Avatarı
Bölgenin Sesi Gazetesi kaleminden...

DELİKANLICA SEYAHATLER YOLLAR VE YILLAR (Güneydoğu Turu)

Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
28 Ağustos, 2023 11:05 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:05
A+ A-

DELİKANLICA SEYAHATLER YOLLAR VE YILLAR (Güneydoğu Turu)

2022 senesi başında doğudaydım. Ülkemizin o ücra; el değmemiş; güzelliklerine hayran kalınacak bölgelerinde. Geçtiğimiz yıl kış çok oldu ülkemizin tüm bölgelerinde. Nisan ayında, ara tatil döneminde, Ramazan ayı olmasına rağmen, Güneydoğu turu hayali kurmuştuk Ladomlu’yla. Bu hayalimizi gerçekleştirmek için yola çıktık. Sekiz gün süren, bizim için yorucu olan, ama yeni yerleri keşfetme amaçlı gezimizde ilk durağımız Diyarbakır idi. Malazgirt’ten Diyarbakır’a giderken yol üzerinde önce Veysel Karanî Hz.’lerinin türbesinin yer aldığı “Ziyaret” denen yere uğradık. Oranın ayrı bir atmosferi olduğunu söylemeliyim. Diyarbakır yolu üzerinde, adını babamdan da çokça duyduğum; meşhur Malabâdi Köprüsü’nde uzunca eyleniyoruz. Estetik fotoğraflarla o anı ölümsüzleştiriyoruz. Malabâdi Köprüsü’nün yanında yeni bir köprü var ve o kullanılıyor. O gün Diyarbakır’da kalıyoruz. Diyarbakır’ın temiz ve düzenli olması ilk dikkat çeken özelliklerinden sevgili dostlar. Her yönüyle farklı Diyarbakır Ulu Camii’nde teravih namazı kılıyoruz. İftar için de vazgeçilmez ciğerini tatmak nasip oluyor. Diyar-ı Bekr’in akşamında plan yapıyoruz. Spontane gelişen gezimizde direkt olarak Urfa’ya mı geçsek acaba düşüncesinden sıyrılarak; yolumuzu Mardin’e çevirmek bize daha mantıklı geliyor. Öyle yapmamız da zaten doğruymuş. Yeni Mardin’e girerken şaşırmamak elde değil, dikey mimarînin tezat yapılanmasını görünce. Tepe bir noktada kalan Eski Mardin’e ulaştığınızda ise taş yapıların ve eşsiz şehirleşmenin mantığını anlıyorsunuz. Mardin’i keşfetmek inanın çok güzel bir duygu. Camilerin güzellikleri de ön planda. Mardin’de bir sahafa rastlıyoruz ve biraz muhabbet ediyoruz. Hüseyin Akın’ın “Kâğıthane” adlı kitabını oradan almıştım. Mardin’de konakladığımız Polis Evi’nde FB-GS derbi maçını izliyoruz. Ertesi gün Mardin’den Şanlıurfa’ya geçiyoruz. Urfa’ya girmeden 15 km kadar dışarıda “Göbeklitepe” tabelasını görüp heyecanlanıyoruz. Göbeklitepe Ören Alanı gerçekten görülesi bir tarih hazinesi. O gün 11 Nisan dostlar. Urfa’nın kurtuluş günü imiş ve Göbeklitepe’de mehterân takımıyla kurtuluş günü için düzenlenen programa katılıyoruz ya da dâhil oluyoruz diyeyim. Bayrağımız dağıtılıyor ve ortalık şenlik oluyor. En etkilendiğim şehirlerden biri de Urfa’dır. Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı Balıklı Göl’e iki gün üst üste gidiyoruz. Maneviyat had safhada gerçekten. Şanlıurfa’ya gidip de sıra gecelerine katılmamak olmazdı elbette. Hediyelik olarak aldığımız şalvarlarımızı bir handaki terziden ediniyoruz. İsotlarımızı da çıkınımıza ekliyoruz. Urfa’dan Antep’e geçiyoruz. Gaziantep gerçekten hayran kalınacak bir şehir. Akşam orucumuzu, öğrencilerin de yoğun katıldığı, esintili havanın da biraz da bizi üşüttüğü, Antep lahmacunu yapan nezih bir mekânda açıyoruz. Antep’in müzeleri, hele de Zeugma Mozaik Müzesi çok geniş, görülesi ferah yerlerden. Antep Kalesi’nin altında yapılan, Bekir Develi ile Ramazan programı mekânı uğrak yerimiz oluyor. Antep’i gezerken gerçekten yorulduğumu söyleyebilirim ama bu tatlı bir yorgunluk. Antep’ten Maraş’a geçme fikrimizi değiştirerek Adıyaman üzerinden Malatya’ya yola revan oluyoruz. Yol biraz zorlayıcı olsa da ara ara mola vererek yolu bitiriyoruz. Malatya’da çok geniş bir alana yayılmış sahaflar çarşısından 3-5 okunası kitap aldığımı söyleyebilirim. Malatya’da, 90’lı yıllarda Ankara’da beraber çalıştığımız, radyocu Sinan arkadaşımla eski günleri yâd ediyoruz. Malatya Öğretmenevi gerçekten güzel bir yerde. Cuma namazını Malatya’nın merkezinde nezih bir yerde bulunan bir Cami’de dışarda kılıyoruz. Malatya’dan Elazığ’a geçerken yol üzerindeki bir amcanın sergisinden kuru kayısı ve kayısı çekirdeği almayı unutmuyoruz. Gelelim Elazığ’a. Çok sakin bir muhitte konuşlanmış DSİ Misafirhanesi‘nde konaklıyoruz Elazığ’da o hafta orada olan Selahattin Öğretmenle buluşuyoruz. Beni o kadar huş ağırlıyor ki geceye bir semaver bırakıyoruz. Çay da cabası. Ladomlu, sekiz günün ardında kalan yorgunluğumuzu bahane ederek sabah El-Aziz’den Malazgirt’e yola revan olalım diyor. Ramazan ayında oruç oruç gezilir mi, dediğinizi duyar gibiyim değerli dostlar. Yollar ve yıllar dostlarla güzel, diye cevaplamak benim için çok zor olmasa gerek.

Yorumlar

  1. Kadir

    Dogu da ki güzel, tarih kokan şehirlerimizden bir esinti getiren bu hoş yaziniz için teşekkürler Ümit bey…

Yeni yorumlara kapalı.