Mesleğimiz gereği bugün… Okuyucuyla biraz tarih sohbeti yapalım istedik. Tabi bu isteğin haklı bir gerekçesi var. Türkiye’de hiç kimse geçmişe bakıp ders alma ihtiyacı duymuyor. Varsa da yoksa da bugün… Gerisi bizleri ilgilendirmiyor. O nedenle gelecek günler hakkında fikir yürütmek güçleşiyor. Bu yaklaşım bizim için büyük sorunlara yol açabilir. Açıyor da… Bu bir eksiklik değil midir.? Hem de ne eksiklik.! Başımıza bir felaket geldiği zaman kıvranmaya başlıyoruz. Hemen kurtarıcı aramaya başlıyoruz. Birdenbire çaresizleşiyor ve Baygınlık geçirmeye başlıyoruz. Neden.? Çünkü bizi, biz yapan değerlerle ilişkimizi kopartmışız. Maneviyat penceremiz kapanmış. Böyle bir toplum geleceği kucaklayabilir mi? Ya da kendine yakışan değerleri üretebilir mi? ……………………. Evet O nedenle geçmişi bilmek önemli. Nereden geldik… Neler oldu.? Bu soruların yanıtları hepimizi yakından ilgilendiriyor. Şimdi gelelim… Karabük tarihi ile ilgili bazı mülahazalara Buna ihtiyacımız var mı? Elbette var..! ………………………………….. Karabük,ortaya çıkardığı ve geliştirdiği değerler açısından bilimsel ve sosyolojik açılardan araştırılması gereken bir kent … Adeta,Cumhuriyet Türkiye’sinin laboratuarıdır. Günümüzde yaşadığı talihsizlikler,bu gerçeğin tarafımızdan sürekli tekrarlanmasını engelleyememektedir. Bugün bu köşeden şimdiye değin hiç kimsenin üzerinde durmadığı ancak Karabük’ün anlaşılması ve tanımlanması açısından bizlere yarar sağlayabilecek bazı tarihsel ve sosyolojik değerlendirmeleri yapmaya çalışacağım. ………………………………………………….. Karabük’ün bu değerlendirme çerçevesine oturtulabilecek konumu nedir? Şimdi bunu anlamaya çalışalım. .Karabük,köy kültürüne sahip bir toplumsal mekanizmanın kentleşme aşamasına yönelmedeki karakterini yansıtmaktadır. Aynı zamanda Türklerde kent anlayışının Cumhuriyetle birlikte kazandığı değerleri içinde barındırmaktadır . Bu düşünceyi ve duyguyu yanı başımızdaki Safranbolu’da hissetme olanağı yoktur. Çünkü o Osmanlı kültürü ile yoğrulmuş,Osmanlı öncesi kültürleri de içine alan çok yönlü bir komplekstir... Bu açıdan yaklaşımda bulunulduğunda Karabük, kentleşme ve ona bağlı olarak oluşturulmaya çalışılan endüstri/üretim kültürü açısından Cumhuriyet Türkiye’sinin göz bebeğidir. Cumhuriyetin en önemli belgesidir. Güncel önemi de buradan kaynaklanmaktadır. Karabük’ün tarihi ve sosyolojik değerlendirmesi ,Cumhuriyet ile birlikte başlamaktadır. Cumhuriyet tarihinde görülen bütün yükselişlerin ve ekonomik anlamda yaşanan sevinçlerin ve olumsuzlukların seyrini Karabük özelinde takip etme olanağı vardır. ……………………… 24 Ocak 1980’de alınan ekonomik kararları aslında Karabük tarihinin dönüm noktasının anlaşılmasında bir başlangıç olarak algılamak gerekir. Arkasından gelen 12 Eylül askeri müdahalesi…. Uygulanmasına karar verilen liberal ekonomi siyaseti ve özelleştirme siyasetinin başlaması. Özallı yıllarla birlikte devletin ekonomiden elini çekmeye başlaması ve bu siyaseti,toplumsal rahatsızlıklara yol açmasına rağmen sürdürmeyi hükümet politikası haline getiren siyasal iktidarlar… Karabük,bu tecrübe denemelerini kendi hayatında en acılı ve sancılı bir biçimde yaşadı. Ancak,kendi özverisiyle ayakta kalmayı bildi. 8 Kasım 1994 direnişi bu açıdan çok önemli bir kent dayanışması oluşturdu. Karabük Necmettin Şeyhoğlu stadyumunda çokça duyduğumuz ;”Direne direne yeneceğiz” sloganı bugünlerden kalmadır. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Devletçi,korumacı ekonomi siyasetin izlendiği yıllarda Karabük,Cumhuriyet kültürü içinde muhteşem bir zenginliği, tadını çıkararak doyasıya yaşamıştır. Oysa günümüzde;küreselci anlayışa sahip,tüketici bir insan kitlesi yetiştirmeye yönelik neo-liberal ekonomi siyaseti uygulanıyor. Bu tarza göre biçimlenmemiş yada dönüşümünü gerçekleştirememiş,tek sektöre bağımlı olmaktan bir türlü kendini kurtaramamış olan Karabük; üniversitesi sayesinde bir yerlerde tutunma çabası içindedir. Bundan sonra ne yapması gerekmektedir.? Bunun yanıtını biz…. Ancak.. Kentin tarihi içinde ararsak geleceği kucaklayabiliriz… Yoksa…!.