Bartın’ın şehir tarihi ders oldu

Bartın’ın şehir tarihi ders oldu

Yayın: 21.02.2017 23:33
Paylaş:
A+ A-

BARTIN (İHA) – Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde seçmeli olarak verilmeye başlanan ‘Bartın Şehir Tarihi’ dersi yoğun ilgi gördü.

Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde ‘Bartın Şehir Tarihi’ dersi konuldu. İlk defa verilmeye başlanan derse öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yenal Ünal, dersin öğrencilerin talebi üzerine açıldığını belirterek “Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından 2016-2017 akademik yılının bahar döneminde seçmeli ders olarak konulan Bartın Şehir Tarihi dersi öğrenciler tarafından yoğun bir ilgiyle karşılandı. Dersin içeriğinde şehrin bilinen ilk sahipleri Gaskalar’dan günümüze bir dönem boyunca toplam 14 haftada Bartın şehri tarihi anlatılmaktadır. Bartın’da hüküm süren geçmiş kavimler, uygarlıklar Sasanilerin, Arapların, Bizanslıların ve Türklerin hâkimiyetinin teşekkülü ile Osmanlı İmparatorluğu’na oradan günümüze kadar tüm dönemler öğrencilere aktarılacaktır” dedi.

“Öğrenciler Bartın’ı Daha Yakından Tanıyacaklar”

Bartın Şehir Tarihi dersiyle öğrencilerin okudukları şehri daha yakından tanıyıp, memleketlerinde anlatacaklarını kaydeden Ünal, “Bartın tarihinin tüm ayrıntılarına kadar anlatıldığı ders ile öğrenciler bilgi dağarcıklarını daha da geliştirmiş olacaklar. Bu dersin konulması ülkenin birçok farklı noktasından Urfa’dan, Hatay’dan, Ankara’dan, Sakarya’dan, Balıkesir’den, İzmir’den gelen öğrencilerin bu derse ilgi göstermesi ve Bartın tarihiyle ilgili detaylı bilgiler edinmesi ilerleyen dönemlerde hem şehrin tarihi kimliğinin çok daha fazla tartışılmasına hem daha fazla ilgi görmesine olanak sağlayacaktır” diye konuştu.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Güven Hastanesi’nden “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi Türkiye” değerlendirmesi

Anadolu Ajansı
Yayın: 19.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İbrahim Demirci, 18 Mayıs Avrupa Obezite Günü kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye ilişkin son verilerini değerlendirerek uyarılarda bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirci, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların her yıl katlanarak arttığını belirtti.

Demirci, özellikle çocuklarda obezite sıklığının erişkinlere göre daha hızlı arttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Henüz toplum olarak sağlıklı yaşam için beslenmenin ve egzersizin önemini tam kavrayamadık. Genel olarak, yüksek kalorili besleniyoruz. Yemek yemek bizim için hobi ve eğlence niteliğinde. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla buluştuğumuzda planlarımızı yemek üzerine kuruyoruz. Vakit geçirirken, yemek yemeyi seviyoruz. Seçeneklerimiz arasında birlikte yürüyüş yapmak çok fazla tercih edilmiyor. Hala, toplumumuzun bazı kesimlerinde kilolu insanların daha sağlıklı olduğu düşünülmekte. Kültürün, geleneklerin ve adetlerin etkisiyle toplumumuz yemekle arasına mesafe koyamıyor.

– Endokrin bozucu kimyasallar obeziteye yol açıyor

Son zamanlarda tüm dünyada miktarı artan endokrin bozucu kimyasalların da obeziteyi tetiklediğini vurgulayan Demirci, işlenmiş ve hazır gıdalar konusunda uyarılarda bulundu.

Demirci, endokrin bozucu maddeler arasında, solunan hava, içilen su ve yenilen gıdalarla vücuda giren ve biriken, endokrin sistemini olumsuz etkileyen ve bu etkilerini nesilden nesile aktarabilen kimyasal maddeler olduğuna işaret ederek, “Endokrin bozucu kimyasallardan tamamen uzak kalmak mümkün olmasa da sağlıklı ürünler tüketerek ve hayatımızda plastik kullanımını minimuma indirerek en azında bu zararlı kimyasallara maruziyetimizi elimizden geldiğince azaltmamız gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

Obezite sıklığının tüm dünyada hızla artığına ve son 20 yıldır obezite artışını durdurabilen bir ülke olmadığına vurgu yapan Demirci, eğer obezite sıklığındaki artış önlemez ise 2035'te dünya nüfusunun yarısından fazlasının kilo fazlalığı ve yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

– “Obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek”

Demirci, sağlık verilerine bakıldığında durumun iç açıcı olmadığının altını çizerek, “Yıldan yıla daha kötüye doğru gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü 2023 verilerine göre tüm dünyada obezite sıklığı yüzde 14 civarında. Bu yüzdeye, kilo fazlalığı olanları da eklediğimizde yüzde 38'e ulaşıyor. Artış hızı durdurulamaz ise 2035'te dünya nüfusunun yarıdan fazlası kilo fazlalığıyla mücadele etmek zorunda olacak. Ayrıca dikkat çekmek istediğimi önemli bir nokta, obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek. Çocukluk çağı obezitesi de günümüzde bir tehlikeli boyuta ulaşmış durumda.”

Türkiye açısından durumun biraz daha ciddi boyutta olduğuna vurgu yapan Demirci, “Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre ülkemizde kilo fazlalığı yüzde 35.6, obezite sıklığımız ise yüzde 20.2. Verilere göre Avrupa'nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz.” bilgisini paylaştı.

Obeziteye karşı başarılı mücadele etmek için farkındalığın artması gerektiğini belirten Demirci, obeziteyle mücadelenin “ülke politikası” olarak benimsenmesi ve sosyal yaşamın sağlığını ön planda tutacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.