Anadolu Ajansı tarafından
15 Ağustos, 2024 12:32 tarihinde yayınlandı
A+ A-

“Son Troyalılar”ın mezarları inceleniyor

Çanakkale merkeze bağlı Tevfikiye köyü sınırlarındaki yaklaşık 5 bin 500 yıllık geçmişe sahip Troya Antik Kenti kazılarında "Son Troyalılara" ait olduğu değerlendirilen 4 insan iskeleti bulundu. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan ve resmi kazıları 150 yıl önce başlayan, pek çok arkeolojik keşfin yapıldığı Troya'da çalışmalar 12 aylık dönemde sürüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığının izni, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ve ana sponsor İÇDAŞ AŞ'nin sağladığı imkanlarla yürütülen kazılardaki buluntular arkeologlara önemli ipuçları veriyor. Kazı Heyeti Başkanı ve ÇOMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Aslan, AA muhabirine, bu seneki kazılara, Son Tunç Çağı denilen "Homeros'un Troya'sı" ile ilişkilendirilen dönemin saray yapısı ve sur duvarı arasındaki bölüm ve agora alanında devam ettiklerini söyledi. Agora alanında Troya yerleşmesinde tanımladıkları bazı kent katman tabakaları olduğunu belirten Aslan, şu bilgileri verdi: "Önceki kazılardan şunu biliyoruz; Troya'daki ilk kent milattan önce 3 binlerde başlıyor. Daha sonrasında 1, 2 ve 3 diye devam ediyor. Özellikle Schliemann'ın hazineleri bulduğu katman ve tabaka 2 ve 3 ama bizim Homeros Troya'sı ile ilişkilendirdiğimiz Troya 6 ve Troya 7'nci katman. Ondan sonra burada Troya'daki yerleşim silsilesinde bazı kopukluklar var fakat özellikle Homeros'un Troya Destanı dolayısıyla burası kutsal bir yere dönüşüyor. Helenistik ve Roma katmanı 8 ve 9 olarak tanımlanıyor. Daha sonraki dönemde de özellikle Geç Roma'da iki büyük deprem oluyor. Bunun tarihsel kaynakları da var ve bu büyük depremler sonrasında Troya bir daha yeniden inşa edilmiyor, yeniden ayağa kaldırılmıyor. Onun sonrasında Doğu Roma yani Bizans döneminde burada bir yerleşim olduğunu biliyoruz. Bunu Troya 10 katmanı olarak tanımlıyoruz." Prof. Dr. Rüstem Aslan, agoradaki kazıları yaklaşık 6 yıldır sürdürdüklerini, çalışmalarda Bizans dönemi ve Doğu Roma dönemi ile 13. ve 14. yüzyıla tarihlenen mezarlık alanıyla karşılaştıklarını anlattı. Bu mezarlık alanının "Son Troyalılar"ın mezarlık alanı olarak tanımlanabileceğini ifade eden Aslan, şöyle devam etti: "Peki bu alanda bu süreçten sonra ne bekliyoruz? Bu agora alanı hemen hemen görkemli Homeros Troya'sının güney girişinin önünde. Burada kent girişinde steller var. Diğer kazılarda yani önceki yıllarda yaptığımız kazılardan biliyoruz ki burası Anadolu'da bilinen son Tunç Çağı Agorası'nın olduğu bir alan. Önümüzdeki haftalarda çok yüksek bir ihtimalle son Tunç Çağı katmanına ulaşmış olacağız. O katmandan da sürpriz buluntular bulmayı bekliyoruz. Bizim şu anda kazıyı sürdürdüğümüz alanda 4 iskelet var. Bir tanesi yüksek ihtimalle bir anne ve ayağının ucunda gömülü bebek iskeleti var. Hemen onların yakınında simetrik olarak yan yana dizilmiş ve erkek olduğunu tahmin ettiğimiz iki iskelet daha var. Biz bu iskeletleri 'Son Troyalılar' olarak adlandırabiliriz. Burada biz özellikle iyi korunagelmiş bir iskelete yüzlendirme çalışmasını, iskeletlerin korunmuşluğuna bağlı olarak yapmayı planlıyoruz.

İskelet buluntuları "adli tıp" uzmanlarınca inceleniyor

Antik kentteki iskelet buluntuları ÇOMÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Esin Akgül Kalkan ve ekibince inceleniyor. Doç. Dr. Kalkan, iskelet kalıntıları üzerinde incelemeler yaptıklarını söyledi. Adli tıbbın sadece güncel olaylar üzerinde değil, aynı zamanda daha eski bu tip konularda da çalışmayı amaçladığını vurgulayan Kalkan, "Bizler de bu tip arkeolojik alanlarda multidisipliner yaklaşımlarla çalışmalar yapıyoruz. Bir iskeleti incelerken tahmin edileceği gibi aslında bu iskelet üzerinde 'kişinin acaba herhangi bir hastalığı var mıydı ya da ölüm nedenini açıklayabileceğimiz bir bulgu var mı, bu kişi bir kadın mı, erkek mi ya da yaşı ne olabilir?' gibi en temel sorulara yanıt arıyoruz. Tabii ki bu sorulara her zaman yanıt bulamıyoruz. Buluntuların özellikleri, toprağın özellikleri bu bulgularımızı etkileyen en önemli faktörler oluyor." ifadelerini kullandı. Agoradaki mezarlık alanında kadın olduğunu düşündükleri bir iskelet kalıntısının ayak bölgesinde bir bebeğe ya da çocuğa ait başka bir iskelet daha bulunduğunu dile getiren Kalkan, şöyle konuştu: "Bu tabii bizim aklımıza çeşitli sorular getiriyor. 'Acaba aynı anda mı öldüler, acaba aralarında bir akrabalık bağı var mıydı ya da bu kişiler birbirinden bağımsız kişiler miydi, acaba çocuk daha önce mi öldü bu mezara eklendi mi?' gibi soruları doğal olarak kendimize soruyoruz. Tabii bu alanda birkaç iskelet daha mevcut. Bu kişilerin aynı anda ya da benzer tarihlerde ölüp ölmediği ve yine birbirleri arasında bir akrabalık var mı gibi sorular bizim aklımıza gelen ilk sorular oluyor. Bizler de bu sorulara yaptığımız bilimsel çalışmalar ile yanıt arıyoruz."
blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
28 Nisan, 2025 22:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Kazakistanlı öğrenciler Bartın’da buluştu

Bartın Üniversitesi (BARÜ) ev sahipliğinde düzenlenen "PANELSAN CUP 2025" turnuvasında, 20 farklı üniversiteyi temsil eden Kazakistanlı öğrencilerin oluşturduğu kadın voleybol takımları sahaya çıktı.
Türkiye’de öğrenimlerine devam eden Kazakistanlı üniversite öğrencileri Ankara Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen ‘PANELSAN CUP 2025’ turnuvasında yarıştı. Kazakistanlı öğrenciler arasındaki iletişimin sağlanması ve dayanışmanın artırılması amacıyla gerçekleştirilen organizasyona Bartın Üniversitesi (BARÜ) Spor Bilimleri Fakültesi ev sahipliği yaptı.

Türkiye’nin 15 ilinden turnuvaya yoğun bir katılım oldu
Turnuvaya katılan üniversiteler arasında Türkiye’nin 15 farklı ilinden BARÜ ile birlikte Afyon Kocatepe Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Fenerbahçe Üniversitesi, İstanbul Kent Üniversitesi, İstanbul Medipol Üniversitesi, Karabük Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Nişantaşı Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi yer aldı. Tamamı Kazakistanlı öğrencilerden oluşan takımlar, gün boyu süren müsabakalarda kıyasıya mücadele etti.

BARÜ’lü sporcular bu sene de performanslarıyla göz doldurdu
İstanbul’da 2024 yılında gerçekleştirilen müsabakalarda birincilik kupasını kaldırmayı başaran BARÜ Kadın Voleybol Takımı, bu yıl da PANELSAN CUP 2025’te tüm rakiplerini geçerek final müsabakasında ter döktü. Müsabakalar sonunda Anadolu Üniversitesi Kadın Voleybol Takımı birinci, BARÜ Kadın Voleybol Takımı ikinci, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Kadın Voleybol Takımı üçüncü, Sakarya Üniversitesi Kadın Voleybol Takımı dördüncü ve Uludağ Üniversitesi Kadın Voleybol Takımı ise beşinci oldu.

Ödül töreninde kupa ve madalyalar sporculara teslim edildi
Turnuva sonunda gerçekleştirilen ödül töreni, sporcular ve katılımcıların coşkulu anlarına sahne oldu. Dereceye giren takımlara kupa ve madalyaları; Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, Kazakistan İstanbul Başkonsolosu Nuriddin Amankul, Bartın İl Emniyet Müdürü Ünsal Hayal ve İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Mehmet Baykal tarafından takdim edildi. Ayrıca gün boyunca yoğun bir programda devam eden organizasyona Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, Garnizon Komutanı Deniz Kıdemli Albay Erkan Şahin, Gençlik ve Spor İl Müdürü Halil Akkaş ile çok sayıda davetli de katıldı.

Rektör Uzun: Uluslararasılaşma vizyonumuzla kardeşlik bağlarını da güçlendiriyoruz
Türkiye’de öğrenim gören Kazakistanlı öğrenciler arasında sportif dayanışmayı ve üniversiteler arası etkileşimi artırmayı hedefleyen PANELSAN CUP 2025’e ev sahipliği yapmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren Rektör Uzun, düzenlenen etkinliklerin kardeşlik bağlarını güçlendirdiği gibi akademik ve sosyal uyumu da desteklediğini ifade etti.
Türk Yükseköğretim alanının uluslararasılaşma hedefinde elde ettiği başarılara da değinen Rektör Uzun, konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Türkiye, sahip olduğu güçlü eğitim altyapısı ve artan bilimsel başarılarıyla uluslararası öğrenciler için cazibe merkezi haline gelmiştir. Kazakistanlı öğrencilerimizin de bu sistem içinde yer alarak akademik ve kültürel gelişimlerine katkı sunmaları bizler için büyük bir değer taşımaktadır. Bartın Üniversitesi ailesi olarak, uluslararasılaşma vizyonumuz doğrultusunda farklı coğrafyalardan gelen öğrencilerimize nitelikli bir eğitim ortamı sunmak ve onların her alanda başarılı bireyler olarak yetişmelerine katkıda bulunmak için tüm gayretimizle çalışıyoruz. Bu düşüncelerle gelecek yolculuğunda motive eden yaklaşımlarıyla uluslararasılaşma hamlemize olan destekleri için YÖK Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar’ın şahsında YÖK üyelerimize şükranlarımı sunuyorum. Her zaman yanımızda olarak daha iyiye ulaşma noktasında teşvik eden Bartın Valimiz Dr. Nurtaç Arslan, Bartın Milletvekilimiz Yusuf Ziya Aldatmaz, Garnizon Komutanımız Deniz Kıdemli Albay Erkan Şahin, Bartın İl Emniyet Müdürümüz Ünsal Hayal, İl Jandarma Komutanımız Kıdemli Albay Mehmet Baykal ile Gençlik ve Spor İl Müdürümüz Halil Akkaş’a teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca öğrencilerimize olan destekleri ve iş birliği odağındaki yakın ilgileri için Kazakistan’ın İstanbul Başkonsolosu Nuriddin Amankul’a teşekkür ediyorum."

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.