Biçim,Algı Ve Sezinleme Üzerine…

Biçim,Algı Ve Sezinleme Üzerine…

Yayın: 31.03.2015 08:38
Paylaş:
A+ A-

Biçimcilik sözcüğü size neyi çağrıştırır.?
Durun ben söyleyeyim…
Yaşadıklarımızla hissettiklerimiz…
Birisi biçimse diğeri yaşamın kendisi olma durumudur.
Öyle değil mi?
Bunu tartışalım isterseniz.
Bu ülkede giderek değerler üzerinden anlamlandırma ve taraf belirleme hususu oldum olası hep süregelmiştir.
Öyle ki…!
Biçimcilik yüzünden kimin neye önem verdiğini bu ortamda anlamak da mümkün görünmüyor.
Demek ki yaşam algısında bir takım yanlış sezinlemeler var.
Buna göre…
Uzun zaman kendimizi aldatarak yaşadığımız anlaşılıyor.
Öyle olmasa idi özü korur,biçimi yani şekli ona uygun hale getirirdik.
Ama gelinen noktada durum hiç de öyle görünmüyor.
Var olanı özümsemeden yaşama ,hızlı olarak bizleri şekilsel dönüşüme uğratıyor.
Ancak bu dönüşümü yapı zenginliği değil de birbirimizi anlamama noktasına getiriyoruz.
Bu hiç de iyi bir şey değil.!
Gelecek bu nokta da bize kaygıyla bakıyor dersek yanlış düşünmüş olur muyuz?
Bunu zaman gösterecek…
Demem o ki…
Bizim kısa zamanda kendimizi Biçimcilikten(şekilcilikten)/öze yabancılaşmış olmaktan kurtarmamız gerekiyor.
Bunun için eğitime önem vermek zorundayız.
İnsan yetiştirme düzenimizdeki çatlakları kısa zamanda tamir etme çabasına girersek kaygılarımızı aza indirebiliriz.
Ama bunu nasıl başaracağız.?
Elimizde bu ülke insanın ruhuna uygun projeler olması gerekir.
Bir kere eğitim ve öğretim sürecinin üretimi konu alması gerekir.
Burada üretim dediğimiz şey bizim özümüz.
Bizi biz yapan esas değerler manzumesi…
Oysa şimdilerde öylemi…!
Öyle bir sistem ki bizlere sürekli tüketime özendiriyor.
O’nu da bir tarafa bırakın…
İnsanı keşfetmeyi,onu güzelleştirmeyi hedeflemiyor.
Öyle olunca öğretim özellikle genç nesil karşısında cazibesini kaybediyor.
Neden.?
Çünkü verilen bilgililerin öz ile bir ilişkisi yok.
Biçimle/şekille ilişkisi var.
Öyle olunca da yaşam taklitçiliği/şekilciliğe kendini teslim etmek zorunda kalıyor.
Bakın genç nesle…
Onların yaşamı kendileri dışında hayran olduklarıyla dolu.
Kendi olamamanın huzursuzluğunu yaşıyorlar.
İyi de böyle bir insan yaşadığı ortama nasıl faydalı olacak.
Kendi ve toplum adına ortaya bir değer koyamadıktan sonra…
O nedenle…
Bugünlerde insanlarımızın olup/biten karşısında kafasının karışık olmasını normal karşılamak gerekiyor.
Başkalarının kendi adına yaptığı analizlerle olup biteni anlama çabası içinde şaşkınlaşma…
Algı oluşturularak aldatılma ve sezinlemede oluşan eksiklikler.
Düşünce tuzağına düşme…
Yanlışların içinde kulaç atma çaresizliği…
Böyle bir insanın kıyıya ulaşması mümkün müdür.?
Mesele ne.?
Kendin olabilmekte…
Şekle kendini kaptırmamakta.!
Öze temayüz etmekte.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bafra’da okulun spor salonunun camlarını kıran zanlıların yakalanmasına çalışılıyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 10.05.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

SAMSUN (AA) – Samsun'un Bafra ilçesinde bir ortaokulun spor salonunun camları şüpheli veya şüpheliler tarafından kırıldı.

Kemal Paşa Mahallesi Lise Caddesi'nde bulunan Atatürk Ortaokulu'nun spor salonunun camlarının kırıldığını gören okul çalışanları, polise haber verdi.

İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi.

Ekiplerin yaptığı çalışmada, spor salonunun 4 camının kırıldığı belirlendi.

Okulun güvenlik kamera kayıtlarının inceleyen ekipler, şüpheli ya da şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı.