Anadolu Ajansı tarafından
05 Haziran, 2024 08:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-

L’Oreal Türkiye, sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarını duyurdu

İSTANBUL (AA) - L'Oreal Türkiye, sürdürülebilirlik programı kapsamında hayata geçirdiği uygulamaları açıkladı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, sürdürülebilirlik alanında yaptığı çalışmaları 5 Haziran Çevre Günü'nde açıklayan L'Oreal Türkiye, bilim, teknoloji ve insan odaklı sürdürülebilir uygulamalarını sürdürüyor.

"Gücünü Teknolojiden Alan Sürdürülebilirlik", "Gücünü Bilimden Alan Sürdürülebilirlik" ve "Gücünü İnsanlar İçin Kullanan Sürdürülebilirlik" başlıkları altında çalışmalar yapan şirket, dijital dünyada da 47 ülkede faaliyet gösteren Fransız start-up IMPACT+ ile işbirliği yaptı.

Şirket, dijital kampanyalarında karbon emisyonunu yüzde 40'a varan oranda azaltırken küresel ölçekteki dijital çalışmalarla 2023'te dünyanın etrafını uçakla 6 bin kez dolaşmaya eşdeğer 55 bin tonluk karbon salınımının önüne geçti.

Start-up Carbios ile enzimatik teknolojisi kullanılarak geliştirilmiş sonsuz kez geri dönüştürülebilen plastik şişeyi hayata geçirerek şeffaf, renkli, opak ve çok katmanlı her türlü petin geri dönüştürülmesi sağlıyor ve geri dönüşüme katkı da bulunuyor.

L'Oreal'in Gjosa ile geliştirdiği ve kuaför salonlarında yüzde 69'a varan su tasarrufu sağlayan duş başlığı uygulaması 2023'ten bu yana Avrupa ve Orta Doğu'da 11 binden fazla kuaför tarafından kullanıldı.

279 milyon litre (yaklaşık 112 olimpik yüzme havuzu) su tasarrufu sağlayan ve 18 milyon kWh enerji tasarrufuna olanak sağlayan yenilik, Türkiye'de yaklaşık 100 bin kişinin 1 yıllık televizyon izleme süresine eş değer.

L'Oreal Türkiye, her yıl 51 milyon adet şampuan ve saç kremi üretimi gerçekleştirdiği İstanbul Üretim Tesisini "Suyu Geri Dönüştüren Su Dostu Fabrika'ya çevirdi. L'Oreal Grup çatısı altında bunu gerçekleştiren 7'inci ülke Türkiye olurken, İstanbul Üretim Tesisinde kullanılan endüstriyel suyun yüzde 100'ü geri dönüştürülerek, tekrar kullanılıyor. ​

Meksika, İspanya, Rusya, İtalya, Belçika, Çin ve son olarak Türkiye'den sonra L'Oreal Grup bünyesindeki tüm fabrikaların 2030'a kadar suyu geri dönüştüren su dostu fabrika haline getirilmesi hedefleniyor.

2021'den beri "Plastiksiz E-Ticaret" yaklaşımıyla e-ticaret ve B2B gönderimlerinde dolgu ve koruma malzemelerinin, koli ve güvenlik bantlarının yüzde 100'ünü, plastik yerine geri dönüştürülebilir kağıttan elde eden L'Oreal Türkiye, 2025'e kadar tüm plastik ambalajlarını yeniden doldurulabilir, yeniden kullanılabilir, geri dönüştürülebilir veya kompost yapılabilir hale getirmeyi hedefliyor.

2030'a kadar ise tüm ambalajlarında kullandığı plastik yoğunluğunu yüzde 20 azaltmayı amaçlayan şirket, 2030'a kadar ambalajlarda kullanılan plastiğin de yüzde 100'ü biyo-bazlı ya da geri dönüştürülmüş kaynaklardan elde edilecek.

Doğanın, güzelliğin geleceği olduğuna inanan L'Oreal Grup'ta, 2030'a kadar içeriklerin yüzde 95'i biyo-bazlı, bol mineral kaynaklardan veya döngüsel süreçlerden elde edilecek.

"Gelecek için Eczaneler" programı kapsamında Sürdürülebilirlik Akademisi&Bureau Veritas ile işbirliği yapıldı. Program kapamında ocak ayında 500'den fazla eczane sürdürülebilirlik konusunda bilgilendirilerek, sürdürülebilirliğin önemi vurgulandı.

- "İki milyardan fazla insan, su kaynaklarının yetersiz olduğu ülkelerde yaşıyor"

Açıklamada görüşlerine yer verilen L'Oreal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, dünyanın en kapsamlı sürdürülebilirlik hedeflerini hayata geçirmeyi sürdürdüklerini belirtti.

Gökçen, "Bilimin ışığında teknolojinin gücünden yararlanarak gezegenimize saygılı bir biçimde çalışmalarımıza her geçen gün bir yenisini ekliyoruz. Bugün rakamlara baktığımızda sera gazı son iki milyon yılın en yüksek seviyelerinde, iki milyardan fazla insan su kaynaklarının yetersiz olduğu ülkelerde yaşamını sürdürüyor." ifadelerini kullandı.

Tüketicilerin giderek artan bir oranda çevresel etkiler konusunda doğru bilgilendirilmeye ve şeffaf verilere sahip olmaya ihtiyaç duyduklarını gözlemlediklerini aktaran Gökçen, şu değerlendirmede bulundu:

"Gerçekleştirilen araştırmalar kapsamında, tüketicilerin yüzde 76'sı iklim değişikliği konusunda endişe duyuyor. L'Oreal Türkiye olarak sürdürülebilirlik bizim için her alanda varlığını koruyor. Bu yaklaşımımıza gezegenimizin elle tutulabilir doğa rejenerasyonu gibi konular da dahil veya dijital dünyada karbon emisyonunu azaltmak da. Meseleye hepimizin elini taşın altına koyması gereken bir durum olarak bakıyor, çalışmalarımızı da her alanda hızlandırarak bilim, teknoloji ve insan odağında sürdürülebilirliğe yeni bir boyut kazandırıyoruz."

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
15 Nisan, 2025 16:14 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Sebze ve meyveleri yıkamadan yemeyin!

Tarım ilaçları tarıma zarar veren etkenleri ortadan kaldırırken, üretilen mahsuller doğru tüketilmediğinde vücuda bazı zararlar verebiliyor. Medicana Konya Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Devrim Deniz, tarım ürünlerine zarar veren etkenleri bertaraf etmek üzere üretilmiş olan pestisitlerin mutfakta kullanılan gıdalardan en iyi şekilde temizlenerek tüketilmesi gerektiğini söyledi.

Dünya nüfusunun 2050’de 10 milyara ulaşması beklenirken; tüketilen tarım ürünlerine olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Artan nüfus, azalan tarım alanları nedeniyle sebze ve meyvelerin yetmesi için çeşitli yöntemler kullanılıyor. Kullanılan tarım ilaçlarının insan vücudunda çeşitli hastalıklara yol açabileceğini söyleyen Medicana Sağlık Grubu İç Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Devrim Deniz, tüketicilere sebze ve meyvelerin mutlaka iyi bir şekilde yıkanarak yenmesi konusunda uyarıda bulundu.

Maruziyet süresi önemli

Zirai mücadelede, kimyasal bazı yöntemler bitkileri korurken; insanlarda bazı sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Kullanılan tarım ilacının çeşidine, maruz kalınan süreye ve nasıl maruz kalındığına bağlı olarak çeşitli sağlık sorunlarına sebep olabileceğine değinen Uzm. Dr. Devrim Deniz, şu bilgileri verdi: "Tarım ilacı kalıntısının vücutta birikmesi, sindirim sistemindeki faydalı bakterilerin ölümüne ve bağışıklık sisteminin zarar görmesine yol açabilir. Farklı sistemlerde sorunlara da neden olabilir. Bu nedenle üretilen mahsuller mutfağa girdiğinde tüketicilerin bazı kurallara dikkat etmesi önem taşır."

"Meyveleri kabuğuyla yiyecekseniz karbonatlı suda bekletin"

Pestisitlerin bilinçli kullanılmasının hem yetiştiricilerin hem de tüketicilerin sağlığı için son derece önemli olduğuna değinen Uzm. Dr. Deniz, "Bu nedenle bilinçli üretici ve bilinçli tüketici olmak gerekir. Bilinçli olurken, organik bile olsa sebze ve meyveler mevsiminde tüketilmelidir. Her ihtimale karşı alınan bir meyve ve sebzenin, dalından taze koparılmış olsa bile yıkanması gerekir. Suda çözünen ve sistemik olmayan bir pestisit kalıntısını, bir bitki kabuğunun içinde yetişen kuru baklagiller için, su ile yıkamak yeterli olabilmektedir. Kabuğuyla yenen meyve ve sebzeleri önce karbonatlı sonra sirkeli suda 15 dakika beklettikten sonra durulamak, kalıntıların büyük oranda arındırılmasını sağlayabilir. Mutfaklarda kullanılan gıdaların yetiştirilme şeklinin yanında tüketilmeden önce hijyen ve pestisitten arındırılmış olması konusunda da dikkati elden bırakmamak çok önemlidir" dedi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.