Son kar yağışları hepimizi ürküttü. Sokak ve caddelerdeki buzulkütleler halen.. Üzerinden çok zaman geçmesine rağmen bir türlü erimedi. Yağmur yağmasa da eriyecekleri yok. Belediyelerin yerel de yaptıkları çalışmalar şehri buz kütlelerinden kurtaracak düzeyde değil. Kar yağışı nedeniyle oluşturulduğu iddia edilen kriz masalarının yaptığı çalışmalar yetersiz kaldı. Olağanüstü kar yağışı… Sanki buzul çağına dönüşü çağrıştırdı. İklim krizi denilen olay bu olsa gerek.! Bu tür doğasal ,olağanüstü gelişmeler karşısında çaresiz kalmamız bize birçok konuda eksikliğimizi gösterdi. Hatta yüzümüze vurdu dersek teşbihte hata yapmamış oluruz. Efendim nedir sorun.? Yerel beledi hizmetlerin, plansız. programsızlık nedeniyle yerine getirilememiş olması. Bu gerçekten çok önemli bir konu… Şimdi düşünün bir kere… Bir kentte imara açılan yeni yerleşme alanları oluşmuş. Betonlaşma had safhaya ulaşmış. Belediyeler olur olmaz yerlere imar izinleri vermiş. Hesapsız kitapsız işler mücavir alanı genişletmiş. Belediyelerin kontrolü altında olması gereken mekanlar . Kontrol edilemez alanlar haline dönüşmüş. Ancak belediyeler bu büyüme oranında kendi teşkilatlanmalarını gerçekleştirememişler. Örneğin Safranbolu’da Esentepe Mahallesi… Karabük’te 5000 evler… İki belediye de burada hizmet verme ve üretmede yetersiz kalıyorlar. Çünkü… Kulağınızı tıkasanız da.. Halkın şikayeti her yerden duyuluyor. Ancak çözüm üretilemiyor. Üretilmesi de mümkün değil. Çünkü yerelde hizmetleri gerçekleştirecek araç, gereç, çalışan memur ve işçi sayısındaki eksiklik kendini hissettiriyor. Bunun yanında oluşacak olumsuzluklara karşı öngörüde bulunamama… Tedbir almadaki gecikme… Hızlı bir biçimde karar verememe… Sorunların temel nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Ne diyelim…! En iyisi biz, buzul kütleleri ile yaşamaya kendimizi alıştıralım… Ya da …. Kuvvetli bir yağmurun yağması için dua edelim.