Kentler günümüzde çaresizlik içinde… Yaşam alanları yeşile inat betonlaşmış durumda. Soluk alıp vermek mesele… Yeşile olan özlem giderek artıyor. Yetkili park yaptım diye övünüyor. Park yapmak “yeşile” düşman olmak mı demektir? Ucube bir bina… Kesilmiş olan ağaçların içinden bizlere meydan okuyor. Adeta… Sonunda bana benzeyeceksiniz diyor. Düşündürücü bir durum… Bu dinin yüce Peygamberi Hz.Muhammed“kıyamet gününde bile ağaç dikiniz” diyor. Biz ne yapıyoruz.? Yeşil olması gereken parkın ağaçlarını kesiyoruz. Ne için?... Göz zevkini yok edeneden ucube bir yapı için. Binanın mimari açıdan görüntüsü bizim zihniyetimizin bir özeti. Makyavelizmindanışkası… Amaca ulaşmak için her şey mübah. Aferin… Seçimle gelmişsen sorun yok değil mi? Yap işlet devret… Model harika…! Ya sonra… “ Elvada doğa “ Kentler yaşamak ,insanlara keyif vermek için vardır. Kentleri çıkarlarınıza göre değiştirmeye başlayınca işler değişir. Tarih bunları yazmıyor zannedersiniz. Çıkarlarınızı konu alan politikanız belki halk tarafından olumlu da karşılanabilir. Ancak ilerleyen süreçte sıkıntılar ortaya çıktığında tarih sizi affetmeyecektir. Yaşam dar alana sıkıştığında işler birdenbire değişiverecektir. Lütfen… Yaşadığımız kente saygı duyalım. Şimdi şöyle gerilere giderek bir düşünmeye başlayalım. Bu kentte geçmişten gelen birikim var. Bu birikimin şimdilerde küllenmeye/küflenmeye başlamış olması bir gerçek. Küfü temizlemek gerek. Bu nasıl başarılabilir? Kentin birikimlerini ve buna dayalı kültürünü harekete geçirecek davranışları hayata geçirerek… Bu konuda elini taşın altına koyabilecek dinamik unsurlara ihtiyaç var. Kenti sorumsuzluk girdabında yorgun düşürmemek gerek. Eksik olan ne? Samimi olmamak. Günü kurtarmak. Şahsi düşünmek…. Ortak aklı kullanmamak. Kentler de canlı organizmalar gibidir. “Bakarsan bağ olur bakmazsan dağ olur” deyişi her durumda geçerli bir anlatımdır. Yaşadığımız yere ne kadar değer verirsek bu bizim kendimize verdiğimiz değerin kendisi olacaktır. Kentte yaşam kalitesini artıracaktır. Kentlerde taşlaşmaya neden olan yapılar içimizdeki çıkmazı anlatan çirkin görüntülerdir. Kentlerin varlıklarını sürdürebilmeli için yeni yaşam stratejilerine ihtiyaç var. Sözün kısası…. Yaşam aralığında gelecek bizlere eskisi gibi hiç göz kırpmıyor.! İklim krizleri,yaşanan doğa felaketleri…. Hava bir gün soğuk bir gün sıcak.. Bir düşünün bakalım. Neden böyle…!