Bir anket yaptık…. Karabük’te vatandaşlara sorduk: “En önemli sorun olarak neyi görüyorsunuz” diye… Gelen yanıtları şöyle sıralayabiliriz; -En önemli sorun işsizlik… Daha sonra gelen yanıtlarda şunlara değiniliyor: -sokaklarımız zamanında süpürülmüyor -hava çok kirli -ulaşım sorunu var -Hürriyet caddesi günün belli vakitlerinde çok kalabalıklaşıyor. -Bankalar çok kalabalık,uzun süre beklemek zorunda kalıyoruz. -Tüketim maddelerine sürekli zam geliyor. -Paranın hiç değeri yok. -Piyasada para sıkıntısı çekiliyor. -Müşterimiz azaldı. -vb sorunlar aktarılmaya çalışılıyor… Gerçekten Karabük’ün sorunları bunlar mıdır? Vatandaş bunları sorun olarak görüyorsa evet doğrudur demek demokratik teamül gereği aklımızdan geçiyor ama bu anlayış asıl olanı görmemek anlamına gelmez mi? …………………………………………………… Gerçekten Karabük’ün asıl sorunu nedir? Bu soruyu gerçek anlamda içimizde kaç kişi düşünmüştür? Yanıtlanması çok zor bir soru değil mi? …………………………………………………………. Bu soruyu nereden başlangıç yapıp yanıtlamak gerekir? İsterseniz şöyle başlayalım: -Bizim bir folklor geleneğimiz var mı? -Hayır yok… -Pekala bunun konuyla ilgisi nedir? -Folklor ortak bir duygu ve hareket noktasının simgesi değil midir? -Folklor yoksa milli kıyafette yoktur… -Mesela kapitalizmin folkloru para ile birlikte şarkı söylemektir -Ortak giysi;Amerikan kovboylarının giydiği kot pantolonlardır. -Ortak para;dolar kullanmaktır. -Bunlar küresel ortak duygunun oluşumunda doğrudan rol oynarlar. Amerikanlaşma ya da AB’ leşme sürecinin böylece alt yapısı başka ülkelerde oluşturulmuş olur. Bu anlatımdan hareketle ne demek ki istiyoruz? Söyleyelim… Karabük’ün en büyük sorunu ortak duygu ve hareket noktasına sahip olamamaktır. Oluşmayan kent bilinci bizi bu duygulardan mahrum bırakmıştır. Bunun temel nedeni;başlangıçta Karabük’te oluşan sosyal sınıfların durumuyla ilişkindir. Yani başka bir deyişle ,Karabük’ün kentleşmesi süreci içinde; bürokratların,sanayicilerin,teknotratların,işçilerin,tüccarların,esnafların,halkın… Farklı mekanlarda kendini tanımlama çabası içine girmesi, birinin diğerini ötekileştirmesi , ilişkisini kesmesi ve küçük görmesi günümüz Karabük’üne çok büyük aşılamayan bir sorun bırakmıştır. Bu sorun “ birbirini anlamama” sorunudur. Birinin “evet” demesine diğerinin “hayır” demesi alışkanlığıdır. Karabüklüler olarak bizler bu hastalığı yenmek zorundayız. Atalarımız ne demiş: “Bir elin nesi var. İki elin sesi var” Birgün bunu diyebilme alışkanlığı kazanabilsek inanın birçok sorunun çözümünün üstesinden gelebileceğiz…
Hür Kalyoncu
•Çok değerli yorumculara teşekkürlerimi sunuyorum.Benim için Karabük’ü analiz etmek tarih içinde yeniden doğmak gibi birşey.Bana anlatılamaz derecede mutluluk veriyor.
halil ibrahim çuvadar
•ben de aynı şekil de düşünüyorum hocamın kalemine sağlık. Karabük’ü çok iyi tahlil ediyor Yazılarını her gün okuyoruz. Karabüklü bir gün hocamın değerini anlayacak. başarıların devamını diliyorum.
Remzi KARAGÖZOĞLU
•Gayret ve sabrınıza hayran olmamak mümkün değil… Karabük sizi hak edecek bilinç ve olgunlukta değil hocam…