Kentimizde çok sık kaza olmaya başladı… Araba sayısına uygun olmayan cadde ve sokaklar… Gidip/gelen ve sürekli olarak sefer halinde olan taşıtlar… Gürültü kirliliği de cabası… Bazen yol kenarında arabaları seyretmekten başımın döndüğü bile oluyor… Karayolunda sürekli olan seyir halinde olan taşıtlar… Bırakın benzini…. Su tüketseler dahi inanın doğada buna yetecek su kalmaz… Üstelik benzinin litresinin 5 lirayı geçtiğini bu arada unutmayalım. İnsan ister istemez şaşırıyor doğrusu… Ama bu taşıtlar su değil…. Tabii ki; petrol ve gaz tüketiyor. O zaman… İşte o zaman ABD’nin Irak’ı niçin işgal ettiğini daha kolay kavrayabiliyorsunuz… Ya da Büyük Ortadoğu Projesini… Hazar Petrollerinin ne kadar önemli olduğunu… Enerjiye sahip olan güç gelecekte dünyaya egemen olur. Bunun bilincinde olmak gerekir. Benim yaşımda olanların hatırladığı meşhur bir aranjman şarkı vardır 1974’ler de petrol krizinin olduğu devirde Ajda Pekkan’ın seslendirdiği :”Amaan petrol,canııım petrol… Sana sana … Muhtacım petrol…” ABD’nin Kıbrıs Harekatı nedeniyle başlattığı ambargolu yılları özetliyor sanki… **** Karabük’ü gündüz gözüyle benim gibi hiç gezdiniz mi bilmiyorum… Ben önce İstasyon tarafından başlamak suretiyle bir keşif yapayım dedim… Aman Allah’ım yer,gök sanki araba dolmuş…! Otoparklarda dahi yer yok… Arabanızı Otoparka çekseniz bile anahtarını orada çalışan kişiye bırakmanız gerekiyor… Neden.? Çünkü orada da arabalar çift sıra… Yer filan yok kardeşim… Hele Şirinevler semti bu açıdan acınacak durumda… Apartmanlar dikilmiş… Ama taşıtlar için garaj yerleri unutulmuş. Bunu bu hale getiren zihniyet. Hiç düşünmez mi ki acaba. İnsanların yaşam alanlarını daraltmaya benim hakkım var mı diye. Hadi o düşünmez diyelim. Belediye neden izin verir ki bu mekan yağmasına…! Şimdilerde…. Tek kelimeyle Karabük taşıt istilasına uğramış durumunda. **** Safranbolu’dan Karabük’e… Karabük’ten Safranbolu’ya taşıt akışına bakınız… Tek kişi de olsa kendi taşıtı ile yola çıkıyor… Şöyle keyfini sürerek bir taraftan diğer tarafa gidiş geliş yapıyor… Keyif yapmak güzel de… Her keyfin olduğu gibi bunun da bir maliyeti var tabi… Nedir o maliyet?... Birincisi;Petrol tüketimini artması… İkincisi;havanın kirletilmesi Üçüncüsü;trafik kazalarına bağlı olarak maddi ve manevi kayıpların her geçen gün artması Bunları düşünmek bile insanı bir anda toplu taşımacı yapıyor… **** Aslına bakarsanız, Karabük ile Safranbolu arasında Ankara’da olduğu gibi metro güzergahı olsa ne güzel olurdu değil mi? Karabük-Safranbolu arasında böyle bir şeyin olması şimdilik biraz hayal gibi görünüyor. O nedenle bu hattı kullanmak zorunda kalan taşıt sürücülerine sesleniyorum… Kazaları önlemek, Hava kirliliğine engel olmak, Petrol tüketimini azaltmak adına Benim gibi siz de toplu taşıma araçlarını tercih eder misiniz? Mümkün değil dediğinizi duyar gibi oluyorum… Siz bilirsiniz…?