2016 Yılı Son Bölge Toplantısı Samsun’da Yapıldı

2016 Yılı Son Bölge Toplantısı Samsun’da Yapıldı

Yayın: 23.08.2016 10:35
Paylaş:
A+ A-

Safranbolu Belediye Başkanı Dr. Necdet Aksoy Batı Karadeniz bölge temsilcisi olarak katıldığı ” Doğal Kültürel Miras Açısından Karadeniz Bölgesine Yeniden Bakış: Hedefler Uygulamalar” konulu Tarihi Kentler Birliği, Karadeniz Bölge Toplantısında Safranbolu’daki tarihi tescilli kültürel varlıklarımızı tanıtan bir sunum gerçekleştirdi.

Tarihi Kentler Birliği’nin (TKB) “Doğal-Kültürel Miras Açısından Karadeniz Bölgesi’ne Yeniden Bakış: Hedefler-Uygulamalar” konulu Karadeniz Bölge Toplantısı, Samsun Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Batı Karadeniz Bölge Temsilcisi olarak katılan Safranbolu Belediye Başkanı Dr. Necdet Aksoy’un yanı sıra Toplantıya Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Samsun Valisi İbrahim Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı ve TKB Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, Ürdün’ün Zerka Belediye Başkanı Emad Almomani, OMÜ Rektörü Prof.Dr. Sait Bilgiç, AK Parti İl Başkanı Muharrem Göksel, Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı, İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok, Tekkeköy Belediye Başkanı Hasan Togar, ilçe belediye başkanları, ilçe kaymakamları, TKB üyesi illerin valileri ve belediye başkanları ile kamu kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı.

Toplantıda Büyükşehir Belediye Başkanı ve TKB Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın açılış konuşmasından sonra kürsüye çıkan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, “15 Temmuz darbe girişimini kınıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 2016 yılında hiç yaşamak istemediği bir olayı bize yaşatanları kınıyor, bir daha böyle bir gecenin yaşanmaması için dua ediyoruz. Bu gece ayrıca bazı hayırları da bize gösterdi. Karanlık ve uzun bir geceydi ama çok aydınlık bir sabaha erişti. Her şeyden önce birliğimizi ve beraberliğimizi keşfettik. O gece millet, bayrağına, devletine, iradesine ve her şeyden önce de birbirine sahip çıktı. Ben olmadı biz olduk o gece. Biz o gece tek bir Türkiye ve tek bir yürek olduk. Tarihi Kentler Birliği mücadelesi çok anlamlı bir mücadeledir. Çünkü şehir, sadece fiziksel yapılar olmaktan ibaret değildir. Şehir, insan demektir. Bu burada, bu toplantıda yerel yöneticilerimiz, devletimiz, valilerimiz, üniversitelerimiz, öğrenciler, bilim insanları, siyasi partiler ve vatandaşlarımız var. Bunlar bir şehrin olmazsa olmaz dinamikleridir. Bizler, bu dinamikleri bir araya getirebildiğimiz sürece başarılıyızdır. Ben Samsun’u bu anlamda bu iradeyi gerçekleştirebilen ve bundan sonra da daha büyük bir tutkuyla gerçekleştirebilecek olan bir şehir olarak görüyorum. Şehir aynı zamanda tüm bu varlıklarının yanında onların oluşturduğu medeniyetinin izlerini taşımaktadır. Şehirler izlerle doludur. Bizler, geçmişimize ait bu izleri muhafaza edebildiğimiz ve onları geleceğe taşıyabildiğimiz sürece de şehirli oluruz. Şehirli olmak, sadece şehirde yaşamakla değil, şehirli olmak sorumluluk hissetmek, fikir üretmek ve koruma-kullanma duygusunu benimsemektir. Dolayısıyla bu toplantının herkes için başarılı geçmesini diliyorum. Katılan herkese teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

Bakan Özhaseki: “TKB Üyesi Belediyeler Kimliklidir”

Toplantılardan çok sıkıldığını fakat TKB toplantılarına koşa koşa gittiğini ifade eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, “Tarih öncelikli, kültür öncelikli bir mantıkla her şeye yaklaşmak işin başı olsa gerek. Buradaki belediye başkanı arkadaşlarımızın hayata ve şehre bakışları, hizmeti anlaması ve icra etmesi diğer arkadaşlarımızdan biraz daha farklı oluyor. Birçok şehirde tarihi eserler yol yapmak adına veya başka türlü amaçlarla yıkılmışken, buradaki arkadaşlarımız onlara sahip çıkmanın bilinci ile bir çaba ve gayret içerisindeler. TKB üyesi arkadaşlarımızın faaliyet raporları ile hiç bu işe girişmemiş belediyelerin raporlarına bakarsanız ikisi birbirinden çok farklıdır. Birisi kültür ve tarih önceliklidir. Kimliklidir, değerlerine sahip çıkmıştır. Diğeri de kanaldan başlamıştır. Yol ile su ile gitmiştir. Diğeri kadar anlamlı değildir. Yaşadığımız Anadolu coğrafyası dünyanın en eski yerleşim yerlerinden birisidir. Binlerce yıldır insanlar bu coğrafyada medeniyetler kurmuşlar. Bu coğrafyanın her bir köşesinde ya müthiş bir hüzünlü hikaye var ya da başka bir olay yaşanmış. Onlardan kalanda günümüze binlerce eser var. Her bir köşesinde saklanması ve korunması gereken değerler var. Bu coğrafya adeta açık hava müzesi sıfatı veriyor. Dünyanın başka bir yerinde böyle bir şey yok. Onlarca medeniyetin iz sürdüğü ve günümüze kadar eserlerin korunabildiği bir ortam başka yerde yok. Aslında coğrafyamız çok çatışmalı bir coğrafya, gelen medeniyetler eski medeniyetlerin izlerini silerek devam ediyorlar. Vahşi şekilde onları parçalıyorlar, yakıyorlar, yıkıyorlar. Günümüzde de Suriye’de olanları görüyoruz. O haldeyken bile günümüzde Anadolu coğrafyasında binlerce tarihi eser var. Belediyeler olarak hepimize düşen görev, bunları gözümüz gibi saklamamız, korumamız, içerisine fonksiyon yükleyip yaşatmamız ve gelecek nesillere aktarmamız birinci vazifemiz olsa gerek diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Toplantının ardından AK Parti Çevre, Şehir ve Kültür Başkanlığı’nca hazırlanan “15 Temmuz Milli İradenin Yükselişi Sergisi” açıldı. Serginin açılışı Bakan Özhaseki, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karaaslan, Samsun Valisi Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz ve AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş tarafından yapıldı.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Süper metan salımlarının tespiti yapay zeka sayesinde hızlanıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 04.05.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – Hollanda Uzay Araştırmaları Enstitüsü (SRON) Kıdemli Araştırmacısı Prof.Dr. Ilse Aben, küresel ısınmaya neden olan ve “süper salıcılar” olarak adlandırılan büyük boyuttaki metan salımlarının tespitinde uydulara ek olarak yapay zekanın kullanıldığını ve bunun işleyişi hızlandırdığını söyledi.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından küresel ısınmanın yüzde 25’inden sorumlu gösterilen metan gazı emisyonlarının 2030 yılına kadar 2020'ye kıyasla yüzde 30 düşürülmesi için 150'den fazla ülke taahhütte bulundu.

BM, bu ülkelerin metan emisyonlarını azaltmasına destek olmak için 2021 yılında Uluslararası Metan Emisyonları Gözlemevi'ni kurdu.

Hem doğal kaynaklardan hem de insan faaliyetleri sonucu atmosfere yayılabilen metan gazının ana kaynaklarından birini enerji sektöründeki faaliyetler oluştururken Uluslararası Enerji Ajansına (IEA) göre petrol ve doğal gaz sektöründen kaynaklanan metan salımı en çok sızıntılar nedeniyle yaşanıyor.

Metan emisyonlarıyla mücadelede özellikle “süper salıcılar” (super emitters) olarak adlandırılan devasa metan gazı sızıntılarının tespiti önem taşırken çok büyük miktardaki bu sızıntılar özellikle petrol, doğal gaz ve kömür üretiminin gerçekleştiği sahalarda görülüyor ve haftalarca devam edebiliyor.

İstatistik portalı Statista verilerine göre 2022'de en fazla süper salım, tamamı petrol ve doğal gaz kaynaklı olmak üzere 184 vakayla Türkmenistan'da görüldü. Bu ülkeyi, 155 vakayla Hindistan ve ABD izledi. Hindistan'daki süper salımların birçoğunun kaynağı çöp sahaları olarak belirlenirken ABD'deki vakaların kaynağında petrol ve doğal gaz çalışmaları öne çıktı.

Atmosfere ciddi anlamda metan yükü bırakan süper salıcıların tespiti uydular aracılığıyla yapılan gözlemlerle mümkün olabilirken bu uydu hizmetini sağlamak için küresel çapta girişimler bulunuyor. Avrupa Birliği (AB) Uzay Ajansının Sentinel-5 Precursor adlı uydusunun verileriyle çalışmalar yürüten TROPOMI (Troposferik İzleme Aracı) programı, bu girişimler arasında en kapsamlı veriyi sağlayanlardan biri olarak gösteriliyor.

SRON'daki kıdemli araştırmacılık görevinin yanı sıra TROPOMI programının eş baş araştırmacısı olan Prof.Dr Ilse Aben, uyduların metan sızıntılarını tespit etmesindeki rolünü AA muhabirine anlattı.

– “Sızıntıları önlemek firmalara da katkı sağlar”

Uyduların, metan sızıntısı ölçümlerini, atmosferden geçen güneş ışığının dalga boyu üzerinden yaptıklarını belirten Aben, “Metan ya da diğer moleküller ışığı emerler ve bu ışık üzerinde belirli bir parmak izleri kalır. Sonrasında bu ışınlar yer yüzeyinden uzaya yansır. Biz de bu ışınların renklerinden ölçümleri gerçekleştiriyoruz.” dedi.

Aben, uydular aracılığıyla dünyanın her yerinden, her boyuttaki metan emisyonuna dair veriler elde edebildiklerini, süper salım yapan noktaların yoğunlukla petrol ve doğal gaz üreten bölgeler ile kömür madenciliği ve çöp sahaları olarak karşılarına çıktığını kaydetti.

Bu sızıntıların önüne geçilmesinin özellikle petrol ve doğal gaz üreten firmaların gelirlerine katkı sağlayacağına dikkati çeken Aben, “Petrol çıkarmayı hedefleyen şirketlerin çalışmalarından da gaz yayılıyor. Bu şirketlerin temel amaçları petrol çıkarmak ama çıkan gazı yakalasalar onu da satabilirler. Doğal gaz şirketleri ise zaten doğal gaz çıkarıyorlar, aslında her sızıntı onlar için birer kayıp demek.” tespitinde bulundu.

– BM ülke ve şirketleri bilgilendirip uyarıyor

Uydular sayesinde ilk defa küresel ölçekte süper salıcıların nerede olduğunu görebildiklerini ve bunun bir devrim olduğunu dile getiren Aben, “Daha önce böyle bir şey yaşanmamıştı. Bu kadar çok sayıda olduklarını ve bu kadar büyük olduklarını bilmiyorduk.” ifadelerini kullandı.

Aben süper salımların tespiti sonrası işleyen süreci şöyle özetledi:

“Uluslararası Metan Emisyonları Gözlemevi bir metan uyarı sistemi kurdu. Bu sistem tamamen süper yayıcılar üzerine ve verileri de uydular üzerinden alıyorlar. Biz tam olarak neyin sızıntı yaptığını tespit ediyoruz, onlar da bundan sorumlu olan şirkete ya da hükümete ulaşıp durumu iletiyorlar. Bu durum hakkında ne yapacaklarını ve onlara nasıl yardımcı olabileceklerini soruyorlar. Bu işleyiş aslında geçtiğimiz aralık ayında aktif olarak hayata geçirildi, henüz çok yeni bir uygulama. Biz bilim insanları olarak birkaç yıldır sızıntıların kaynaklarını arayıp durumu bildiriyorduk. Ama tahmin edeceğiniz üzere bir bilim insanı Orta Asya'daki birini arayıp 'Bakın sizin bir sızıntınız var.' dediğinde hiç bir şey olmuyordu.”

Uygulamanın başladığı 1 Aralık 2023'ten bu yana BM tarafından ülke ve şirketlere 127 uyarı gönderildiği ve bu uyarılar sonrasında şu ana kadar sadece 1 sızıntının önlendiği bilgisini veren Aden, sürecin hızlandırılması ve daha fazla sızıntının giderilmesi gerektiğini vurguladı.

Bu sızıntılar sonucu atmosfere devasa boyutlarda metan yayıldığının altını çizen Aben, “Eğer metan gazı salımlarını düşürmek için bir şeyler yapılması hedefleniyorsa süper salıcılar konusunda bir şeyler yapılması aslında çok kolay ve etkili bir adım olacaktır.” sözlerini sarf etti.

– Yapay zeka katkısı

Uydular aracılığıyla elde edilen verilerin değerlendirilmesi sürecinde yapay zekadan faydalandıklarına değinen Aben, şöyle devam etti:

“TROPOMI her gün milyonlarca gözlem yapıyor. Dolayısıyla bu gözlemler arasında süper salımları tespit etmek için etkili bir yönteminizin olması gerekiyor. Biz de bu noktada yapay zekayı, tespit edilen tüm noktaları tanıması üzerine eğittik. Doktora öğrencilerimizden biri bunu yapabilen bir model geliştirdi. Bu çalışmalar yapay zeka olmadan da sadece uydularla yapılabilirdi ama belirli bir noktada bunu makine öğrenimi ile yapmaya karar verdik. Aksi halde bu çok fazla zaman alıyordu ve yapay zeka aslında büyük bir fark oluşturdu.”

Yapay zekanın bu alana entegre edilmesi üzerine çeşitli girişimler olduğundan bahseden Aben özellikle Google ve Planet gibi haritalama verilerine sahip kurumların teknolojilerinin bu alana adapte edilmesiyle bu sızıntıların tespitinin daha hızlı yapılacağı değerlendirmesinde bulundu.