Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki’den belediyelere kentsel dönüşüm çağırısı:

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki’den belediyelere kentsel dönüşüm çağırısı:

Anadolu Ajansı
Yayın: 28.03.2024 20:24
Paylaş:
A+ A-

SİNOP (AA) – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Kentsel dönüşümün üç ayağı var. Bir tanesi de Bakanlık. Biz istekliyiz, hazırız, bekliyoruz. Bu konuda yetki almış bir bakan olarak diyorum ki A'dan Z'ye kaç tane parti varsa söz, yeter ki kentsel dönüşüm yapın, kapı sonuna kadar açık. A,B,C,D,E hangi parti olursa olsun.” dedi.

Özhaseki, AK Parti Sinop İl Başkanlığı tarafından Polisevi'nde düzenlenen iftar programında yaptığı konuşmada, Türkiye'de son 100 yıl içinde 6 ve üzeri şiddette meydana gelen yıkıcı deprem sayısının 231 olduğunu söyledi.

Sadece ana karada meydana gelen deprem sayısının ise 60'nın üzerinde olduğunu vurgulayan Özhaseki, depremlerde kaybedilen insan sayısının da 130 bin olarak gerçekleştiğini belirtti.

Özhaseki, bu depremlerin ülkeye verdiği zararın ise milyarlarca dolar olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

“Deprem ülkesiyiz bunu bilelim arkadaşlar, kabul edelim. Şu anda hareketli, kırılmamış nerede, ne zaman, hangi şiddette kırılacağı belli olmayan 500'ün üzerinde fay hattı var bu memlekette. O yüzden her ne yaparsak bu gerçekliği bilerek yapmak zorundayız. İşimizi ona göre muntazam yapmak zorundayız. Evlerimizi, iş yerlerimizi bahçemize yapacağımız affedersiniz bir köpek kulübesini dahi öyle yapmak durumundayız. Mevlana Hazretleri diyor ki, 'Akıl dize vurup ah etmek için değildir, akıl olanı biteni görüp ibret alıp yola revan olmak içindir.' Çok şükür bizler akıllı insanlarız. İkide bir dizimize vurup ağlayıp yeniden aynı yerden başlamanın da bir manası yok ki. Tedbir almadıktan sonra hiçbir anlamı da kalmıyor zaten bu işin.”

– “Biz istekliyiz, hazırız, bekliyoruz”

Deprem riskinin ortadan kaldırılması için birincil önceliklerinin kentsel dönüşüm faaliyetleri olması gerektiğini aktaran Bakan Özhaseki, bu noktada bakanlığın kapılarının tüm belediyelere açık olduğunu vurguladı.

Özhaseki, kentsel dönüşüm noktasında bakanlık olarak istekli ve hazır olduklarını belirterek, şunları kaydetti:

“Kentsel dönüşümün üç ayağı var. Bir tanesi de Bakanlık. Biz istekliyiz, hazırız, bekliyoruz. Bu konuda yetki almış bir bakan olarak diyorum ki A'dan Z'ye kaç tane parti varsa söz, yeter ki kentsel dönüşüm yapın. Kapı sonuna kadar açık. A,B,C,D,E hangi parti olursa olsun. Ne olur değişim, dönüşüm, bir an evvel evlerimizi depreme dayanıklı hale getirelim. Elimdeki bütün imkanları namus sözü sonuna kadar kullanacağız, buyurun. Fakat arkadaşlar bir grup arkadaşımız tövbe yanaşmıyor bu işe. Zor bir iş vatandaşı ikna edeceksiniz, plan yapacaksınız, eziyet çekeceksiniz, evleri yaptıktan sonra dağıtması bile başlı başına bir sorun. Bir türlü yanaşmıyor arkadaşlar. Bana göre de o arkadaşlarımız hakkıyla vazifelerini yerine getirmiş olmuyorlar. Hele hele İstanbul'daki ilçeler için söylüyorum. Çünkü Bakanlık hazır ama asıl çalışması gereken grup belediye.”

Belediye başkanlarının kentsel dönüşüm konusuna daha fazla ağırlık vermeleri gerektiğine dikkati çeken Özhaseki, “Belediye başkanları kültürle de uğraşır, sanatla da uğraşır, düğünlere de gider başımızın üstüne. Zaten bunlar olmazsa olmazımız bizim. Ama İstanbul gibi, İzmir gibi yerde birinci iş kentsel dönüşüm. Deprem her geldiğinde çünkü en sevdiklerimizi alıyor, götürüyor. Götürürken de hangi partili diye bakmıyor ha ona göre. Dini, imanına, insafına da bakmıyor. Alıyor, götürüyor. O yüzden bizim birinci yapmamız gereken iş bu.” diye konuştu.

Özhaseki, Sinop'ta altyapı sorununun olduğunu ve bunu çözmek gerektiğini de vurgulayarak, “Ne kadar bir bedel gider diye baktım. O kadar çok birikmiş ki iş 130 milyon dolar civarında altyapıya para gidiyor. Su, kanal, arıtma tesislerine. Bu bir belediyenin gücü ile de olacak değil haliyle, dışardan kredi bulup yaptırmak gerekiyor. Bu fonlar da bizim elimizde. İnşallah bunu yaparız.” ifadelerini kullandı.

Bakan Özhaseki, kentteki temasları kapsamında iftar programı öncesi Sinop Valiliğini de ziyaret ederek, Vali Mustafa Özarslan'dan çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kansere yakalanmasına rağmen dünyaya getirdiği oğlunu tiyatro sahnesinde de yalnız bırakmıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 12.05.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

ZONGULDAK (AA) – GÖKHAN YILMAZ – Zonguldak'ın Kilimli ilçesinde yaşayan Fatma Çolak, yakalandığı kolon kanserine rağmen dünyaya getirdiği oğluyla aynı tiyatro sahnesini paylaşıyor.

Belediye Sitesi Mahallesi'nde ikamet eden 45 yaşındaki Çolak, 2006'da zor bir doğum gerçekleştirerek kızı Erva'yı dünyaya getirdi. Doğumdan bir süre sonra rahatsızlanarak hastaneye giden Çolak'a hemoroid (basur) olduğu söylenerek tedavisine başlandı.

Zaman içerisinde tedaviye rağmen ağrıları dinmeyen Çolak, fenalaşması üzerine hastaneye kaldırıldı. Kolon (bağırsak) kanseri teşhisi konularak tedavisine başlanan Çolak'a, bu süreçte ikinci gebeliğin risk oluşturabileceği gerekçesiyle hamile kalmaması gerektiği söylendi.

Hastalığının dördüncü yılında ikinci kez anne olacağını öğrenen Çolak, risklere rağmen evladını dünyaya getirme kararı aldı. Çolak, doktorların süreci yakından takibiyle 2010 yılında oğlu Yasin'i kucağına aldı.

İlaç tedavisi sonrası 6 yıl önce kalın bağırsağı alınan Çolak, öğretmeninin tiyatroya ilgisini fark etmesi üzerine oğlunu tiyatroya yönlendirdi.

Aile, tiyatro topluluklarının oğullarının sosyalleşmesi ve kişisel gelişimine katkıda bulunacağını düşünerek tiyatro yazar ve yönetmeni Nuray Dibek'ten destek istedi.

Derslerinden kalan zamanlarını provalar yaparak geçiren Yasin, annesinin de Kilimli Gençlik Merkezi bünyesinde bulunan Özel Oyuncular Tiyatro Topluluğunda yer almasını istedi.

Oğlunu kırmayarak katıldığı topluluğun oyunlarında 2 yıldır rol alan ve okul kantinindeki işinden arta kalan zamanını oğluyla provalar yaparak geçiren Çolak, her alanda olduğu gibi tiyatro sahnesinde de oğlunu yalnız bırakmıyor.

Anne ve oğlunun rol aldığı “Rüya Küre” oyunu, kent merkezi ile ilçelerde sahnelenmesinin yanı sıra Bartın ve Ankara'da da izleyiciyle buluştu.

– “Tiyatro her anlamda bize çok iyi geldi”

Fatma Çolak, AA muhabirine, oğlunun her zaman en büyük destekçisi olduğunu ve onu hiçbir zaman yalnız bırakmadığını söyledi.

Oğlunun isteği üzerine tiyatroya başladığını aktaran Çolak, “Şimdi birlikte sahnelerdeyiz.” dedi.

Çolak, farklı duygular yaşadığını dile getirerek, “Önceden toplum içine girdiğim zaman kendimi çok iyi ifade edebilen bir insan değildim. İlk tiyatroya geldiğim gün bana rol verdiler. Tanımadığım insanların karşısına çıktım. Orada bir şeyler yapmaya çalıştım, o bana çok değişik geldi. Şimdi bana deseler Oyna', istediğim şekilde çıkıp oynarım. O dönem kendime güvenim yoktu, bakış açım çok farklıydı, şu an çok daha farklı.” diye konuştu.

Oğlunun içine kapanık olduğunu ancak tiyatronun onu değiştirdiğini belirten Çolak, “Evden dışarı çıkmayan bir çocuktu. Eve geliyordu, ya televizyon ya da telefon başındaydı. Ben hastalığımı yatarak geçirdiğim, eşim de çalıştığı için çocuğu dışarı çıkaracak kimsemiz yoktu. Dışarıya karşı ister istemez kapalı oldu. Tiyatroyla bu değişti, kendine güveni geldi. Tiyatro her anlamda bize çok iyi geldi. Hastalığımdan bu yana anne oğul hep yan yana olduk. Şu an sahnelerde de yan yanayız. Tiyatro bizim için çok şey demek. Bize çok güzel şeyler kattı.” ifadelerini kullandı.

– “İyi bir oyuncu olmak istiyorum”

14 yaşındaki Yasin Çolak da tiyatro sahnesinde olduğu için çok mutlu olduğunu aktararak, “Burada kendimi ifade edebiliyorum ve burada beni anlayan çok kişi var. Benimle empati kurduklarını hissediyorum, bu da beni çok mutlu ediyor. Bu da beni psikolojik olarak oldukça iyi etkiliyor.” şeklinde konuştu.

Gelecekte de tiyatro sahnesinde yer almak istediğini anlatan Çolak, “Burada kocaman bir ekip var. Tek bir kişinin rol aldığı iş yok. İyi bir oyuncu olmak istiyorum. Başka tiyatro ekipleriyle de oynamak gibi bir hayalim var.” dedi.