Karabük’teki Antik Kentte Yapılan Cam Teras Roma Hamamını Görünür Kıldı

Karabük’teki Antik Kentte Yapılan Cam Teras Roma Hamamını Görünür Kıldı

Yayın: 12.04.2024 12:28
Paylaş:
A+ A-

Karabük’ün Eskipazar ilçesindeki Hadrianopolis Antik Kenti’nde Roma hamamının üzerine yapılan cam teras, ziyaretçilere doğa ve tarihin buluştuğu noktada eşsiz seyir keyfi sunuyor.

Geç Kalkolitik, Roma ve Erken Bizans dönemlerinde yerleşim yeri olarak kullanılan antik kentte, Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Çelikbaş’ın başkanlığında yürütülen kazı ve restorasyon çalışmaları sürüyor.

Çalışmalar kapsamında Roma hamamının tepidarium (ılıklık) bölümü üzerinde bu ay içerisinde yapımı tamamlanan cam teras, tarihi yapıyı görünür kıldı.

Roma hamamını yukarıdan gezme imkanı sunan cam teras, yerli ve yabancı ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor.

– “Ziyaretçi ilgisinden çok memnunuz”

Doç. Dr. Çelikbaş, AA muhabirine, ekibiyle antik kente her yıl yeni bir teşhir alanı kazandırmayı planladıklarını söyledi.

Çelikbaş, birçok antik kentte kapalı mekanlarla karşılaştıklarını dile getirerek, “Restorasyon ve teşhir projelerimizde bu kapalı mekanların metal yoğunluğundan da rahatsız oluyoruz. Görüntüyü daha hafifleştirmek istedik ve camla birlikte de o görüntüyü biraz daha estetik hale getirmeyi düşündük. (Roma hamamı) Yapı gerçekten büyük bir yapı. Bin metrekarelik bir alanı kapsıyor. Bu yapının tamamını kapalı alan haline getirirsek çok boğucu bir durum olacağını düşünerek sadece bir bölümünü, mozaikli alanın üstünü camla kapatıp ziyaretçilerimizin hizmetine açtık.” diye konuştu.

Cam terasın etrafını açık bıraktıklarını aktaran Çelikbaş, şöyle devam etti:

“Hava sirkülasyonu sağlansın, böylelikle içeride bitkilenme oluşmasına engel olalım istedik. Ziyaretçilerimiz hem yapının mozaiklerini üstten 90 derecelik bir açıyla görebiliyor hem de yan taraftan hazırlamış olduğumuz ahşap yürüme yollarıyla da yapının içerisine de girip gezebiliyor. Hamamın içerisindeki bölümleri insanların zeminine bakarak, mozaikli alan hariç, diğer zeminlere dokunarak gezmesini istedik. İnsanımızı bu alanlardan uzaklaştırırsak aslında o dönemin hissedilmesinden de uzaklaştırdığımızı düşünüyoruz. Bunu planlayan bir proje yapmaya çalıştık. Ziyaretçi ilgisinden çok memnunuz. Ziyaretçilerin gelmesinin hem il hem de ilçe turizm hareketliliği bakımından önem arz ettiğini düşünüyoruz.”

Çelikbaş, Hadrianopolis’te ziyaret noktalarını henüz tamamlamadıklarını, 3 yapının teşhirini bitirerek ziyarete açtıklarını anlatarak, “Roma villası, şu anda içinde bulunduğumuz Roma dönemi hamamı ve bir kilise kalıntısı. Bunların hem mozaiklerini gelen ziyaretçilerimiz görebiliyor ayrıca içinde de gezebiliyorlar.” dedi.

Cam terasın özelliklerinden bahseden Çelikbaş, “Bir hamamın odasının üstünü kapatma anlamında cam teras yoktur, Türkiye’de örneği yok. Küçük kapatmalar var, yani küçük bir alanda mozaik çıkmış, bunu bazı antik kentlerimizde görebiliyorsunuz. Fakat böyle bir odanın mozaiklerinin cam teras halinde teşhir edildiği bir örnek yoktur. Mozaiklerin camla örtülü olduğu örnekler var ama bunlar ziyaret alanlarından ziyade müzelerde yapılan uygulamalar. Bunun bir antik kentte ilk defa uygulandığını söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Çelikbaş, cam terasın tarihi yapıyı yakından görme imkanı sunduğunu belirterek, “Hamamın mozaikli olan ılıklık bölümünün üzerini cam terasla kapattık. Ziyaretçilerimiz mozaikleri hem cam terasın altından görebiliyorlar hem de doğa manzarasında fotoğraf çekilebiliyorlar. Bu projeyi doğayı tarihle buluşturan bir nokta olarak planladık ve hayata geçirdik.” diye konuştu.

– “Çok değerli bir çalışma”

Hadrianopolis’i ziyaret etmek için Ankara’dan gelen Ahmet Yılmaz, antik kentte güzel çalışmaların yapıldığını söyledi.

Cam terası çok beğendiğini dile getiren Yılmaz, “Çok değerli bir çalışma. Beğendik, tekrar gelmek istiyoruz.” dedi.

Ziyaretçi Sevim Durmuş da antik kenti çok beğendiklerini belirterek, “Burası kazı çalışmalarıyla daha da büyüyecek. Cam teras, alanı koruma ve üstten görmek için çok iyi düşünülmüş. Genelde cam teraslar sadece karşı tarafı seyir amaçlı yapılıyor ama burada aynı zamanda alanı da koruma amaçlı yapılmış. Gezdiğimiz kadarıyla bir antik kentte böyle bir cam terası hem koruma hem görsel hem de fonksiyonel amaçlı hiç görmemiştik.” diye konuştu.

Semih Sezer ise antik kente ilk defa geldiğini ve cam terasın çok güzel olduğunu aktararak, “Şu anda Roma hamamının üzerinde bulunuyoruz. Cam teras gerçekten doğa manzarasıyla birleşince müthiş bir görüntüye sahip olmuş. Çok güzel bir alan olmuş.” dedi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Güven Hastanesi’nden “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi Türkiye” değerlendirmesi

Anadolu Ajansı
Yayın: 19.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İbrahim Demirci, 18 Mayıs Avrupa Obezite Günü kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye ilişkin son verilerini değerlendirerek uyarılarda bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirci, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların her yıl katlanarak arttığını belirtti.

Demirci, özellikle çocuklarda obezite sıklığının erişkinlere göre daha hızlı arttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Henüz toplum olarak sağlıklı yaşam için beslenmenin ve egzersizin önemini tam kavrayamadık. Genel olarak, yüksek kalorili besleniyoruz. Yemek yemek bizim için hobi ve eğlence niteliğinde. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla buluştuğumuzda planlarımızı yemek üzerine kuruyoruz. Vakit geçirirken, yemek yemeyi seviyoruz. Seçeneklerimiz arasında birlikte yürüyüş yapmak çok fazla tercih edilmiyor. Hala, toplumumuzun bazı kesimlerinde kilolu insanların daha sağlıklı olduğu düşünülmekte. Kültürün, geleneklerin ve adetlerin etkisiyle toplumumuz yemekle arasına mesafe koyamıyor.

– Endokrin bozucu kimyasallar obeziteye yol açıyor

Son zamanlarda tüm dünyada miktarı artan endokrin bozucu kimyasalların da obeziteyi tetiklediğini vurgulayan Demirci, işlenmiş ve hazır gıdalar konusunda uyarılarda bulundu.

Demirci, endokrin bozucu maddeler arasında, solunan hava, içilen su ve yenilen gıdalarla vücuda giren ve biriken, endokrin sistemini olumsuz etkileyen ve bu etkilerini nesilden nesile aktarabilen kimyasal maddeler olduğuna işaret ederek, “Endokrin bozucu kimyasallardan tamamen uzak kalmak mümkün olmasa da sağlıklı ürünler tüketerek ve hayatımızda plastik kullanımını minimuma indirerek en azında bu zararlı kimyasallara maruziyetimizi elimizden geldiğince azaltmamız gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

Obezite sıklığının tüm dünyada hızla artığına ve son 20 yıldır obezite artışını durdurabilen bir ülke olmadığına vurgu yapan Demirci, eğer obezite sıklığındaki artış önlemez ise 2035'te dünya nüfusunun yarısından fazlasının kilo fazlalığı ve yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

– “Obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek”

Demirci, sağlık verilerine bakıldığında durumun iç açıcı olmadığının altını çizerek, “Yıldan yıla daha kötüye doğru gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü 2023 verilerine göre tüm dünyada obezite sıklığı yüzde 14 civarında. Bu yüzdeye, kilo fazlalığı olanları da eklediğimizde yüzde 38'e ulaşıyor. Artış hızı durdurulamaz ise 2035'te dünya nüfusunun yarıdan fazlası kilo fazlalığıyla mücadele etmek zorunda olacak. Ayrıca dikkat çekmek istediğimi önemli bir nokta, obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek. Çocukluk çağı obezitesi de günümüzde bir tehlikeli boyuta ulaşmış durumda.”

Türkiye açısından durumun biraz daha ciddi boyutta olduğuna vurgu yapan Demirci, “Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre ülkemizde kilo fazlalığı yüzde 35.6, obezite sıklığımız ise yüzde 20.2. Verilere göre Avrupa'nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz.” bilgisini paylaştı.

Obeziteye karşı başarılı mücadele etmek için farkındalığın artması gerektiğini belirten Demirci, obeziteyle mücadelenin “ülke politikası” olarak benimsenmesi ve sosyal yaşamın sağlığını ön planda tutacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.