylaştı. Gülpınar, toplantıda tarihi, zengin kültürel birikimi ve köklü müzik geleneğiyle adından söz ettiren kentin UNESCO'nun Geliştirici Şehirler Ağı içerisinde "Müzik Şehri" unvanına sahip olarak önemli bir başarıya imza attığını söyledi.

"Dünyanın önemli aday şehirlerini geride bıraktık"

Gülpınar, "Dünyanın dört bir yanından aralarında Kansas City, Belfast, Da Lat gibi iddialı birçok uluslararası aday şehirle bu süreçte yarıştık ve onları geride bırakarak bu prestijli organizasyona ev sahipliği yapmaya hak kazandık. 2026 yılında düzenlenecek olan UNESCO Müzik Şehirleri Toplantısı'na ev sahipliği yapma hakkı, geçtiğimiz hafta İtalya Pesaro'da gerçekleştirilen toplantıda ilan edildi ve bu önemli görev Şanlıurfa'mıza verildi. UNESCO Müzik Şehirleri Toplantısı'na ev sahipliği yapacak şehri simgeleyen küre İtalya'dan bize geçti. Küre, 2026 yılında yapacağımız toplantı sonrasında bir sonraki ev sahibine teslim etmek üzere o güne kadar bizde kalacak. Bu karar, sadece şehrimiz için değil tüm Türkiye için büyük bir onur ve kültürel bir diplomasi zaferidir. Bu başarı, son bir yılda yürüttüğümüz yoğun çabalar ve diplomatik girişimler ile Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığımızın titizlikle yürüttüğü çalışmalar sayesinde mümkün olmuştur. Şanlıurfa'nın sadece bir müzik şehri değil, Göbeklitepe'den Balıklıgöl'e, eşsiz mutfağından halk edebiyatına kadar tarih ve kültürle yoğrulmuş çok yönlü bir medeniyetin merkezidir. Yaklaşık 80 ülkeden müzik şehirlerinin temsilcilerinin katılması beklenen bu toplantı, uluslararası işbirliklerinin geliştirilmesine, bilgi ve deneyim paylaşımının artırılmasına katkı sunacak; aynı zamanda şehrimizin yerel kültürel potansiyelinin global ölçekte tanıtımına imkan sağlayacaktır. Bugünden itibaren hazırlık sürecine girmiş bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.

Şanlıurfa’ya müzik şehri unvanının verilmesi kentte büyük sevince neden oldu. Vatandaşlar, turizm başta olmak üzere birçok alanda gelişime büyük katkı sağlayacağını belirtti.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.