Depremlerin merkez üssü demedi, ameliyat için KKTC’den Kahramanmaraş’a geldi
KKTC'de yaşayan disfaji (yutma güçlüğü) hastası emekli hemşire Melek Göler, 6 Şubat'taki depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş'ta olduğu ameliyat sayesinde 3 yıl sonra bardaktan su içmenin mutluluğunu yaşadı.
Yaklaşık 3 yıl önce kusma şikayetiyle hastaneye başvuran ve "gastrit" teşhisi konulan 70 yaşındaki Göler'e uygulanan tedaviler sonuç vermedi. Göler'in rahatsızlığının ilerlemesiyle su ve yemek ihtiyacı, midesine takılan beslenme tüpüyle karşılanmaya başladı. Oğlunun telkiniyle ulaştığı Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi'ndeki Gastroenterolojik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Bahtiyar Muhammedoğlu ve ekibi tarafından ameliyat edilen Göler, kaybettiği yutma kabiliyetine yeniden kavuştu. Göler, AA muhabirine, 3 yılın ardından içtiği suyun ilk defa midesine doğru gittiğini hissettiğini söyledi. Rahatsızlığı sürecinde yaşadıklarını anlatan Göler, şöyle devam etti: "Bu süreçte yurt içi ve dışında çeşitli merkezlere gittim ancak bir türlü doğru teşhis konulamadı. Çok zor günler yaşadım. Yediğimi, içtiğimi hep çıkardım, o şekilde yaşadım. 3 yıl sonra ilk defa mideme suyun indiğini hissettim. Hep takılıp kalıyor, aşağıya gitmiyordu. Yediklerim boğazımda birikiyordu. Oğlum internetten burayı bulmuş ve beni getirdi. Gerçekten büyük bir cerrah ve mucize bir doktor. Çok duygulandım yıllarca ben baktım hastalara şimdi bana da bakan oldu. Devletimizin ve hocamızın sayesinde 3 yıl sonra suyumu içebildim."
"Yaptığımız endoskopik ve endominal ameliyatlar üst düzey"
Doç. Dr. Bahtiyar Muhammedoğlu da devletin sağladığı imkanlar sayesinde hastanelerinde her türlü ileri endoskopik ve laparoskopik işlemin yapıldığını ifade etti. Sadece Türkiye'den değil dünyanın çeşitli ülkelerinden de hasta kabul ettiklerini aktaran Muhammedoğlu, internet aracılığıyla Kıbrıs'tan kendilerine ulaşan Göler'in geldiğinde yemek yiyemediğini, su içemediğini dile getirdi. Muhammedoğlu, hastaya başka merkezlerde defalarca tahlil ve tetkik yapıldığına, botoks ve balon tedavileri uygulandığına ancak tam anlamıyla sağlığına kavuşamadığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Hastamız geldiği zaman tahlillerini yaptık, tomografisini çektik, pasaj grafisini yaptık, dışarıda manometri bulgularını yaptık. Manometrisi de vardı mide borusu (özofagus) çok geniş, kasılmalar yok, mide borusunun alt kısmı da o kadar kapalı ki gıda hatta su bile geçmiyordu. Bu durumda hastayı önce burnundan tüp takarak besledik. Birkaç gün bekledikten sonra endoskopik poem dediğimiz ameliyat için hazırlık yaparak ameliyata aldık. Ameliyat şükür başarılı geçti. Ameliyat öncesi ve sonrası pasaj grafilerini yan yana koyduğumuz zaman ameliyatın çok başarılı olduğunu görüyoruz. Hastamızın şu aşamada ameliyatının çok başarılı olduğunu görüyoruz." Kahramanmaraş'ın "asrın felaketi" olarak nitelendirilen depremlerin merkez üssü olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Muhammedoğlu, "Buna rağmen hızlı bir şekilde toparlanarak, servisi hizmete açtık. Hiçbir sıkıntı olmadan devlet imkanlarıyla hizmet vermeye devam ediyoruz. Yaptığımız endoskopik ve endominal cerrahi ameliyatlar çok üst düzey. Hastalarımız bizi keşfedip, 'Kahramanmaraş deprem bölgesi' demeden buradaki hizmetimizi güvenli görerek geliyor." diye konuştu. (AA)
Yaralı sürücüye, kovalamaca sırasında peşinde olan polisler yardım etti
Bartın’da arabasını polisin üzerine süren ve "dur" ihtarına uymayan şoför ile polis grupları ortasında kovalamaca yaşandı. Yaklaşık 30 kilometre kaçmayı başaran şoför kaza yapınca yakalandı. Yaralanan şoförün yardımına ise peşindeki polisler yetişti.
Edinilen bilgiye nazaran Orduyeri Caddesi’nde "dur" ihtarına uymayan 74 AAN 037 plakalı Tofaş aracın şoförü E.Y. ile polis aracı ortasında kovalamaca başladı. Bir polisin üzerine aracı süren E.Y., Bartın-Amasra yoluna çıkarak kaçmaya devam etti. Yolda orta refüje çıkan aracın şoförü, kazaya karşın yoluna devam etti. Bartın-Kurucaşile istikametine yanlışsız süratle giden şoför ile polis ortasında yaklaşık 30 kilometre boyunca kovalamaca yaşandı. Şoför peşine taktığı polislere izini kaybettirirken, Bozköy mevkisinde ise araç virajı alamayarak yol kenarındaki su kanalına düştü.
Araçtan çıkarak kanalda sırtüstü yatan yaralı şoförün yardımına ise peşindeki polis grupları yetişti. Bölgede ikinci bir kaza yaşanmaması emeliyle, polis ve jandarma takımları tarafından geniş güvenlik önlemleri alındı.
Otomobili için feryat etti
Yaralı halde yerde yatan şoför ise aracın halini görünce kendi acısını unutarak aracı için ağladı. Yaralı şoför, "Arabam bu hale gelmeyecekti. Babam bu arabayı bu halde görürse ne der? Babam beni boğar. Ben uygunum ağabey ancak bu otomobilin bu türlü kalmasını ben istemiyorum. Bu otomobil bu hale nasıl geldi? Bu arabayı kim bu hale getirdi? Ben mi getirdim arabayı bu hale? Anne, babam nerde? Kaza yaptım, ehliyetim de yok" diye bağırdı
Ehliyetsiz ve alkollü olduğu belirlendi
Araçta yapılan armada kabahat ögesine rastlanılmazken, 23 yaşındaki şoför E.Y.’nin 231 promil alkollü olduğu ve ehliyetinin bulunmadığı belirlendi. Yaralı şoför olay yerine gelen ambulansa alınarak birinci müdahalesi yapıldıktan sonra Bartın Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazada yaralanan ehliyetsiz ve alkollü şoför E.Y’nin babasının mahalle muhtarı olduğu ve aracı müsaadesiz aldığı öğrenildi.
Ailesi kayıp ilanı verdi
Kovalamacanın yaşandığı anlarda ise polisten kaçan E.Y.’yi ailesinin telefonla aradığı ve ulaşılamadığı ileri sürüldü. Çocuğuna ulaşamayan aile ise jandarma karakoluna müracaatta bulunarak kimlik bilgi ve eşkalini verdikleri çocukları E.Y’nin kayıp olduğunu söz etti.
Olayı hastane polisi fark etti
Hastane polisi, kayıp müracaatında bulunulan E.Y’nin yaralı olarak hastaneye getirilen yaralı olduğunu fark etti. Hastane polisinin telsiz anonsu ile durumu haber merkezine duyurması üzerine ise telefonla durum jandarmaya bildirildi.
Jandarma grupları tarafından da kayıp müracaatında bulunan aile bilgilendirilerek hastaneye yönlendirildi.
