Anadolu Ajansı tarafından
13 Eylül, 2024 16:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-

İzmir Körfezi’ndeki 50 kat fazla amonyak miktarı balıkları zehirlemiş olabilir

İSTANBUL (AA) - GÜLSELİ KENARLI - İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe, İzmir Körfezi'nde tespit edilen atık kaynaklı amonyak miktarının 50 kat fazla olmasının balıklarda zehirlenmeye yol açmış olabileceğini söyledi.

İzmir Körfezi'nin Bayraklı ve Karşıyaka sahillerinde 20 Ağustos'ta alg patlaması ve balık ölümleri görüldü, ardından kötü koku sorunu baş gösterdi. Kötü koku ve alg patlamalarının devam ettiği körfezde balık ölümleri de artarak sürüyor. Balık ölümleri son olarak Karşıyaka ilçesinin Aksoy Mahallesi'nde ve Bayraklı kıyısında yoğun olarak gözlemlendi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 5 Eylül'de bölgedeki incelemeleri sonrası yaptığı açıklamada, denizdeki atık su kaynaklı amonyak miktarının olması gerekenden tam 50 kat daha fazla olduğunu, bunun da evsel ve endüstriyel atıkların suya arıtılmadan karıştırılması anlamına geldiğini anlattı. Bakan Kurum, bunun da beraberinde koku problemini getirdiğini ve hem denizdeki canlıları hem de insan sağlığını tehdit ettiğini aktardı.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Beşiktepe, İzmir Körfezi'ndeki mevcut genel tablonun, balık ölümlerinin ilk görüldüğü 20 Ağustos'takiyle aynı olduğunu belirtti.

Bölgede oksijenin hala çok düşük olduğuna işaret eden Prof. Dr. Beşiktepe, genelde kıyıya yakın bölgelerde düşük oksijen seviyelerinin devam ettiğini, son 5 yıldır özellikle yaz sonu ve sonbahar başında alg patlaması ve oksijensizlik probleminin yaşandığını kaydetti.

Beşiktepe, şu bilgileri verdi:

"Önceki yıllarda küçük ölçekte zararlı ve renkli alg patlamaları yaşanıyordu, bunlar balık ölümlerine neden olmuyordu. Oradan edindiğim deneyimle söyleyebilirim ki bu 2 ay sürecek bir süreç, eylül ayında da bunu göreceğiz. Suların soğumasını ve sistemin dengeye gelmesini beklememiz gerekecek. Maalesef geçmiş yıllarda bu oldu ama bu sene çok daha şiddetli olduğu için biz bunu gördük."

- Kuruyan derelere vurgu

Prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe, İzmir Körfezi'nin yapısının bir haliç olduğunu, bu sistemlerde üst akıntı olarak nehir, alt akıntı olarak ise deniz suyunun geldiğini, derelerdeki suların, kurumadan kaynaklı artık buraya gelmemesi nedeniyle haliç özelliğinin kaybolarak iç körfeze dönüştüğünü ve rüzgar ile dışarıdan gelebilen çok az bir suyun etkisiyle dinamiklerin işlemeye çalıştığını anlattı.

Derelerin durumuna vurgu yapan Beşiktepe, "En büyük sıkıntı derelerin kuru olması. İzmir iç körfezine dökülen 20'den fazla dere var ve bunlardan su gelmiyor. Kışın yağışlı bir dönem geçirirsek bu, normal çalışma düzenini geriye getirebilir ve sistemi kurtarabilir. Ama çok yağış almazsak ve bu dereler aktif hale gelmezse biz kışın da sonbaharda da önümüzdeki yıl da bu sorunu yaşarız." diye konuştu.

Körfezde çok sayıda çevresel stres oluşturabilecek faktör olduğunun altını çizen Beşiktepe, insan nüfusu ve tekne sayısındaki artış ile denize verilen deşarjları bu faktörler arasında gösterdi.

- "Körfezden balık yiyenler için çok ciddi problem yaratabilir"

Balık ölümlerinin nedeninin çok iyi anlaşılması gerektiğine dikkati çeken Beşiktepe, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un İzmir Körfezi ile ilgili açıklamalarının önemli bulgular içerdiğini ifade etti.

Beşiktepe, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bakan'ımız konuşmasında amonyak miktarlarının 50 kat fazla olduğunu söyledi. Bu önemli bir bulgu çünkü amonyak fazla olduğu zaman özellikle büyük (erişkin) balıklar için zehir etkisi yapabiliyor. Sistem olarak baktığımızda burada başka faktörler de olabilir. Eğer oksijen biraz düşükse balıklar bu ortamda daha fazla nefes aldığı için yani sudaki toksik maddeleri daha fazla çektiği için ölebilir. Bu balık ölümlerinin 'oksijen bitti'den çok daha farklı bir olay olduğunu iyi anlamamız lazım. Balığın çok fazla toksik yapısı da olabilir ve körfezden balık yiyenler için çok ciddi problem yaratabilir. Bu bahsettiğimiz her şey toksik etki. Oksijeni bitiren neden balıkları öldürmüş olabilir, balıklar oksijensizlikten dolayı ölmüş olmayabilir. Bunun çok ciddi araştırılıp ortaya çıkarılması lazım ki bizim neye önlem alacağımızı belirlesin."

blank
Halil Kızılyer tarafından
16 Nisan, 2025 10:01 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Chp Merkez İlçe Başkanı Yavuz’dan İşçi Alım Sürecine Tepki

Chp Merkez İlçe Başkanı Ali Yavuz, Karabük İl Özel İdaresi’ne yapılan 32 kişilik işçi alım sürecine tepki gösterdi.

Yavuz açıklamasında, "Adaletin terazisi bozulursa, toplumu ayakta tutan vicdan duvarı çatlamaya başlar. Bugün Karabük’te yaşananlar, bu çatlağın giderek büyüdüğünü gösteriyor. Son günlerde İl Özel İdaresi'ne yapılan 32 kişilik işçi alımı, kamu vicdanında büyük bir yara açmıştır."

Sözde kamuya açık olan bu alım, duyurusu dahi halktan saklanarak yapılmış, başvuru süresi 3 gün gibi kısa bir zamanla sınırlandırılmış, mülakat sonuçları ise kamuoyuna açıklanmamıştır. Oysa bu koltuklar milletindir, bu kadrolar halkın çocuklarına aittir!

Bizler soruyoruz:

Neden bu alım herkesin haberdar olacağı şekilde ilan edilmedi?

Neden mülakat sonuçları gizlendi?

Neden işe alınanlar sadece SMS ile bilgilendirildi?

Neden işe alınanların arasında siyasilere yakın isimlerin bulunduğu iddiaları ortalıkta dolaşıyor?

Halk iş beklerken, torpille makam dağıtmak, bu memlekete ihanettir!

Bu sadece bir işe alım meselesi değildir. Bu, adaletin, liyakatin, eşitliğin yerle bir edilmesidir. Bu, Karabük halkının umutlarının, hayallerinin bir kez daha siyasi hesaplarla yok sayılmasıdır.

İl Özel İdaresi, kamuya hizmet etmek için vardır. Bir siyasi partinin arka bahçesi değildir. Bu halkın evlatları işsiz gezerken, koltuklar eş, dost, akraba ile doldurulamaz. Bu millet bunu hak etmiyor!

Karabük halkı olarak şunu açıkça söylüyoruz: Bizim tek talebimiz adalettir. Bizim tek isteğimiz, her gencin eşit şartlarda yarışabileceği, şeffaf ve liyakatli bir sistemdir. Bu süreci yönetenlerin millete hesap vermesi şarttır.

Bugün susarsak, yarın sıra başka bir haksızlığa gelir. Bugün görmezden gelirsek, yarın kendi evladımızın hakkı gasp edilir. Bu nedenle susmayacağız, unutturmayacağız, sorgulamaktan vazgeçmeyeceğiz.

Karabük için adalet istiyoruz. Liyakat istiyoruz. Şeffaflık istiyoruz.
Ve unutulmasın: Bu şehirde halkın iradesi vardır, halkın gücü vardır.

Karabük halkı uyanıyor. Artık kimse eskisi gibi keyfine göre at koşturamayacak!" ifadelerini kullandı.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.