Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
17 Haziran, 2015 10:47 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Hoşgeldin Ya Şehr-İ Ramazan…

11 Ayın Sultanı Mübarek Ramazan ay’ı bugün ilk Teravih ve ilk sahur ile başlayacak.33 Yılda bir kez, yılın en sıcak aylarına denk gelen ve günde 17 saat 35 dakika oruçlu kalınacak olan ve ilk iftar yarın akşam gerçekleşecek. Ramazan ayı nedeni ile tüm camilerde gerekli düzenlemeler yapıldığı bildirilirken, tüm camilerde Ramazan ayı boyunca mukabeleler okunacak. Vatandaşlar camilerde mukabeleleri izleyebilecekler. Köprübaşı Camii, Merdivenli Mescit ve Şahintepesi Mescidi Aksa Camiinde teravih namazları hatimle kılınacak. Bugün ilk teravih saat 22.26’da kılınacak. Yarın ilk iftar ise saat 20.34’de olacak. İmsak ise saat 03.06’da olacak. Karabük İl Müftüsü Halil Bektaş, ergenlik çağına gelmiş, belli bir sorumluluk yüklenmiş, sağlıklı kişilerin oruç tutabileceğini belirtirken, sağlık problemleri nedeni ile oruç tutamayacakların, daha sonra kaza orucu tutabileceklerini söyledi. Sürekli hastalığı olup, oruç tutamayanların, daha sonra kaza yapma imkanı olmayan sürekli hastalığa sahip olan kişilerin her gün bir fitre miktarını fakire vermeleri gerektiğini ifade eden İl Müftüsü Halil Bektaş; “On bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerife ulaşmış bulunmaktayız. Ramazan ayı boyunca önceki yıllarda olduğu gibi sabah ezanları imsak vaktiyle birlikte okunacak, yani sabah ezanının okunmaya başladığı an oruç başlamış olacak. Bu yıl Ramazan ayı 29 gün olup. 17 Temmuz Cuma günü Ramazan bayramının ilk günü idrak edilecek. Kadınların ve engelli vatandaşlarımızın camilere gelebilmeleri için gerekli tedbirler alınmış bulunmaktadır. Ramazan aynı zamanda çocuklarımızın cami ve cemaatle buluşmaları için büyük bir fırsattır. Çocuklarımızın ve gençlerimizi camilere bekliyoruz. Ramazanı şerifin hayırlar getirmesini, huzur içerisinde geçmesini, birlik ve kardeşlik duygularımızın pekişmesine vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum” dedi.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
10 Mayıs, 2025 10:58 tarihinde yayınlandı
A+ A-

“Aşırı düşünme ile başa çıkmak mümkün”

Çok düşünmenin, çağın en yaygın ruhsal problemlerinden biri olduğunu ve zihinsel sıhhati önemli formda etkilediğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Zekeriya Bahçe, "Kişilerin, bir durumu ya da olayı gereğinden fazla tahlil etmesi, niyetlerini daima zihninde tekrar etmesi, çok düşünmenin esas belirtilerindendir. Çok düşünmenin zihinsel ve fizikî sıhhat üzerindeki olumsuz tesirlerini azaltmak için bireylerin, profesyonel yardım almayı ve sağlıklı başa çıkma formüllerini kullanmayı düşünmeleri önerilir" dedi.
VM Medical Park Samsun Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Zekeriya Bahçe, aşırı düşünme (overthinking) hakkında bilgilendirmede bulundu. Son yıllarda zihinsel sıhhat bahislerinin giderek daha fazla dikkat çektiğini belirten Uzm. Dr. Bahçe, "Özellikle aşırı düşünme (overthinking), birçoğumuzun hayatını etkileyen, lakin birden fazla vakit göz gerisi edilen bir durum haline geldi. Bireylerin, bir durumu ya da olayı gereğinden fazla tahlil etmesi, fikirlerini daima zihninde tekrar etmesi, çok düşünmenin esas belirtilerindendir" açıklamasında bulundu.
Aşırı düşünmenin, ekseriyetle dert, gerilim ve depresyon üzere ruhsal rahatsızlıklarla ilişkilendirildiğini söyleyen Uzm. Dr. Bahçe, "Bireyler, geçmişte yaşadıkları olumsuz tecrübeler yahut geleceğe dair belirsizlikler hakkında fazlaca endişelenebilirler. Bu durum, zihinsel yorgunluğa ve fizikî rahatsızlıklara yol açabilir. Baş ağrısı, mide bulantıları ve uyku sorunları üzere somatik belirtiler, çok düşünmenin bedensel tesirlerinden sırf birkaçıdır. Şahıslar çoklukla, tahlil bulmak için fikirlerinin denetimini kaybeder ve daha fazla telaşa yol açan bir döngüye girerler" formunda konuştu.

"Psikolojik bozukluklarla alakalı olabilir"
Aşırı düşünmenin kökenlerinin ekseriyetle ruhsal bozukluklarla bağlantılı olduğunu belirten Uzm. Dr. Bahçe, "Anksiyete, depresyon ve obsesif-kompulsif bozukluklar üzere durumlar, kişinin zihnindeki kanıların denetimini zorlaştırabilir. Ayrıyeten, mükemmeliyetçilik ve denetim gereksinimi üzere kişilik özellikleri, çok düşünmeye yol açan başka kıymetli faktörler ortasında yer alır. Genetik ve nörolojik faktörler de, bireyin çok düşünmeye yatkın olmasında tesirli olabilir" dedi.

"Sosyal alakalarda de sıkıntılara yol açabilir"
Aşırı düşünmenin yalnızca ferdî sıhhati etkilemekle kalmadığını, birebir vakitte toplumsal bağlantılarda de problemlere yol açabileceğini söz eden Uzm. Dr. Bahçe, "İnsanlar, sürekli tahlil yaparak ve küçük ayrıntılar üzerinde takılarak, bağlarında güvensizlik ve yanlış anlamalar yaşayabilirler. Bu da, toplumsal hayatı ve iş hayatını olumsuz etkileyebilir. Kişinin zihinsel sıhhati bozulduğunda, genel verimliliği de düşer; odaklanma zahmeti, iş yahut okul performansının azalmasına neden olabilir" diye konuştu.

"Aşırı düşünme ile başa çıkma yolları"
Günümüzde, çok düşünme ile başa çıkma stratejileri üzerine birçok metot geliştirildiğini belirten Uzm. Dr. Bahçe, şu bilgileri paylaştı:
"Mindfulness yani farkındalık teknikleri, çok düşünme ile çabada en tesirli araçlardan biri olarak kabul edilmektedir. Bireylerin, anı yaşamalarını ve fikirlerini yargılamadan gözlemlemelerini sağlayan mindfulness uygulamaları, zihni sakinleştirir ve niyet döngülerini denetim altına alır. Derin nefes alma antrenmanları, meditasyon ve yoga üzere uygulamalar da emsal biçimde zihinsel rahatlama sağlayabilir. Bir başka tesirli strateji ise ’düşünceyi erteleme’ metodudur. Bu teknik, muhakkak bir vakit diliminde tasa ve tasaların üzerine ağırlaşmayı ve geri kalan vakit diliminde bu fikirlerden uzak durmayı amaçlar. Ayrıyeten, bireylerin dikkat dağıtıcı aktivitelerle meşgul olmaları da çok düşünmenin önüne geçebilir. Yürüyüş yapmak, yeni hobiler edinmek yahut üretici aktivitelerle ilgilenmek, zihnin meşgul olmasını sağlar ve fikirleri yönlendirmek açısından yararlı olabilir."

"Profesyonel yardım alınabilir"
Profesyonel yardım almanın da çok düşünme ile başa çıkmada kıymetli bir adım olduğunu belirten Uzm. Dr. Bahçe, "Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) üzere psikoterapi sistemleri, bireylerin olumsuz fikir kalıplarını tanıyıp bunları daha sağlıklı kanılarla değiştirmelerine yardımcı olabilir. Uzman bir terapistin rehberliğinde uygulanan terapi, bireyin çok düşünme durumunu denetim altına almasına yardımcı olabilir" dedi.

"Çağımızın en yaygın ruhsal problemlerinden biridir"
Aşırı düşünmenin çağımızın en yaygın ruhsal problemlerinden biri olduğunu ve zihinsel sıhhati önemli halde etkileyebileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Bahçe, "Ancak farkındalık, bilişsel terapi ve toplumsal takviye üzere stratejilerle bu durumla başa çıkmak mümkündür. Çok düşünmenin zihinsel ve fizikî sıhhat üzerindeki olumsuz tesirlerini azaltmak için bireylerin, profesyonel yardım almayı ve sağlıklı başa çıkma metotlarını kullanmayı düşünmeleri önerilir" tabirlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.