Anadolu Ajansı tarafından
06 Haziran, 2024 04:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Avrupa Parlamentosu seçimleri, Türk diasporası için fırsat olabilir

İSTANBUL (AA) - ENES TAHA ERSEN / ÖMER FARUK MADANOĞLU - Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enes Bayraklı, Avrupa'da yaşayan Türklerin sorunlarını çözmek için kurdukları partilerin 6 Haziran'da yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine girmesinin Türk diasporası için büyük öneme sahip olduğunu ifade etti.

Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enes Bayraklı, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin Türk diasporası için taşıdığı öneme ilişkin, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Bayraklı, diasporanın halen temsil sorunları yaşadığını ancak seçimlere Türk asıllı isimlerin girmesinin bir fırsat olacağına vurgu yaptı.

- Türklere yönelik ırkçı ve ayrımcı tutum sürüyor

Türkiye’den Avrupa’ya göç eden Türklerin şu an üçüncü kuşak torunlarının Batı ülkelerinde yaşadığını hatırlatarak, orada doğmuş olsalar da sosyal hayatta ayrımcılığa maruz kaldıklarını söyledi.

Avrupa’da doğan Türklerin iş hayatında da zorluklarla karşılaştığını belirten Bayraklı, Türklerin iş yerinde başarılı olsalar dahi mevki olarak belli bir noktadan ileriye gidemediğini vurguladı.

Bayraklı, Türklere sadece “yabancı” oldukları için ayrımcılık uygulanmadığını ayrıca dinleri nedeniyle de ötekileştirildiğini dile getirerek, “Avrupa'da yükselen aşırı sağcılık, aşırı sağcı terör, marjinal, radikal gruplar nedeniyle Müslüman nüfusa Türk diasporasına yönelik olarak nefret söylemlerinden başlayıp nefret suçları ve teröre uzanan bir dizi suçlar işleniyor.” ifadelerini kullandı.

Avrupa'da özellikle Avrupalı olmayana karşı ırkçılığın çok ciddi kültürel köklere sahip olduğunu ifade eden Bayraklı, şu an yapılan saldırıların, arka planı olmadan okunmaması gerektiğini aktardı.

- Avrupa’daki siyasi partiler Türkleri temsil etmiyor

Bayraklı, Türk diasporasının Avrupa’daki ırkçı saldırılarla baş etmek için ilk kuşaktan itibaren örgütlendiğini bildirerek, “Cami derneklerinden tutun da normal derneklere kadar. Türklerin Avrupa'daki sosyal hayatı, kültürel hayatı çok zengin.” diye konuştu.

Avrupa’ya göç eden Türklerin sendikalaştığını ve sendikalara üye olduğunu vurgulayan Bayraklı, 1970’lerden sonra işçilerin orada kalıcı hale gelmesinin bu durumda büyük payının olduğunu kaydetti.

Bayraklı, Avrupa’da yaşamaya başlayan Türklerin siyasi hareketler içerisinde de rol almasının aynı dönemlere denk geldiğini anlatarak, şöyle devam etti:

“Türkler Avrupa’da siyasi hayata da adapte oldular. Tabii çeşitli siyasi nedenlerle Avrupa’ya iltica edenlerin aktif olması da söz konusu. 1980’ler sonrası özellikle Avrupa'daki mevcut siyasi partiler içerisinde siyaset yapma davranışı ya da isteği söz konusu. Uzunca yıllar Türkler Avrupa'daki mevcut siyasal partiler içerisinde mevcut varlıklarını gösterdiler. Hristiyan Demokratları olsun, Sosyal Demokratlar ya da Yeşililer gibi. Sadece biz ırkçı partilerde Türkleri pek göremiyoruz. Onun dışında hepsinde var.”

Türklerin partilere girerken siyasal mühendislikle karşı karşıya kaldığını hatırlatan Bayraklı, Türklerin siyasi partiler tarafından kendi ideolojilerine göre süzgeçten geçirilerek partilere kabul edildiğine değindi.

Bayraklı, muhafazakar ya da milliyetçi kökenli Türk siyasetçilerinin Avrupa’daki partiler tarafından dışlandığının altını çizerek, “Türkleri temsil ettiğini iddia eden, bu siyasal partilerle siyaset yapan ama hep Türkiye'ye karşı negatif pozisyon alan Türkiye kökenli milletvekilleri ortaya çıktı.” değerlendirmesinde bulundu.

Türk diasporasının yaklaşık yüzde 65’inin muhafazakar ya da milliyetçi görüşe yakın olduğundan bahseden Bayraklı, siyasi partilerin yaptıkları bu filtreleme nedeniyle bu insanların siyaseten temsil edilemediği bilgisini verdi.

- Seçimler bir fırsat

Bayraklı, Avrupa’da siyaseten ötekileştirilen Türklerin kendi seslerini duyurmak için alternatifler bulmaya çalıştığını belirterek, “Diasporadaki Türkler seslerini orada duyuramayınca Türkiye’de siyaset yapmayı tercih ediyorlar ya da kendi partilerini kurmaya başladılar.” görüşünü paylaştı.

Avrupa Parlamentosunun 6 Haziran 2024’de yapacağı seçimlerin bir fırsat olduğunu söyleyen Bayraklı, Türk asıllı siyasetçilerin seçilme şanslarının daha yüksek olduğunu kaydetti.

Bayraklı, Avrupa’da doğan yeni nesil Türklerin seslerini siyasetle duyurabileceklerine inançları olduğuna dikkati çekerek, “Avrupa'da özellikle Türk nüfusunun siyasal temsili konusunda ciddi sorunlar var. Hala Avrupa’nın bazı yerlerinde Türkler oy kullanamıyor.” dedi.

Türklerin Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanmasının önemli olduğunu dile getiren Bayraklı, bunun demokratik yollarla temsiliyeti güçlendirmesi açısından büyük bir atılım olabileceğini ifade etti.

Bayraklı, Avrupa’da Türk partilerinin kurulmuş olmasını Batı demokrasisi için bir zenginlik olarak gördüğünü aktararak, şunları söyledi:

“Türk partileri, parlamento seçimlerinde illa başarılı olmak zorunda değiller. Bir siyasi parti kurulması, siyasal kimliğe ve hüviyete girmiş olması, siyasetin bir parçası olması önemli zaten gerisi gelir. Seçimlerde milletvekilliği kazanırsınız ama parlamentoya girersiniz girmezsiniz orası ayrı mesele.”

Bayraklı, Türk partilerinin Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Türklerin yaşadığı toplumsal sorunları dile getirmek açısından önemli olacağını ve Türk diasporasının kurduğu partilerin zamanla kurumsallaşarak daha etkili olacağını vurguladı.

Bayraklı, Avrupa’da kurulan Türk partilerinin Avrupa Parlamentosu seçimlerinde boy göstermesinin Batı’da yükselen ırkçılıkla da mücadele konusunda ön ayak olması açısından önemini kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Türk partileri Avrupa’da ciddi sayılardaki Türk seçmeni Avrupa Parlamentosu seçimleri için mobilize edebilir. Eğer seçmen iyi yönlendirilirse çok fazla Türk milletvekili parlamentoya gönderilebilir. Bu da Avrupa Parlamentosu'nda da Türk diasporasının sesinin duyurulması açısından ciddi etkili olacak. Geçmişte tabii mevcut partiler üzerinden seçilen Türkler olmuştu ama orada dediğim kıstaslar söz konusuydu. Kurumsal ırkçılıktan bahsettik, yapısal ırkçılıktan bahsettik. Türklerin yaşadığı sıkıntılar üzerine bugünden yarına hızlı bir çözüm söz konusu değil. Çok uzun süreli bir mücadeleyi gerektiriyor.”​​​​​​​

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
18 Nisan, 2025 09:37 tarihinde yayınlandı
A+ A-

20 ülkeye yapılan hamsi ihracatından 9 milyon doların üzerinde döviz geliri elde edildi

Türkiye’den balık avı döneminde 20 ülkeye yapılan hamsi ihracatından toplam 9 milyon 171 bin 538 dolar döviz girdisi sağlandı. En fazla hamsi ihracatı Belçika’ya, en az hamsi ihracatı ise Irak’a yapıldı.
Türkiye genelinde 1 Eylül 2024-15 Nisan 2025 tarihleri ortasını kapsayan balık avı döneminde 20 ülkeye yapılan hamsi ihracatından toplam 9 milyon 171 bin 538 dolar döviz girdisi elde edildi. Hamsi ihracatında 2 milyon 783 bin 30 dolar ile Belçika birinci sırayı alırken, bu ülkeyi 2 milyon 615 bin 636 dolar ile Fransa, 1 milyon 139 bin 164 dolar ile Almanya izledi. Ülkemizden 20 ülkeye yapılan hamsi ihracatında toplam 2 milyon 606 bin 160 kilogram karşılığı 9 milyon 171 bin 518 dolar girdisi sağlanırken, en fazla ihracat 6 milyon 647 bin 968 dolar ile Samsun’dan yapılırken, en az ihracat ise 414 dolar ile Hatay vilayetinden gerçekleşti. 20 ülkeye yapılan ihracat sayıları şöyle:
"Belçika 2 milyon 783 bin 30 dolar, Fransa 2 milyon 615 bin 636 dolar, Almanya 1 milyon 139 bin 164 dolar, Ukrayna 1 milyon 45 bin 625 dolar, Birleşik Devletler 691 bin 906 dolar, Birleşik Krallık 302 bin 777 dolar, İspanya 192 bin 750 dolar, Hollanda 176 bin 335 dolar, KKTC 60 bin 325 dolar, Birleşik Arap Emirlikleri 34 bin 252 dolar, İsveç 29 bin 843 dolar, Kanada 26 bin 235 dolar, İsviçre 25 bin 839 dolar, Gürcistan 23 bin 393 dolar, Romanya 10 bin 451 dolar, Yunanistan 5 bin 469 dolar, Azerbaycan 5 bin 375 dolar, Dubai 2 bin 689 dolar, Suriye 414 dolar, Irak 30 dolar."
Hamsi ihracatı yapılan vilayetler sıralamasına nazaran ise Samsun 6 milyon 647 bin 968 dolar, İstanbul 1 milyon 186 bin 520 dolar, Trabzon 476 bin 480 dolar, Balıkesir 282 bin 393 dolar, Bursa 217 bin 195 dolar, Adana 214 bin 221 dolar, Ordu 79 bin 843 dolar, İzmir 39 bin 188 dolar, Mersin 10 bin 389 dolar, Tekirdağ 10 bin 264 dolar, Çanakkale 3 bin 900 dolar, Edirne 2 bin 762 dolar, Hatay 414 dolar olmak üzere toplam 13 vilayetten hamsi ihracatı gerçekleştirildi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.