Dilbaz: “Pozitif Düşüncenin Psikolojimize Olumlu Etkileri”

Dilbaz: “Pozitif Düşüncenin Psikolojimize Olumlu Etkileri”

Yayın: 04.12.2023 10:52 |Güncelleme: 27.12.2023 16:38
Paylaş:
A+ A-

Pedagog ve Psikolog Peri Dilbaz, pozitif düşünmenin psikolojimize olumlu etkilerine şöyle değindi.

Dilbaz: “Tüm toplumlarda doğru bilinen bir yanlış var. Parayla saadet olur mu, olmaz mı? Mutluluk ve pozitif olmanın ilişkisi vardır. İnsanlar zenginliği de pozitif güç olarak görmektedir. İnanın bu yargılar hala doğru gibi söylense de yanlıştır. Amerika’da yapılan araştırmalar bize istatistik olarak gösteriyor. Maddiyatla mutluluk olmadığı gibi psikolojik yönde de bir paralellik yoktur. 2009 yılında yapılan kongrede pozitif psikolojinin insan zihnine yapılan yatırımlarla kazanıldığı açıklandı. Klasik psikoloji eksiden sıfıra çıkarken, pozitif psikoloji ise sıfırdan yükselmektedir. Yani tam bu noktada insan kendisiyle iç sesiyle kendi varoluşuna tam anlamında barışık olduğunda pozitif psikoloji başlıyor. Kendine yatırım yapan, bilge bir insan çevresindeki bir insanın onayına ihtiyaç duymaz, onları eleştirmez, dedikodu yapmaz olumlu düşünür, bu tip insanlar ayrıca hastalığa da az maruz kalır.

Araştırmalar gösteriyor ki, böyle insanların 8 ila 9 yıl daha fazla yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Bu içsel yolculukla gelişen bir durumdur. Şimdi biz hep negatif örneklere değiniyoruz. İntihar, hırsızlık, cinayet vesaire gibi, insanların bireysel olarak iç yolculuklarına yanıt araması lazım. Bu bir anda düzelme gösterecek bir durum değildir ki, eve evcil hayvan alalım geçsin diye düşünemeyiz. Beyin kimyasını etkilemiş, uzman gerektiren sorunlar birikimine kendi başına yanıt vermesi olanaksız da olabilir. Aslında ufak ufak pozitif düşündüğünüzde hayatınızda pozitif gelişmeler yaşandığını fark edersiniz. Örneğin kanserde pozitif olan hastalar daha kolay tedaviye yanıt verir. Beyin ve ruh sağlığının çok iyi beslenmiş olması gerekiyor. Biz mutlu değilsek, pozitif psikolojiye sahip değilsek, bizi yetiştirenlere bakmamız lazım. Bu nedenle herkes kapısının önünü temizlerse dünyamız tertemiz olur. Kısacası pozitif düşünce bir tohum gibidir. Çocuk yaşta ekilirse o çocuğun zihninde yatırım sinyalleri belirir ve topluma sağlıklı birey olur. Hayatta böyledir. Hep pozitif düşünen kişilerle arkadaş olmaya çalışırız. Negatif psikoloji ile pozitif psikoloji yarış halindedir. Elbette pozitif psikolojiyi hep önce görmek isteriz. Onlarla yaşamak zorundayız. Toplum olarak problemlere pozitif baktıkça beynin kimyasının olumlu yönde değiştiğini hatta hastalıklara bile uzak kaldığımızı vurgulamak isterim. Daha çok zihnimize yatırım yapacağız. Kitap okuyarak, müzik dinleyerek ve daha önemlisi sizi mutlu eden pozitif insanlarla vakit geçirerek bunun bulaşıcı olduğunun farkında olacağız.

Hayatınıza değer verin ve kendinize vakit ayırın. Sizi gerçekten olumlu etkileyecek bir geziyi, bir tiyatroyu ya da arkadaşınızı aramayı asla ertelemeyin. Biz randevularımıza bile geç kalmayı seviyoruz. Lütfen belirlediğiniz sınırlarınıza sahip çıkın ve zihninizi ihmal etmeyin. Şundan emin olmalıyız ki, hayatımızda negatif bir şeyler olduğunda ardından pozitifin koşarak onu geçeceğinin bilincinde ve negatifin misafir olduğunu bilmeliyiz. Bugün bir başlangıç yapalım mesela ertelediğiniz size iyi gelecek bir program yapın. Yoğun iş temponuzdan 10 dakika ayırın. Böylece başlamış olacaksınız. Böylece iç dünyanıza yolculuk yapacaksınız.” dedi. (Esra Oğuzkağan Özkan)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İnşaatta başına düşen demirle bitkisel hayata giren işçinin ailesine 8 milyon lira tazminat

Anadolu Ajansı
Yayın: 17.05.2024 12:48
Paylaş:
A+ A-

İZMİR (AA) – MERİÇ ÜRER – İzmir'de 4 yıl önce çalıştığı rezidans inşaatında başına demir düşmesi sonucu bitkisel hayata giren işçinin ailesine yaklaşık 8 milyon lira tazminat ödenmesine karar verildi.

Bornova ilçesindeki rezidans inşaatında taşeron firmanın işçisi olarak çalışan Yunus İltaş (41), 5 Ağustos 2020'de inşaatın 15. katından başına düşen demir parçasıyla ağır yaralandı.

Hastaneye kaldırılan ve bitkisel hayata giren İltaş, hastanede yapılacak herhangi bir tıbbi müdahale kalmaması nedeniyle evine gönderildi.

Olaya ilişkin açılan ceza davası 14. Asliye Ceza Mahkemesinde devam ederken, İltaş'ın ailesi yaşadıkları mağduriyet nedeniyle işverene ve sigorta şirketine maddi ve manevi tazminat ile bakıcı giderlerinin tahsili için dava açtı.

İzmir 8. İş Mahkemesi'nde görülen davada alınan bilirkişi raporlarında, davalı işverenlerin yüzde 95, İltaş'ın da yüzde 5 kusurlu olduğu tespiti yapıldı.

Dosyayı inceleyen mahkeme, davacının maluliyet oranı ve tarafların kusur durumlarını değerlendirdi. Kararda, sosyal güvenlik kurumu tarafından yapılan ödemelerin tenzilinden sonra davacının iş görmezliğe dayalı kaybının 4 milyon 181 bin, bakıcı giderinin ise 3 milyon 303 bin olduğu tespiti yapılarak bu bedelin aileye ödenmesine hükmedildi.

Mahkeme, işçinin genç sayılacak yaşta geçirdiği kaza ile bitkisel hayata girmesi, çocuklarının kaza tarihinde 7 yaşında olması gibi durumları gerekçe göstererek 500 bin lira manevi tazminat ödenmesini kararlaştırdı.

– Eşi de kanser oldu

Yunus İltaş'ın eşi Afet İltaş, AA muhabirine, yaşadıkları süreçte davacı olduğu şirketlerden destek göremediklerini söyledi.

Aile olarak psikolojilerinin kötü durumda olduğunu, bu süreçte kendisinin de meme kanseri olduğunu, kemoterapi tedavisine başlayacağını anlatan İltaş, “Eşim bitkisel hayatta, yatıyor, kendinde değil. Beyin ağır travma almış, sürekli uyuyor. Mama yiyor, arada çevirerek fizik tedavi yaptırmaya çalışıyoruz. Hiç konuşma yok, canı gitti resmen. Çocuklar, 'babamız niye böyle oldu' diye üzülüyorlar. Firmanın hiçbir desteği olmadı bize, aramadılar, sormadılar.” dedi.

– “Firma, mağduriyeti karşılamak yerine paranın erimesini beklemekte”

Ailenin avukatı Çiçek Sırma da inşaatta iş güvenliği alınmadığı, file dahi gerilmediği gerekçe gösterilerek firmaya yüzde 95 kusur verildiğini belirtti.

Müvekkilinin kaskı ve güvenlik önlemleri üzerindeyken olayın yaşandığını, o sırada orada bulunması gerekçe gösterilerek yüzde 5 kusur verildiğini kaydeden Sırma, “Tazminatımız yasal faizi, avukatlık ücreti ve dosya masraflarıyla yaklaşık 11 milyon lirayı buluyor. Bu durum ailenin acısını hiçbir şekilde durdurmadı. Bunu icraya koyduk. Ancak firma mağduriyeti karşılamak yerine teminat mektubu koyarak tabiri caizse paranın enflasyon karşısında erimesini beklemekte. Bu nedenle müvekkillerimiz çok daha mağdur ve üzgünler.” diye konuştu.