Bayramda Batı Karadeniz’in turizm beldeleri doğa ve tarihle iç içe tatil imkanı sunuyor

Bayramda Batı Karadeniz’in turizm beldeleri doğa ve tarihle iç içe tatil imkanı sunuyor

Yayın: 07.04.2024 14:08
Paylaş:
A+ A-

Tarihi yapıları ve doğal güzellikleriyle ünlü Bartın’ın Amasra, Karabük’ün Safranbolu, Sakarya’nın Sapanca ve Kocaeli’nin Kartepe ilçelerindeki otel ve pansiyonlar, 9 günlük Ramazan Bayramı tatilini dolu geçirecek.

Helenistik, Roma, Bizans, Ceneviz, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait çok sayıda eserin bulunduğu Amasra, bakir koyları, temiz kumsalları, az dalgalı denizi ve doğayla bütünleşen güzelliklerinin yanı sıra balık ağırlıklı mutfak kültürüyle yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası arasında yer alıyor.

Bizans Dönemi’ne ait kalesi ile 2013’te UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilen ilçe, kilise ve bedestenin yanı sıra Amasra Müzesi’nde sergilenen, binlerce yıllık mirası yansıtan eserlerle dikkati çekiyor.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca hayata geçirilen “Amasra Limanı Yolcu İskelesi ve Yat Limanı” projesinin tamamlanmasıyla deniz yoluyla gelen yabancı turistleri de ağırlayan ilçede, 3 bin 500 yatak kapasiteli otel ve pansiyonlardaki doluluk yüzde 80’i aştı.

Amasra Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Hüseyin Boran, AA muhabirine, bayram tatili süresince 6 bin nüfuslu ilçeye yaklaşık 500 bin turistin geleceğini tahmin ettiklerini belirtti.

Boran, Amasra’ya gelenlerin, “deniz, kum ve güneş” üçlüsünün yanı sıra 3 bin yıllık geçmişe sahip tarihi yapıları ve doğal güzellikleri de görebileceğini dile getirdi.

Misafirlerin Amasra Kalesi’ile müzeyi, Çekiciler Çarşısı’nı ve antik kazı alanlarını gezebileceğini anlatan Boran, “Bunların yanı sıra Amasra denilince akla balık ve Amasra salatası gelir. Amasra salatasının da tam mevsimi. Yöremizin bağ ve bahçesinde yetişen organik yeşilliklerle yapılan ve 26 çeşit ürünle hazırlanan Amasra salatasını da tadabilirler. Balıkçı lokantalarında taze çeşitlerle balık ziyafeti yapabilirler.” dedi.

“Safranbolu’da doluluk yüzde 100’e ulaştı”

Osmanlı Dönemi’nden kalma han, hamam, cami, çeşme, köprü ve konaklarla ön plana çıkan Safranbolu, tatilciler tarafından tercih ediliyor.

“Dünyada en iyi korunan ilk 20 kent” arasında gösterilen ilçe, başta İstanbul, Ankara, Kocaeli, Eskişehir, Sakarya, Düzce, Bolu ve Zonguldak olmak üzere yurt içinden çok sayıda ziyaretçinin yanı sıra yabancı turistleri de ağırlıyor.

Genellikle üç katlı, 6-8 odalı, 18. ve 19. yüzyıl ile 20. yüzyılın başlarında inşa edilmiş konak, pansiyon ve otellerde rezervasyon yoğunluğu yaşanıyor.

Safranbolu Turizm İşletmecileri Derneği Başkanı Şebnem Urgancıoğlu, 9 günlük Ramazan Bayramı tatili dolayısıyla otellerdeki doluluğun yüzde 100’e ulaştığını söyledi.

Ramazan Bayramı ile sezon açılışı yaptıklarını aktaran Urgancıoğlu, “Gösterişli bir açılış olacağını düşünüyorum, çünkü gelen turist sayısı bakımından rekor kıracağımıza inanıyorum.” diye konuştu.

Urgancıoğlu, bayramın üçüncü günü 12 Nisan’da Karaelmas Turizm Ekspresi’nin de ilk seferini yapacağına değinerek, böylelikle farklı turizm çeşitliliğini tercih eden turistleri de ağırlayacaklarını dile getirdi.

– Sapanca konuklarını farklı konseptteki konaklama seçenekleriyle ağırlayacak

İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlere yakınlığı, doğası, gölü, mesire alanları ve farklı konseptteki konaklama seçenekleriyle ilgi çeken Sakarya’nın turizm ilçesi Sapanca, 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinde doğayla baş başa kalmak isteyenlerin tercih noktası olacak.

Bayram tatili süresince yüzde 90’a yakın dolulukla hizmet vermesi beklenen Sapanca’ya gelecek tatilciler, otel, bungalov ev, villa, tiny house (küçük ev), pansiyon ve balon evlerde dinlenme imkanı bulacak.

Sapanca Gölü çevresinde yürüyüp göl bisikletiyle gezinti yapabilecek tatilciler, zipline, ATV turu, sandal gezisi, doğa yürüyüşü ve ata binme gibi etkinliklerle tatillerinin tadını çıkaracak.

Tatilciler, ayrıca yeni hizmete giren teleferiğe binerek Sapanca’nın doğa manzarasını kuşbakışı görebilecek.

Sapanca Turizm Derneği Başkanı Berrin Yılmazer, Sapanca’nın güzel doğasıyla her zaman turistlerin ilgisini çektiğini anlattı.

Bayram tatilinde yüzde 90’a yakın dolulukla hizmet vereceklerini belirten Yılmazer, “Bu bayram full dolu değiliz. Bu, insanların bayramı memleketlerinde ya da denizi olan illerde geçirmek istemelerinden kaynaklanıyor diye tahmin ediyoruz. Diğer tatillere nazaran az olsa da yine de yoğunluğumuz mevcut.” diye konuştu.

– Kartepe ziyaretçilerini ağırlamaya hazır

Türkiye’nin turizm merkezlerinden Kartepe, doğal güzellikleriyle konuklarına doğayla iç içe vakit geçirme imkanı sunuyor.

Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi manzarası ile İstanbul’a yakınlığı dolayısıyla yılın her mevsimi ilgi gören bölgede, Ramazan Bayramı’nda da yoğunluk yaşanması bekleniyor.

İzmit Körfezi ile Sapanca Gölü’nü aynı anda izleme imkanı sunarak Samanlı Dağları’nın zirvesine ulaşımı sağlayan ve 26 Mart’ta hizmete giren teleferik hattı, 15 Nisan’a kadar ücretsiz hizmet verecek.

Kartepe Turizm Derneği Başkanı Kamil Öçbe, AA muhabirine, teleferiğin turizme ve bölgeye büyük katkısı olacağına, Ramazan Bayramı’ndaki ziyaretçi sayısını da artıracağına işaret ederek, “Bölgemiz, yazı ayrı kışı ayrı, dört mevsim turizmin yaşandığı bir yer. Ovaları, yaylaları, akarsuları… Anlatmayla olmaz, misafirlerin gelip görmeleri, yaşamaları lazım.” ifadelerini kullandı. (AA)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Güven Hastanesi’nden “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi Türkiye” değerlendirmesi

Anadolu Ajansı
Yayın: 19.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İbrahim Demirci, 18 Mayıs Avrupa Obezite Günü kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye ilişkin son verilerini değerlendirerek uyarılarda bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirci, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların her yıl katlanarak arttığını belirtti.

Demirci, özellikle çocuklarda obezite sıklığının erişkinlere göre daha hızlı arttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Henüz toplum olarak sağlıklı yaşam için beslenmenin ve egzersizin önemini tam kavrayamadık. Genel olarak, yüksek kalorili besleniyoruz. Yemek yemek bizim için hobi ve eğlence niteliğinde. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla buluştuğumuzda planlarımızı yemek üzerine kuruyoruz. Vakit geçirirken, yemek yemeyi seviyoruz. Seçeneklerimiz arasında birlikte yürüyüş yapmak çok fazla tercih edilmiyor. Hala, toplumumuzun bazı kesimlerinde kilolu insanların daha sağlıklı olduğu düşünülmekte. Kültürün, geleneklerin ve adetlerin etkisiyle toplumumuz yemekle arasına mesafe koyamıyor.

– Endokrin bozucu kimyasallar obeziteye yol açıyor

Son zamanlarda tüm dünyada miktarı artan endokrin bozucu kimyasalların da obeziteyi tetiklediğini vurgulayan Demirci, işlenmiş ve hazır gıdalar konusunda uyarılarda bulundu.

Demirci, endokrin bozucu maddeler arasında, solunan hava, içilen su ve yenilen gıdalarla vücuda giren ve biriken, endokrin sistemini olumsuz etkileyen ve bu etkilerini nesilden nesile aktarabilen kimyasal maddeler olduğuna işaret ederek, “Endokrin bozucu kimyasallardan tamamen uzak kalmak mümkün olmasa da sağlıklı ürünler tüketerek ve hayatımızda plastik kullanımını minimuma indirerek en azında bu zararlı kimyasallara maruziyetimizi elimizden geldiğince azaltmamız gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

Obezite sıklığının tüm dünyada hızla artığına ve son 20 yıldır obezite artışını durdurabilen bir ülke olmadığına vurgu yapan Demirci, eğer obezite sıklığındaki artış önlemez ise 2035'te dünya nüfusunun yarısından fazlasının kilo fazlalığı ve yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

– “Obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek”

Demirci, sağlık verilerine bakıldığında durumun iç açıcı olmadığının altını çizerek, “Yıldan yıla daha kötüye doğru gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü 2023 verilerine göre tüm dünyada obezite sıklığı yüzde 14 civarında. Bu yüzdeye, kilo fazlalığı olanları da eklediğimizde yüzde 38'e ulaşıyor. Artış hızı durdurulamaz ise 2035'te dünya nüfusunun yarıdan fazlası kilo fazlalığıyla mücadele etmek zorunda olacak. Ayrıca dikkat çekmek istediğimi önemli bir nokta, obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek. Çocukluk çağı obezitesi de günümüzde bir tehlikeli boyuta ulaşmış durumda.”

Türkiye açısından durumun biraz daha ciddi boyutta olduğuna vurgu yapan Demirci, “Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre ülkemizde kilo fazlalığı yüzde 35.6, obezite sıklığımız ise yüzde 20.2. Verilere göre Avrupa'nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz.” bilgisini paylaştı.

Obeziteye karşı başarılı mücadele etmek için farkındalığın artması gerektiğini belirten Demirci, obeziteyle mücadelenin “ülke politikası” olarak benimsenmesi ve sosyal yaşamın sağlığını ön planda tutacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.