Sınava Cezaevi Ring Aracı ve Polis Otosuyla Yetiştiler

Sınava Cezaevi Ring Aracı ve Polis Otosuyla Yetiştiler

Yayın: 17.06.2019 21:54
Paylaş:
A+ A-

Karabük’te, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezince (ÖSYM) düzenlenen YKS ikinci oturumuna son anda koşarak gelen bazı adaylar Cezaevi ring aracı ve polis otosuyla sınava yetişti.

Türkiye genelinde bugün Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın ikinci etabı gerçekleştiriliyor. Saat 10.15’te olan sınav saatinin yaklaşmasıyla beraber adaylar sınava dakikalar kala koşarak Karabük Üniversitesi yerleşkesine geldi. Sınava girecek adaylar üniversite girişinde konuşlanan Karabük Belediyesine ait otobüslerle sınavlara girecekleri okullara taşındı.

Ring aracı ve polis otosu yetiştirdi

Sınavın başlamasına dakikalar kala koşarak Karabük Üniversitesi girişine gelen erkek ve bayan bir aday, Karabük T Tipi Kapalı cezaevinden sınava mahkum getiren cezaevi ring aracına binerek yetişti. Diğer yandan sınavın başlamasına 2 dakika kala bir polis aracıda 3 adayı sınava yetiştirdi.

Yorumlar

  1. vicdanlı

    Allah razı olsun. İnsanlar iyilikte yarışsın. Görevi olmadığı halde bu iyiliği yapanları Allah hep iyilerle karşılaştırsın.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Türk Ocakları Karabük Şubesi, Türk Milliyetçiliğini ve Türk Milliyetçilerini Kutladı

Yayın: 03.05.2024 14:29
Paylaş:
A+ A-

Türk Ocakları Karabük Şubesi Başkanı Prof. Taşkın Deniz, Türk Milliyetçiliği ve Türk Milliyetçileri’nin önemine vurgu yaparak, 3 Mayıs Türkçülük Günü dolayısıyla yazılı basın açıklaması yaptı. Açıklamasında; “Milli menfaatleri bireysel çıkarlardan üstün tutmayı, mukaddesat kabul edilen değerleri sahiplenmeyi, kadim kültüre ve ortak gelecek tasavvuruna saygı duymayı, ahlak ve erdem sahibi insan olmayı ifade eden Türk Milliyetçiliği bu özellikleri ile üstün bir fikriyattır. Bu fikriyatı benimseyen, yaşayan ve nesilden nesile aktaran milli şuur ve gurura sahip kişi ise Türk Milliyetçisi’dir. Türk milliyetçiliği ve Türk milliyetçilerinin has ocağı ise 112 yıldır ateşi sönmeyen Türk Ocakları’dır. Balkan Savaşları’ndan Kurtuluş Savaşı’na ve günümüze dek geçen süreçte Türklüğün yeniden diriliş ve yükseliş mücadelesinde ön cephede yer alan Türk Ocakları bugün de istikbal ve istiklal mücadelesinde milletinin ve devletinin yanında ve hizmetinde olmaya devam etmektedir.      

Türk Ocakları mensupları zamana ve şartlara göre değişen milliyetçiler değildir. Daha önceleri milliyetçi olarak kendilerini ifade edenler zamanın şartlarına göre yön değiştirmiş ve böylesine bir ortamda 1944 yılında Türk milliyetçileri seslerini duyurmuştur. Bugün 80 yıl sonra yine bazı çevreler zamanın şartlarına bağlı olarak yollarından sapma gösterebilirler. Ama bizler tarihimizin bize gösterdiği istikametten asla sapmadan ilerlemeye devam edeceğiz. Esen rüzgâra göre değil imanımızın gerektirdiği ve tarihimizin gösterdiklerine göre yaşamaya devam edeceğiz. Bu sebepledir ki bir asrı aşkın süredir efkâr-ı milliye, lisan-ı milli ve maarif-i milli odaklı çalışmalarımıza devam etmekteyiz.

Unutulmamalıdır ki, tarihi ve inancı gereği rüzgâra göre değişim göstermeyen Türk milliyetçileri günümüzde hem kâmil manada demokrasiyi hem de etnik ve mezhebi kışkırtmalara karşın aziz Türk milletinin birliğini ısrarla savunmaya devam etmektedir. İçerisinde bulunulan durum bu mücadeleyi haklı kılmaktadır. Bu çerçevede anayasa değişikliği gündeminde Türk Ocaklarının, etnik ve mezhebi aidiyetlere bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamını kapsayan Türk milleti kavramından, resmî dil ve eğitim dili olarak Türkçe’nin tek dil olmasından, milli devlet ve üniter yapısından yani anayasamızın ilk 4 maddesinden yana tavrı net ve kesindir. Türk milletinin, İslam âleminin ve bütün dünyanın geleceğinden kendisini sorumlu hisseden Türk milliyetçileri ve Türk Ocakları camiası olarak, gündelik siyasetin çekişmelerinin dışında, geleneksel tavır ve üslubumuz doğrultusunda bugün de milletimizin hak ve hukukunu savunmakta, demokrasimizi güçlendirmekte, medeniyetimizin güçlü köklerinden aldığımız ilham ve güçle yeni ufuklara yürümekte kararlıyız. Necip Türk milletinin bütün bunları yapabilecek ve yaşadığı sıkıntıların üzerinden gelebilecek yetenek ve beceriye, tarihi tecrübeye sahip olduğuna inanıyoruz. Hiç kimse şühedanın kanı ile yoğrulan ve şekillenen vatan topraklarına ve bayrağına yönelik olarak heveslere kapılmamalıdır. Heveslere vurulan mührün kalıcı sahibi, şühedanın bizatihi kanıdır. 

Bu vesile ile haksız suçlamalar ile maruz kaldıkları işkenceler hatta ölümlerin dahi kendilerini inançlarından vazgeçiremeyen onurlu Türk milliyetçilerini rahmetle anıyoruz. 3 Mayıs Türkçülük Günü’nü kutluyoruz.” ifadelerinde bulundu. (Esra Oğuzkağan Özkan)