İSTANBUL (AA) – GÜLÇİN KAZAN DÖGER – Avrupa Parlamentosunun (AP) İrlandalı Milletvekili Mick Wallace, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yeniden seçilmesi halinde uygulayacağı düzensiz göçmenleri “güvenli üçüncü ülkelere” sınır dışı etme planını eleştirerek, “İnsanlar, vatanlarını sevmediklerinden değil, kendi ülkelerinde geçim kaynaklarını yok ettiğimiz için ülkelerini terk ediyor.” dedi.

İrlanda'dan Temmuz 2019'dan beri AP üyesi olan Mick Wallace, AA muhabirine, AB'de muhafazakar ve merkez sağ partileri bir araya getiren Avrupa Halk Partisi (EPP) grubunun taslak manifestosunda yer alan ve İngiltere'nin Ruanda planını andıran göçmen politikası ile EPP'nin liste başı adayı von der Leyen'in 5 yıllık görev sürecine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Wallace, 2014'ten bu yana “Spitzenkandidat” olarak adlandırılan bir süreçle parlamentoda en çok oyu alan siyasi partinin gösterdiği adayın AB Komisyonu Başkanlığına seçildiğini hatırlatarak, “Von der Leyen, 2019'da EPP'in liste başı adayı değildi. O kişi Manfred Webber'di ancak (Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel) Macron'un onunla büyük sorunu vardı. (Eski Almanya Başbakanı Angela) Merkel de Webber'den pek hoşlanmıyordu. Dolayısıyla Almanya'da Savunma Bakanlığı yapan von der Leyen, Macron ve Merkel tarafından yeni komisyon üyesi adayı olarak seçildi. Bu kulağa pek demokratik gelmiyor.” diye konuştu.

Avrupa halkının, doğrudan AB komisyon başkanı ve komisyon üyelerini seçemediğini hatırlatan Wallace, “AB'nin demokratik bir kurum olduğunu düşünenler, bir kez daha düşünmeli. Eğer von der Leyen, demokrasinin olduğu düzgün bir sistemde adaylığını koysaydı, seçilemezdi. Avrupa'daki insanların kaygılarını ve çıkarlarını desteklemekten ziyade ABD imparatorluğunun çıkarlarını desteklemekle ilgileniyor. Avrupa halkı olarak onu istemiyoruz.” ifadesini kullandı.

– “Memleketlerini soyup soğana çeviriyoruz sonra da Avrupa'ya gelmek istemelerine şaşırıyoruz”

Wallace, EPP'nin hazırladığı taslak manifestoda, düzensiz göçmenlerin iltica işlemlerinin AB üyesi olmayan “güvenli üçüncü ülkelerde” görülmesi için kanunlarda değişikliğe gidilmesi talebine değinerek, “Göç sorununun kaynağı olan ülkelerle ilgilenmek çok daha mantıklı olurdu. Bu insanlar neden geçinmek için memleketlerini terk etmek istiyor? İnsanlar vatanlarını sevmediklerinden değil, kendi ülkelerinde geçim kaynaklarını yok ettiğimiz için ülkelerini terk ediyor.” görüşünü dile getirdi.

EPP'nin sığınmacıları sınır dışı etme planı ile İngiltere'nin düzensiz göçmenleri Ruanda'ya gönderme planı arasındaki benzerliğe dikkati çeken Wallace, şöyle devam etti:

“Sahel bölgesinde, çoğunlukla Mali'de, 2013'ten bu yana 20 bin asker vardı, 20 bin Avrupalı asker, bunların 5 bini Fransız'dı. Bu askerler orada ne yapıyordu? Sahel bölgesinde 2015-2020 arasında 8 milyar avro harcadık. Para neye harcandı? Okullar, sağlık merkezleri ve yollar inşa edeceğimizi ve istihdam yaratacağımızı iddia ettik ama yapmadık. Daha da kötüleştirdik, daha fazla yoksulluk yarattık. Biz sadece onları soymak ve kaynaklarını almak istiyoruz.”

Wallace, göçün durdurulması için buna neden olan faktörlerin özellikle de “sömürgeciliğin” sonlanması gerektiğinin altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:

“Onları fakirleştiriyoruz. Sömürgecilik hiç bitmedi. Afrika'yı hala sömürgeleştiriyoruz. Orayı soyup soğana çeviriyoruz. Madenlerini çalıyoruz ve onlara bizim için çok küçük paralar veriyoruz. Amerikalılar Libya, Yemen, Irak, Afganistan ve Suriye gibi ülkelere bombalar yağdırdı. Oraları yerle bir ettik, evlerini bombaladık, topluluklarını bombaladık. Sonra da neden Avrupa'ya gelip hayatlarını kazanmaya, ailelerine ya da çocuklarına para gönderip yaşamaya çalıştıklarına şaşıp kalıyoruz. Von der Leyen boğazına kadar bu işlere batmış durumda.”

– “Asla sahip olmadığı bir gücü de kullanıyor”

Von der Leyen'in göçü engellemek için Mısır ve Tunus'la yaptığı anlaşmaları anımsatan Wallace, şu ifadeleri kullandı:

“Demokrasi ve insan haklarına önem veriyormuş gibi davranıyoruz ama sınır sorunlarımızı otokratik rejimlere havale ediyoruz. İnsanlara kötü muamele etmeleri, Akdeniz'i geçmek ve Avrupa'ya gelmek için tekne almalarını engellemek üzere para ödeyeceğiz. Von der Leyen'in Tunus ile yaptığı anlaşma korkunçtu çünkü parlamento veya konseyin onayını almadı. Sadece seçilmemiş olmakla kalmıyor aynı zamanda asla sahip olmadığı bir gücü de kullanıyor.”

– “Barış için değil, savaş için komiser icat etmek istiyor”

Wallace, Ursula von der Leyen'in, ikinci dönem için seçilmesi halinde AB Komisyonunda savunma komiserliği kurma hedefi olduğunu aktararak, “Savunma için yeni bir komisyon üyesi oluşturma niyetinde ancak gerçek şu ki bu karar savaşla ilgili savunmayla değil. Avrupa'yı işgal eden kimse yok ama yine de savaş için bir komiser icat etmek istiyor. Peki neden? Neden barış için bir komiser icat etmiyor? Avrupa'yı savaş zeminine oturtmak istiyor. AB'nin askeri harcamalarını artırmak istiyor.” görüşünü paylaştı.

İrlandalı vekil, Şubat 2022'den bu yana devam eden Rusya-Ukrayna savaşında von der Leyen'in savaş yanlısı tutum sergilediğine vurgu yaparak, şunları dile getirdi:

“Avrupalıların Rusya'yı yok etmek gibi bir derdi yoktu ama Amerikalıların vardı çünkü onlar jeopolitik düşmandı. Neden bunun bir parçası olalım ki? Ama von der Leyen bunun bir parçası olmak istiyor. ABD'nin imparatorluk söylemini sorgulamadan benimsiyor ama Avrupa halkının istediği bu değil. Ukrayna'da yüz binlerce insanın sebepsiz yere hayatını kaybettiği bu savaştan çılgınca para kazanan elitler var ve Ukrayna yok ediliyor. Von der Leyen, bunun Avrupa için varoluşsal bir kriz olduğunu iddia etse de değil. Eğer bu Ukrayna için varoluşsal bir krizse, belki de savaşı durdurmayı denemeliyiz çünkü şu anda Ukrayna'yı yok ediyoruz. Ukrayna'daki savaş Avrupa için bir felaket.”

– “Filistinlilerin hayatlarının Avrupalıların ki kadar önemli olmadığını düşünüyoruz”

Von der Leyen'in, Ukrayna ve NATO yanlısı olmayan hiç kimseyle çalışmayacağı yönündeki açıklamalarına da değinen Wallace, “NATO barıştan değil, savaştan para kazanıyor. Barış olursa, bu NATO için sorun olur ancak savaşa bayılırlar. AB'nin askeriye için harcadığı para giderek artıyor. Avrupa'da askeri endüstriyi daha da geliştirmek istiyorlar ve Von der Leyen bu konuda tam destek veriyor. O tamamen savaştan yana ve barışla ilgilenmiyor. NATO'nun patronu olma fırsatını yakalasa muhtemelen komisyon görevini bırakır.” değerlendirmesinde bulundu.

Wallace, Gazze'de 7 Ekim 2023'ten bu yana binlerce sivilin İsrail bombardımanında hayatını kaybetmesine rağmen von der Leyen'in ateşkesten ziyade İsrail'e koşulsuz destek vermekle ilgilendiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“AP'deki siyonistlerden kurtulmamız gerekiyor. İsrail bir apartheid devletidir, faşist bir rejimdir. AB onları destekliyor. ABD onları destekliyor çünkü hala sömürgeci bir zihniyet var. Hala ırkçıyız. Filistinlilerin hayatlarının Avrupalıların ki kadar önemli olmadığını düşünüyoruz. Ukrayna'dan mültecileri kabul ediyoruz çünkü onlar Hristiyan ve beyaz. Bunu bitirmek zorundayız. Siyonizmi desteklemeye hazır politikacılardan kurtulmak zorundasınız. Bu, Avrupalılar tarafından başlatılan bir yerleşimci sömürge projesi. Zamanı doldu. Filistinliler için insan hakları ve eşitlik istiyoruz.”