KENTLİLİK HALİ Mİ?

KENTLİLİK HALİ Mİ?

Yayın: 17.06.2015 08:57
Paylaş:
A+ A-

Kim demişse doğru demiş…!
Kentte yaşamak bir kültür /sanat işidir diye.
Neden mi?
Kenti korumak için tabi ki…
Herkesin kafasına göre hareket etmesi kent yaşantısına uygun bir tutum değildir.
Kent magandası olmamak için bazı kurallara uymak gerekir.
Bunun için…
Kentte oturmanın fakında olmak…
Buna göre yaşamayı bilmek gerek.
Ne demek mi istiyoruz?
Bunu biraz daha açalım isterseniz…
Sizce…
Kentte yaşamanın farkında olmak ne demektir.?
Bun verilebilecek tek yanıt olmalıdır.
Kentin kurallarına göre yaşamayı kabullenmek…
Bu durum kentli olmanın önemli vasfı hatta olmazsa olamazıdır
Kentlilik hali; her şeyden önce yaşama felsefesini ve estetiği oluşturur
Bu da ne mi demektir.?
Anlatalım….
Kent kültürünün kaynağı her şeyden önce sosyal çevredir..
Sosyal çevredeki insan ilişkileri kent varlığının temelini oluşturur.
Bu esas ; tutum ve davranışları tanımlar.
Nedir bunlar derseniz anlatalım:
Selamlaşmak.
Hal hatır sormak.
Dayanışma içinde olmak.
Düğün ve dernekte birlikte bulunmak.
Acıları ve sevinçleri paylaşmak.
Her şeyden önce bunları yaparken içten olabilmek.
Hassasiyetlere önem vermek.
Bunlar “kentlilik bilincinin oluşma sürecini” hızlandırır.
Bir arada yaşama duygusunu güçlendirir.
Sahiplenme duygusuna katkı yapar.
Öyle kentler var ki çöpçüleri olmasa dahi temizdirler.
Caddeleri ve sokaklarını içinizden öpmek geçer.
Yollarında gezerken keyif alırsınız.
Ağaçları bir şemsiye gibi size gölge yapar.
Kentte yaşamanın huzuru içinize yansır.
Mekanlarında bir ferahlık vardır.
Adeta size yaşama sevinci verir.
Kendini bilen kentler ve onun bilinçli sahipleri için övgülere gerek yoktur.
Çünkü böyle kentlerde insanlar caddelerde bağıra bağıra yüksek sesle konuşmazlar.
Çevrelerine rahatsızlık vermezler…
Sigara izmaritini yere atmazlar…
Cep telefonlarına bakarak başları eğik yürümezler.
Selamlaşmadan yol al almazlar.
Hepsinden öte yerleri asla kirletmezler…!
Ben bunları niye kime anlatıyorum.
Keşke anlatmaz olaydım.
Niye mi?
Durun da anlatayım.
Masamda LOKUM LİFE adıyla baskısı harika diyebileceğim Karabük ve Safranbolu’yu anlatan çok güzel bir dergi var.
1.sayısı Nisan 2015’te çıkmış.
Bu sayısında Karabük Belediye Başkanı Sayın Rafet Vergili ile yapılmış röportaja yer vermiş.
Sayın Vergili Karabük’e ilişkin çok ilginç açıklamalar da bulunmuş.
Hepsi de gerçekten okuduğum kadarıyla üzerinde durulmaya değer.
Yürüyen merdivenlerle ilgili olarak kendisine sorulan bir soruya bakın nasıl yanıt vermiş…
“Kumanda panolarına tekme atıp kıranlar oluyor.
Arkadaşına şaka yapmak için düğmeye basıp yukarıdan seyredenler oluyor.
Stopa bastıktan sonra starta basıp (şaşıranlar)..
Lastik aksanları falçata ile kesenler…
En büyük problem ise bantların kesilmesi ,butonlara tekme atılıp kırılmasıdır.
Yatay asansörümüzde elektrik panolarının içerisine kola dökenler oluyor.
Herkesin sahip çıkması lazım bunlara…
Yalnız bizim tek başına koşturup başaracağımız bir iş değil.”
Millet kendi yararına olan bir şeyi koruyamıyorsa siz nasıl koruyacaksanız Sayın Başkan…
Allah aşkına şu kentlilik haline bakar mısınız?
Evet ne diyorduk…
Herhalde…
Kentlilik hali bu olmasa gerek…!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Gürsoy Vakfı “Erbap” projesiyle yeni ustalar yetiştiriyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 03.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Kültürel mirasın korunması adına çalışmalar yürüten Gürsoy Vakfı, “Erbap” projesiyle sektöre alanında yetişmiş genç yetenekler kazandırıyor.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Gürsoy Grup bünyesindeki Güryapı İnşaat ve Restorasyon AŞ, kültürel mirasın korunması ve yaşatılması adına önemli projeler yürütmeye devam ediyor. Alanlarında uzmanlaşmış kişilerin deneyimlerini genç yeteneklerle paylaşmasına olanak sağlayacak olan proje, mayıs ayında alacağı başvurular ile sektöre yeni yetenekler kazandırma fırsatı sunacak.

Vakıf, kültürel dokuyu koruyan ve gelecek nesillere aktarımı sağlayan sosyal sorumluluk projelerinde “liyakata” odaklanıyor.

Usta-çırak ilişkisiyle uzmanlar gençlere kariyerleri için teknik detayları, geleneksel işçiliği, tarihi dokuyu koruyarak hassas restorasyon becerilerini geliştirmeyi öğretecek.

Proje kapsamında Gürsoy Grup bünyesinde bulunan Güryapı şantiyelerindeki atölyelerde, üniversitelerin restorasyon bölümlerindeki gençlere staj imkanı sunulacak. Atölyelerde staj gören gençler, mesleki becerilerini geliştirirken aynı zamanda staj sonrası iş olanakları ile sektörde yer bulma fırsatı da elde edebilecek.

Hem yurt içi, hem de yurt dışı atölyelerde staj gören gençler farklı iş deneyimleri kazanarak, uluslararası alanda kendilerini geliştirme imkanı bulacak.