Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
28 Kasım, 2019 20:16 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Karabük’ün Yenice ilçesinde yaşayan çiftçi merakından dolayı büyükbaş hayvanları için topraksız buğdaydan çim üretti. İlçeye bağlı İsmetpaşa Mahallesinde yaşayan Bilge Toprak (44) belediyeden emekli olduktan sonra kendisini oyalayacak uğraş alanları aramaya başladı. İnternette yaptığı araştırmada buğdaydan üretilen topraksız çim 44 yaşındaki Bilgehan Toprak’ın dikkatini çekti. Büyükbaş hayvanları da bulunan Toprak, merakından dolayı 1 yıl önce topraksız çim üretimini geliştirmek için tavalarda ve saçlarda deneme çalışmalarına başladı. Toprak, deneme yanılma yoluyla geliştirmeye çalıştığı sistemde en iyi verimi köpüklü kutulardan aldı. Evin alt tarafındaki ardiyesini 2-3 metrekarelik bölümü ışık girmeyecek oda haline getiren Toprak, ısıyı belirlemek için koyduğu dijital termometreyi 18 dereceye ayarlarken, odada köpük kutularına üzerine serdiği 600 gramlık buğdaydan net olarak 5 kilo ürün verimi alabiliyor. Bilgehan Toprak, topraksız buğdaydan çim üretimi hakkında bilgi vererek, “Haşlama şeklinde 2-3 sefer buğdayın posasunu ayırmak şartıyla yıkıyoruz. Hava şartlarına göre değişebiliyor. Yaz aylarından daha fazla çabuk kabarıp patlama yapıyor buğday. Kış ayında ise geç patlama yapıyor. Takriben 15 gün de yetişiyor ama kış ayında 20 günü buluyor” dedi. “4.5-5 kilo arasında net verim alabiliyoruz.” Topraksız buğdaydan çim üretimine internette yaptığı araştırma sonucu karar verdiğini ifade eden Toprak, “İnternette gezinirken denk geldi. ‘Bizde yapabilir miyiz?’ dedik. Biraz daha detayına girdik. Hayvanlarımız vardı, onlara vermek için. 1 kilodan 10 kilo arasında ürün verebileceğini söylemişlerdi. Bende ona istinaden biraz daha araştırdım. 7 kiloya kadar vurabildik yem kilosunu. Benim yapmış olduğum köpüklerde 600 gram seriyoruz. 4.5-5 kilo arasında net verim alabiliyoruz. İki gün suda bekletiyoruz, iki gün de haşlama yaparak geceleme odalarında bekletiyoruz. Takriben 4 veya 5. gün alıyoruz. Onuncu günde hayvanlara veriyoruz” diye konuştu. Bir araştırmacı olarak merakı olduğunu belirten Toprak, topraksız çim üretiminde herhangi bir hedefinin olmadığını kaydederek “Hedefim yok ama bütün çiftçi arkadaşlarıma da tavuk yemi, kaz yemi, keçi yemi olarak verebilirler. Bende büyükbaş hayvanlar olduğu için hayvanlarıma verebiliyorum. Bütün hayvanlar yiyebilir.” ifadelerini kullandı. “Kendimde denemeyi düşünüyorum” İnternette yaptığı araştırmada topraksız buğdaydan üretilen çimin insan sağlığına faydalı olduğunu öğrendiğini de dile getiren Toprak, şunları söyledi: “Kanser önleyici olduğunu öğrendik. Yeşil çimi bir bardaklık paso olarak kaynatılarak çay şeklinde demlenerek içiliyormuş. Ayrıca çimi de salatalara katılarak yeniliyormuş. Şuana kadar hiç denemedim. Kendimde denemeyi düşünüyorum. Elimizde olan bir şey yani. Demleyerek, kaynatarak içmeyi düşünüyorum. İnsana faydalı olduğunu öğrendik internetten. Bizde araştırarak bilgi sahibi oluyoruz.”
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Haber Merkezi tarafından
10 Mayıs, 2025 22:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Her Annenin Ayrı Bir Hikayesi Var

Bugün varsa annenize sarılın, yoksa gözlerinizi kapatıp onu hissedin. Çünkü “anne” demek, dünyaya tutunmak demek.

Kalbimizi Sıcak Tutan O Güçlü Kadınlara Bir Teşekkür

Her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü geliyor… Ve biz yine “Anne” deyince içimiz titriyor. Kimi zaman bir tebessüm, kimi zaman burnumuzun direğini sızlatan bir özlem. Çünkü “anne” kelimesi sadece bir sesleniş değil; hayatın kendisi gibi bir şey. İçinde sevgi var, emek var, fedakârlık var… Daha da fazlası: karşılıksızlık var.

Anne Olmak Sadece Doğurmak mı?

Hayır. Aslında çok daha fazlası. Anne olmak sadece doğurmakla ilgili değil. Bir çocuğu sarıp sarmalayan, ona sahip çıkan, büyüten herkesin kalbinde bir "anne" var. Bazen bu bir teyze olur, bazen bir abla, bazen de kalbi kocaman bir öğretmen. Kimi zaman bir baba bile bu rolü üstlenebilir.

Yani Anneler Günü’nü kutlarken sadece biyolojik anneleri değil, hayatımıza anne sevgisini taşımış herkesi anmak gerek.

Her Annenin Ayrı Bir Hikayesi Var

Bazı anneler çocuklarını kucaklarına almadan büyütür, bazıları çocuklarının düşmesine izin verip kalkmayı öğretir. Kimisi üç işte birden çalışır, kimisi tek bir bakışla her şeyi anlatır. Ama ortak özellikleri hep aynı: Kendilerinden çok çocuklarını düşünürler.

Bir düşünün… Kaç kez gece uykusundan feragat etti, kendini yorgun hissetti ama belli etmedi? Kaç kez “iyiyim” dedi ama içi kan ağladı? Ve biz kaç kere fark ettik?

Ya Annem Yanımda Değilse?

Evet, bu gün herkes için bayram havasında geçmiyor olabilir. Annesini kaybetmiş olanlar, evlat acısı çekenler ya da anne olmayı bekleyen kadınlar için bugünün başka bir anlamı var. Sessizce, içten içe yaşanan bir duygu bu.

Ama bir gerçek var ki; anne gitse de izi kalır. Kokusu, sesi, öğrettikleri hep bizimle yaşar. Onu hatırlatan bir yemek, bir çiçek ya da bir şarkı… Bir bakmışsınız yanınızda gibi hissettirir.

En Güzel Hediye: Varlığını Hissettirmek

Anneler Günü deyince akla ilk gelen şey belki de hediye oluyor. Ama aslında anneler için en güzel hediye; onları düşündüğümüzü göstermek. Bir telefon, içten bir “iyi ki varsın” demek, sarılmak… Emin olun, paha biçilemez.

Anneler zaten hep bizim için bir şeyler yapıyor. Belki de bugün, sadece onlar için bir şey yapmanın günü. Küçük bir jest bile kalplerine dokunur.

Kısacası… Anneler Günü sadece bir kutlama değil. Bir durup düşünme günü. Şükretme, özleme, teşekkür etme günü. Bugün varsa annenize sarılın, yoksa gözlerinizi kapatıp onu hissedin. Çünkü “anne” demek, dünyaya tutunmak demek.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.