“Özçelik-İş Sendikası, Sözleşme İçin, Isınma Turlarında..”

“Özçelik-İş Sendikası, Sözleşme İçin, Isınma Turlarında..”

Yayın: 12.10.2020 23:03
Paylaş:
A+ A-

Hak-İş Konfederasyon Genel Başkan Yardımcısı ve ÖZÇELİK-İŞ Sendikası Genel Başkanı Yunus DEĞİRMENCİ,dün bir Basın Açıklaması yaparak , “İşçinin covid-19 salgınında ki fedakarlığını, İşverenler Toplu İş Sözleşmesinde Ödüllendirmelidir..” şeklinde ilginç bir görüş dile getirdi.ÖZÇELİK-İŞ Sendikası Genel Başkanı Yunus DEĞİRMENCİ’NİN yaptığı açıklama KARDEMİR işçileri arasında büyük yankı yaparken,Gazetemizi arayan işçiler “Genel Başkan çok isabetli bir açıklama yapmış..” gibi görüşler dile getirdiler..

Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, salgın süresince başta metal işçileri olmak üzere bütün çalışan kesimin büyük bir fedakârlıkla alınteri akıttığını kaydederek, canı pahasına çarkların dönmesini, bacaların tütmesini sağlayan emekçilerin işverenler tarafından ödüllendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Emekçilerin, her zorlu şart altında işletmelerin ayakta kalabilmesi için fedakarlık yapmaktan geri durmadığını ifade eden Değirmenci, “Salgında sağlık çalışanlarımız nasıl insanlarımızın sağlığının güvencesi olduysa, tezgah başlarında, ateşin karşısında, tozun, kirin, pasın içinde çalışan emekçilerimiz de çalıştıkları işletmelerin ve dahası ülkemiz ekonomisinin birer taşıyıcı kolonları oldular. Fedakarlık yapmaktan geri durmadılar. Hastalanıp sağlığından olma pahasına işlerinin başına geçerek, azimle çalıştılar. Böylesi bir tabloda, 2021 yılı toplu iş sözleşme görüşmelerine başladığımız bir dönemde işçinin emeği göz ardı edilmeden, tartışmaya açılmadan işverenlerin bu fedakarlığı ödüllendirmesi gerekmektedir. Yeni dönemde toplu iş sözleşmelerinde bu fedakarlığımız yok sayılmamalıdır.” şekilde açıklamada bulundu.

“Salgında çalışanların emeklerinin ne denli kıymetli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır” diyen Değirmenci, “ ‘İşçi olmazsa işletme olmaz, işletme olmazsa işçi olmaz’ anlayışı salgın boyunca ete kemiğe büründü ve işçi olmadan üretimin olmayacağı bir kez daha kanıtlanmış oldu. Bu nedenle işçinin emeğine gereken değer ve saygının gösterilmesini ve bir ödül mekanizmasının devreye sokulmasını işverenlerden bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

“AKILLI FABRİKALAR ALINTERİ OLMADAN İŞLEYEMEDİ”
‘Yeni dünya düzeninde makineleşmenin artmasıyla emeğin ve emekçinin sonunu geliyor’ şeklindeki tezin salgın ile birlikte çöktüğünü kaydeden Değirmenci, “Son teknolojik imkanlarla kurulan akıllı fabrikalar bile emekçinin emeği ve alınteri olmadan işleyemedi. Üretimi işçinin emeği olmadan, makinelerle yapabileceklerini zannedenler, hayal kırıklığına uğradı. Çarklar işçinin emeği olmadan dönemedi, bacalar tütemedi. İşçinin bileğinin ne kadar güçlü olduğu bu dönemde bir kez daha kanıtlandı. Bu nedenle işverenlerden beklentimiz, bu hak ettiğimiz değeri bir nebze de olsa işçileri toplu iş sözleşmesinde ödüllendirerek göstermeleridir” diye konuştu.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bu portreler poşet ve atıklardan yapıldı

Yayın: 08.05.2024 10:47
Paylaş:
A+ A-

“Sürdürülebilir Sanat” sergisi sanatseverlerle buluştu

Sanatçı Deniz Sağdıç’ın izleyenleri tüketim kavramı üzerinde düşünmeye davet ettiği sergide, elektronik devre, tekstil, ilaç, poşet ve kapak gibi atıklar kullanılarak hazırlanan 8 portre yer alıyor.

Görsel sanatçı Deniz Sağdıç’ın atık ürün ve objeleri sanat eserine dönüştürdüğü çalışmalarından hazırlanan “Sürdürülebilir Sanat” sergisi ziyarete açıldı.

Sergi, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Merkezi’nin fuaye alanında sanatseverlerle buluştu.

MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, sergiye ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, MÜSİAD 34. yıl dönümü haftası etkinlikleri kapsamında serginin hayata geçirildiğini söyledi.

MÜSİAD Türkiye’nin Gücü Ödülleri’nin 9 Mayıs’ta düzenlenecek programda sahiplerini bulacağını aktaran Asmalı, “Bu kapsamda, ‘Bir dizi sanatsal faaliyet yapalım.’ dedik ve bugün burada sürdürülebilirlik başlığı altında Deniz Sağdıç Hanımefendinin endüstriyel atıklardan oluşan ürünlerini sergiledik.” dedi.

Eserlerin büyük bir beğeniyle izlendiğini dile getiren Asmalı, şunları kaydetti:

“Sürdürülebilirlik önemli bir kavram. Öncelikle bizim nesillerimize, çevreye karşı bir yükümlülüğümüz var. Bir emanet gözüyle bakıyoruz. Nasıl evlatlarımız, ailemiz bize birer emanetse doğamız, çevremiz, bütün canlılar da bize emanettir. Dolayısıyla bu emanete hep birlikte sahip çıkmak için bir farkındalık oluşturalım istedik. Sergi de bu amaca hizmet ediyor.”

“Sürdürülebilirlik politikalarının desteklenmesi heyecan verici”

Sanatçı Deniz Sağdıç ise yurt içi ve dışında yüzden fazla sergiye katıldığını söyledi.

Sosyal sorumluluk ve sosyal farkındalık projeleri yürüttüğünü dile getiren Sağdıç, sanat evine gelen misafirlerine sürdürülebilirlikle ileri ve geri dönüşümü anlatmaya çalıştığının altını çizdi.

Sağdıç, MÜSİAD’ın çok fazla üreticinin üyesi olduğu, üretime yön veren markaların bulunduğu çok özel bir kurum olduğunu vurgulayarak, “Bütün üreticilerin aslında kendi içinde sürdürülebilirlik politikalarını desteklemesi, kendi ürünlerinden artakalan atıkların dahi sanat eserine dönüşebileceğini söylemeleri, benim için çok heyecan verici.” şeklinde konuştu.

Serginin üreticilerin defolu ürünlerinin atık denilen ürünlerle birleştirildiği bir hikayesi olduğunu sözlerine ekleyen sanatçı, MÜSİAD ile kaliteli üretim ve sürdürülebilirliğin yanı sıra farkındalık oluşturacak projelere imza atmayı amaçladıklarını kaydetti.

İzleyenleri “tüketim” kavramı üzerinde yeniden düşünmeye davet eden sergide, sanatçının elektronik devre, tekstil, ilaç, poşet ve kapak atıkları gibi 30’dan fazla atık türünü kullandığı 8 eseri görülebiliyor.

Sergide yer alan portreler tüketimin tüm insanlığın ortak meselesi olduğuna dikkati çekiyor.

Doğa dostu sürdürülebilir fikirlere ilham veren ve sanatın sürdürülebilirliğine vurgu yapan sergi, 10 Mayıs’a kadar görülebilecek.