Avatarı
Haber Merkezi kaleminden...

Büyük Muamma..!

Haber Merkezi tarafından
02 Ocak, 2017 23:14 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:14
A+ A-

Büyük Muamma..!

Bu niteleme insanın içinde her zaman bir sıcaklık ve alaka oluşturur. Söyleme biçimi adeta sizlere, bir gücü simgeler... Sanki cumhuriyet sözcüğü ilk kez bu mekanda söylenmiş gibi bir his uyandırır… Evet öyküye biraz gerilerden başlarsak şöyle dememiz gerekir:… İmparatorluk yıkılmıştır. Elde avuçta bir şey yoktur. Genci ,yaşlısı umumi harpte(I.Dünya Savaşı) adeta yok olup gitmiş,acı türkülere esin kaynağı olmuştur. Ülke ,kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılayamamaktadır. Ne varsa,ihtiyaç namına dışarıdan gelmektedir. Bir avuç insan ve yoksul halk bitkin kara kara düşünmektedir.! Lozan Antlaşmasıyla bağımsızlığına kavuşmuş ancak ekonomik açıdan büyük bir ızdırap çeken ülkede, sanayi hamleleri gerçekleştirmek için bir dizi toplantılar yapılmakta,kongreler düzenlenmektedir. Ülkede burjuva sınıfı yoktur. Yatırımları gerçekleştirecek sermayedar sınıfı yaratmak gerekir. Özel girişimciliği destekleyen özendiren yasalar çıkarılır ancak bir türlü istenilen sonuç alınamaz… Devlet ekonomiye müdahale etmek zorunda kalır.İmparatorluğun özel mülkiyeti kabul etmeyen , sınıfsız yapısı genetik sürekliliğini yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinde de ne yazıktır ki devam ettirir. Önce işe ;özel girişimin gücünün yetmediği alanlarda devlet büyük yatırımları kendi eliyle gerçekleştirir biçiminde bir düşünce ile başlanır. Devletçilik adını alan ve dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bu ekonomik sistem Türkiye’de uygulamaya konur. 1929’da ABD’de başlayan ve etkileri bütün kapitalist ülkelerde hissedilen ekonomik kriz dünyayı sarsarken,Türkiye bundan en az etkilenen ülke olarak,kendi oluşturduğu modelini uygulamaya başlar… Çünkü Teşvik-i Sanayi Kanunu başarısızlığa uğramıştır. Devletçi model uygulanmadan önce ilk beş yıllık sanayi planı hazırlanır. Artık fabrikalar açılacak ve ülke,tüketim ekonomisinden üretim ekonomisine geçecektir. Bu anlayışın ağır sanayi yatırımlarını içeren coğrafyasında da ,o zamanlar bir köy hüviyetindeki Karabük yer alır. İlk ağır sanayi kuruluşunun İkinci Dünya Savaşı’nın dayattığı güvenlik sebebiyle çanak içinde bir vadi görüntüsü sergileyen bu topraklara yatırım yapılmasına,İktisat Vekilinden daha çok o zamanın Genelkurmay Başkanı olan Mareşal Fevzi Çakmak’ın hazırladığı rapor yön verir. Karabük önceleri bir köy adıdır. Sonra tren istasyonuna isim babalığı yapar.3 Nisan 1937’de zamanın Başbakanı İsmet Paşa’nın,İngiliz Büyükelçisi Persi Loren ve Brassert firması yetkilisi Mr.Brassert ile birlikte Demir-Çelik tesislerinin yapılması için attığı harç yörenin geleceğini bir anda değiştirir. Tarihe, Cumhuriyetin ilk ağır sanayi kuruluşu Karabük’e kuruldu biçiminde çok önemli bir not düşülmesine yol açar. Karabük yatırımı ülkeye uğurlu gelir. 1938 yılına gelindiğinde kendi ihtiyaçlarımızı gidermenin ötesinde mal ihraç edecek,ihracat yapacak düzeye gelinmiştir. Hazinede 26.6 ton külçe altın vardır. Kalkınma hızında Japonya ve Sovyet Rusya’dan sonra üçüncü dünya ülkesi durumunda bir ülke ile karşı karşıya kalınmaktadır. Ayrıca 1 dolar 90 kuruş üzerinden işlem görür. Türk mucizesi kavramı, kendisini sadece düşman karşısında Kurtuluş Savaşı’nda değil aynı zamanda ekonomi alanında da göstermiş,oluşan rakamlar,büyük bir övünçle tarihe geçme başarısı göstermiştir. Oluşan zenginlik çerçevesinde, planlı bir anlayışla mimari açıdan yeni bir kentin inşası işi başlamış ve ortaya çok güzel bir şehir ortaya çıkmıştır. Devletçi ekonomi ile birlikte yeni bir şehir doğmuştur. O şehir üçüncü dereceden sit alanı ilan edilmiş ve Yenişehir adıyla mimarlık tarihi derslerine olacak biçimde gelecek kuşaklar için koruma altına alınmıştı… Ancak şimdilerde kabul edilen yeni kanunla vaziyet değişti. Yenişehir açık hava müzesinin geleceği tehlikede… Bir tarih ve kültür birikimi olan bu mekanı ayakta tutabilecek miyiz.? Büyük muamma…! Kentin girişinde “Cumhuriyet Kenti Karabük” yazısını görünce hemen aklıma hemen bunlar geliverdi… Acaba bu slogandan yavaş yavaş vazgeçmeyi içimize sindirebilmeyi düşünsek nasıl olur.?

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorumlar

  1. ismail ersoy

    şu andakiler bu durumlarını nasıl hatırlarlar,evreni dahil satın alanların öğrencileri,karınları tok sırtları pek olunca Birden CUMHURİYET düşmanı oluveriyorlar

Yeni yorumlara kapalı.