Ak Partili Şahin: “Bahçeli’yi MHP’liler De Anlamıyor”

Ak Partili Şahin: “Bahçeli’yi MHP’liler De Anlamıyor”

Yayın: 15.10.2015 10:12
Paylaş:
A+ A-

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, devletlerin birbirleriyle doğrudan savaşmadığını ve maşa kullandığını belirterek, “Terör örgütleri şu anda devletler arası savaşın maşalarıdır” dedi.

Karabük’e bağlı Arıcak köyü sakinleriyle bir araya gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Ankara’da Türkiye’nin karşılaştığı en şiddetli terör olayının yaşandığını, bu eylemin hedefinin Türkiye Cumhuriyeti, vatan ve demokrasi olduğunu anlatarak, seçime doğru giderken ülkede kaos meydana getirmek, belki de bu olay sebebiyle ülkede seçimlerin ertelenmesini sağlamanın amaçlandığını söyledi. Şahin, saldırıyı gerçekleştirenlerin mutlaka tespit edileceğinden emin olduğuna vurgu yaparak, “Ülkemizin düşmanı diyebileceğimiz muhalifleri vardır. Ülkemizde işlerin iyi gitmesinden, huzurlu bir toplum olmamızdan, gelişmemizden, kalkınmamızdan, bölgemizde güçlü bir devlet olarak temayüz etmemizden rahatsız olanlar var. Şimdi devletler birbirleriyle doğrudan savaşmıyor, maşa kullanıyorlar. Terör örgütleri şu anda devletler arası savaşın maşalarıdır. İstihbarat örgütleri planlıyor bunları. O bakımdan bizim bölgemizde çok dikkatli olmamız lazım. Özellikle istihbarat açısından çok güçlü bir teşkilatımız var. Meydana gelen olaylar karşısında ümitsizliğe düşülmemesi gerekli. Terörün amacı belli. Millet olarak iktidarıyla, muhalefetiyle farklı düşüncelerde olsak bile birlik, beraberlik, kardeşlik ve karşılıklı tesanütün göstermesi gerekir” dedi.

DEVLET KENDİ VATANDAŞLARINA NİYE KAST ETSİN?

Şahin, birtakım marjinal grupların farklı tavırlar içine girebildiğini de kaydederek, “Hatta bir siyasi partinin genel başkanı, ‘Devlet kendi halkına karşı bu eylemi yapmıştır’ diye açıklama yaptı. Böylesine talihsiz açıklamalarda bulunan siyasi partiler, siyasiler ve o siyasi partilerin genel başkanları var. Yahu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendi vatandaşlarına niye kast etsin? Devletimizin görevi vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumaktır. Böyle konuşan o siyasi parti genel başkanının, kendisine inanan ve destekleyenlerin devlete daha fazla husumet duymasını istiyor. Böylece devlet-millet kaynaşmasını ve yakınlaşmasını bozmaya çalışıyorlar. Fitne ateşi bu, o cümle fitnedir. O cümle bir fitne sözüdür. Ama ben basiret sahibi insanların buna itibar etmeyeceklerini biliyorum. Nitekim de itibar etmediler” diye konuştu.

BAHÇELİ’Yİ MHP’LİLER DE ANLAMIYOR

“Sandıktan bu kez bir siyasi partinin tek başına iktidarı çıkmalı” diyen Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “1 Kasım’da seçim mutlaka yapılacak. 2014 yılında da iki seçim yapıldı. Arka arkaya her yıl iki seçim yapmak bir ülke için lükstür. Her seçim bir masrafı gerektiriyor. ‘Ne olacak bu seçimin sonucu’ diye beklenti oluştuğundan çarşıda, pazarda, sanayide birtakım beklentiler meydana geliyor. Sürekli ve her yıl seçim yapmak bir ülke için son derece lükstür. O bakımdan 1 Kasım’da yapacağımız seçim, 2019’a kadar inşallah bir daha seçim yapmayacak şekilde neticelenir. Sandıktan bu kez bir siyasi partinin tek başına iktidarı çıkmalı. Devlet Bahçeli’nin bırakın bizler tarafından anlaşılmasını, MHP’li kardeşlerimiz tarafından bile anlaşılmıyor nasıl bir politika takip ettiği. Şimdi bakın terör eylemi oldu. Sayın Başbakanımız iki siyasi partinin genel başkanını davet etti görüşmek için. Sayın Bahçeli, ‘Hayır ben gelmem’ dedi. Cevaben genel merkezimize mesaj göndermiş, ‘Benim sürekli reddettiğimi bildiğiniz için bu sizin tarafınızdan yadırganmayacaktır.’ Buna benzer bir şey. Böyle bir laf olabilir mi? Böyle bir cevap olabilir mi?”

Kılıçdaroğlu’nun da Bahçeli’yle görüşmek istediğini hatırlatan Şahin, konuşmasını şöyle tamamladı: “Onu da reddetti. Şimdi beyannamelerini açıkladılar, ‘Biz 1 Kasım’dan sonra HDP dışındaki partilerle koalisyon kurabiliriz ve hazırız’ dediler. Sürekli reddeden bir siyasi parti genel başkanı. Şimdi diyelim ki böyle bir ihtimal oldu. Ondan randevu istendiğinde verip vermeyeceği bile belli değil. Görüşme talebinde bulunsanız, reddedeceği anlaşılıyor. Böyle bir siyasi parti ile diyalog kurarak bir yere varılabilir mi? Dolayısıyla bu politikayı yanlış bulan çokça MHP’li kardeşimiz var. Bu yanlışlığı davranışlarıyla ortaya koyan biri oldu, o da MHP’yi kuran merhum Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş.”

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bolu’da “Sürdürülebilirlik, Geri Dönüşüm ve Sıfır Atık Zirvesi” düzenlendi

Anadolu Ajansı
Yayın: 03.05.2024 16:48
Paylaş:
A+ A-

BOLU (AA) – Bolu'da “Sürdürülebilirlik, Geri Dönüşüm ve Sıfır Atık Zirvesi” gerçekleştirildi.

Bolu Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İl Kadın Girişimciler Kurulunca sıfır atık ve geri dönüşüm konularında farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen program TSO konferans salonunda yapıldı.

Vali Yardımcısı Abdullah Şen, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, çevrenin çok önem arz ettiği bir asırda yaşandığını vurguladı.

Şen, bu konuda toplumun topyekun mücadelesinin gerekliliğine dikkati çekerek, “Toplumsal katılım açısından farkındalık gerekiyor. Bu konu katılımcılardan hane halkına kadar çok detaylı olması lazım. Evlerdeki duyarlılık, şuur, bakanlığımızın ve belediyelerimizin koymuş olduğu geri dönüşüm kutularına çöp atarken de öne çıkmalı.” diye konuştu.

Bolu TSO Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Ayarcan, artan tüketim ve üretim faaliyetlerinin doğal kaynakların tükenerek çevre kirliliğinin artmasına yol açtığını belirtti.

Sürdürülebilir geri dönüşüm ve sıfır atığın, iş dünyasında da çevresel etkileri en aza indirerek doğal kaynakları korumak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Ayarcan, israfın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılabilmesi, atığın miktarının azaltılması, toplama sisteminin kurulması ve atıkların geri dönüştürülebilmesinin her yeni günde daha çok önem kazandığını kaydetti.

TOBB Bolu İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Emine Yüce de sıfır atığın sadece azaltmak değil aynı zamanda tüketim alışkanlıklarının değişmesi anlamına da geldiğinden bahsetti.

Tüketim alışkanlıklarının değiştirilerek kaynakların daha bilinçli kullanılmasının sürdürülebilir yaşam tarzının benimsenmesi anlamına geldiğini de söyleyen Yüce, “Ülkemizde başlatılan Sıfır Atık Projesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla küresel çevre hareketine dönüşmüştür. Tüketimin arttığı günümüzde, satın aldığımız ürünlerden kullandığımız malzemelere kadar her gün bilinçli seçimler yapmak, alışkanlıklarımızı, seçimlerimizi ve üretim süreçlerimizi tabiata uyumlu hale getirmek zorundayız.” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından sunum yapan TOBB Çevre Müdürlüğü uzmanı Esin Özarslan, sıfır atık ve geri dönüşüm konularında Türkiye ve Avrupa'da yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler verdi.

Programda ayrıca, tarımda ve sanayide sürdürülebilirlik, sanayide sıfır atık stratejileri ve uygulamaları, iklim değişikliği, yeşil mutabakat ve karbon ayak izi oturumları gerçekleştirildi.