Avatarı
Güner Erbay kaleminden...

Cimri ve Bencil Olmak

Güner ERBAY tarafından
05 Haziran, 2023 13:16 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:05
A+ A-

Cimri ve Bencil Olmak

BİR insanın başına gelebilecek hemen hemen en kötü şeylerden birisidir. Cimri olanların çoğu, kendilerini cimri kabul etmez fakat başka bir cimriye de hiç tahammül edemez, geçinemezler. İki cimri evliyse durum farklı oluyor, çok güzel anlaşıyorlar. Ee anlaşırlar tabii, nede olsa ortak bir bütçeyi yönetiyorlar. Maddi konularda eli sıkı olmak bir tarafa, böyle insanlar manevi yönde de verici olamıyorlar. Davranış olarak bir başkasını öne katiyen geçiremiyor, baş rolden inemedikleri için, ne yazık gönüllerde yer edinemiyorlar. Gönüllerde yer edinmek yüksek empati ile mümkün olabilen birşey. Empati ise veremeyenlerin başarabileceği bir şey değil Verme eylemi demek ki kavram olarak, herşeye aksederek çalışıyor insanda. Veremeyen hiçbir şeyini veremiyor. Ne parasını, ne kalbini, ne şefkatini, ne merhametini gibi gibi. Peki veremeyeni nasıl anlayacağız. Zor değil aslında, birazcık dikkatle bakarsak görebiliriz. Söz gelimi misafirlikteyiz; ev sahibi çeşit çeşit ikram sofrası hazırlamış, ama o da ne ? Herşey tabaklara kıdım kıdım koyuluyor. İş bitmiştir geçmiş olsun... Yahut sohbet ediyorsunuz; kimseyi kendisinin önüne yerleştiremiyor. Hep onun sahip oldukları iyi ve güzel oluyor. Onun çocuğu,  onun eşi, onun çamaşır makinesi, onun tabakları, çanakları, onun yardımseverliği hepsi hepsi en önde herzaman. Bu insanlar konuşma dilinde, karşısındakine güzel bir iki söz de söyleyemez, ancak ağızlarından çıkaramadıkları o sözleri kendilerine  söylenmesini, herkesten çok beklerler. Kısacası cimrilikle bencillik at başı gider insanda. Bencil olmayan cimri de olmaz. Şaşırtan bir başka durumda genellikle kendilerine karşı bonkör olmalarıdır. Kendilerine yaptıkları harcamaları görünce müsrif bu insan dersin, o derece yani. Sonra anlaşılır ki, onların derdi ekonomik olmak değil, başkasına bir şey vermemektir.  Etrafındaki insanları yokluğa mahkum ederler. Pintilerse kendisine de veremez. Yokluğa kendisini de mahkum eder. Böyle bir insanla yaşamak, maddi olarak veremediklerinden çok daha fazla,  manevi yönde veremedikleriyle sarsar insanı. Vücuda bile, belli ölçüde az besin vermek  vücutça tolere edilir.  Beden en ekonomik ayarlamayı yaparak üstesinden gelir. Ne var ki ruh için böyle bir ayarlama söz konusu olmuyor. Sevgi, şefkat, merhamet, gibi duygular emin olma dozundan sonra ancak ehemniyetini yitirebiliyor. Doymuş çözelti hazırlamak gibi. Şöyle ki; Suya şeker konulduğunda belli bir miktara kadar şeker erir, belli bir miktara gelince artık erimemeğe başlar.Su şekere doyar, fazlasını istemez. Psikolojimizdeki mevcut duygular içinde, mekanizma aynı çalışıyor. Hayat cimri ve bencilleri doyuramaz. Gözleri hemen her zaman açık gider giderken. Yaşamları boyunca  arkalarından söylenen, gözünü toprak doyursun lafı da, söyleyenlerin kalbini acıtır mı acaba onları uğurlarken. Sanmıyorum ! Sevgilerimle,