DOĞANIN SİHİRLİ GÖRSELLERİ

DOĞANIN SİHİRLİ GÖRSELLERİ

Yayın: 16.01.2024 11:25
Paylaş:
A+ A-

DOĞANIN SİHİRLİ GÖRSELLERİ

 

Sihir doğa üstü varlıklar veya yöntemlerle doğayı etkileme olarak açıklanıyor. Sihir olarak gördüğümüz pek çok oluşumun bilimsel açıklamalarına biraz araştırınca ulaşabiliriz. Benim.için doğanın sihirli görselleri doğada bulunan her şey olabiliyor. Elbette en başta gelenleri de gün doğumu tan vakti, gün batımı grup vakti,  gökkuşakları vede auroralardır.

 

Güner’in sözlüğünde gökkuşağının eş anlamlısı suyun ışığı. Evet ona  suyun ışığı diyorum ben … Bugün su ile ilgili bir şeyler yazayım istedim. Hem beslenmeci yanımda, hem ruh ruh diye tutturan tarafımda yer alan bu maddeyle, senelerdir  fazla içli dışlıyım. Kuşkusuz  hepimiz çok içli dışlıyızdır onunla. Su hayattır; hayat onunla başlar ve insanlığın  uzaya gönderdiği araçlar, bir gezegende hayat var mı diye, ilk olarak suya bakar ! .

Hepimizin bildiğimiz gibi, iki hidrojen bir oksijen atomunun birleşmesi suyu oluşturuyor fakat  burada bir sır var ! Allahın hikmeti ! Hidrojen güneşin yakıtı olan yanıcı bir gaz, oksijense yakıcı  Hepimiz ateşin hava ile teması kesilince söndüğünü biliriz; oksijen yokluğunda ateş de yoklaşır, yanmaya devam.edemez. Tuhaf olan durum bundan sonra başlıyor. Mucize gibi bir olay vuku buluyor;  yanıcı ve yakıcının birleşmesi söndürücüyü ortaya çıkarıyor ve

su oluşuyor ! İşte söndürücü olduğu için, hem dıştan uygulamalarla, hem de içip bünyeye dahil ederek, içten uygulamayla, vücut, sıcaklığını onunla kontrol altında tutabiliyor. Bu nedenle yaz mevsiminde bizlere sürekli bol su içmemiz söyleniyor çünki vücutta su azsa sıcak çarpmalarına  daha mukavemetsiz oluyoruz.

Suyu anlatmak bir yazıya sığamaz elbette. O bir kitap konusu. Günlük yaşamda kolaylıkla katısını yani  buzunu,  gazını yani subuharını, sıvısını yani  su halini görebiliriz. Bunların yanında bir de buzun yayılıp genişlemiş hali olan, kar formunu biliriz. Genişlemiş, genişlerken minik parçalara ayrılmış,  püf püf olmuş bir form bu. Herbir tanesinin farklı şekilde olduğu muazzam bir oluşum.

 

Su buharına vuran güneş ışığı ile oluşan gökkuşağına suyun ışığı demem  bilimsel olarak baktığımızda,  pek de doğru değil . Su bizzat kendisi bir ışık oluşturmuyor çünki. Işığın belli açıda su buharından geçerken oluşturduğu bir renk kuşağı o. Belki su ışığı demek daha doğru. Yine de hoşuma gidiyor bulduğum isim. Afilli geliyor,  janjanlı, parıltılı bir isim ! Parıltı iyidir, insana perileri hatırlatır. Peri anımsamaları ise olumlu bir güç oluşturur, iyimserlik getirir ruha. Onlar, ellerinde minik değneklerle iyilikler yapan güzel kadınlar olarak sembolleşmiştir zihnimizde. İlk önce  külkedisi masalını, sonrasında da Peter Panı hatırlatır. Peter Pan’daki biraz kaprisli ve kıskanç minik peri Tinker Bell pek sevimlidir.  Su  ışığını  Adana’da görüp fark ettim. Seyhan barajına her gittiğimde, hep aynı yerde aynı şekilde onu görmek, su ışığı olduğunu fark etmeme sebep oldu. Baraj kapaklarından salıverilen su büyük bir taşa çarpıyor, su minik parçalara bölünerek havaya karışıyor ve tam da bu noktada yedi renkli kuşak görünüyordu. Bu kuşakta  işte doğanın bir sihiri. Kısa bir  süre görünüp kaybolsa da yaşamımımıza iyilikler, güzellikler getiren bir oluşum. Hepimiz çok severiz onu. Görmek mutlu eder ruhumuzu. Şans getirdiğine inanırız. İyiye yorarız varlığını. Gökkuşağı açısından şanslı evlerde oturmak nasibimdeymiş. Safranboludaki evimin önünde yer alan kanyon boşluğu, burada sık sık gökkuşağı oluşturur. Kuşadasındaki evde ise, her sabah belli saatlerde balkona vuran güneş ışıkları, balkon camından geçerken, mutfağın içine doğru gönderiyor renkkuşağını. Haliyle samimi olduk onunla. Selamlaşırım her sabah kendisiyle, gidene değin bir sohbet bir muhabbet gider aramızda. Işığın yedi rengi, dünyanın doğa harikalarından birisi; onunla konuşmak, evinde ağırlamak kolay iş değil. Kendisine  söyledim bendeki ismini, biliyor epeydir fakat bu yazıyla oluşan  minik değişiklikten henüz haberi yok. İlk buluşmada söylerim kendisine isminin, su ışığı olduğunu.

Renkler ne kadar muhteşem yapıyor dünyamızı, içlerinden herhangi biri olmasaydı nasıl olurdu bu yeryüzü düşünebiliyor muyuz !… Nasıl olurdu bu dünyadaki yaşam, tasavvur edebilir miyiz?!!! Dünya üstünde var olan her şeyin kıymetini bilerek kullanmak ve korumak insana düşen asli görevlerden birisidir. Bu görevi ne denli yapabildiğimiz dünyamızın geldiği bugünki durumundan belli oluyor zaten. İnsan diğer canlılar arasında  hoyratlığı, değer bilmezliği ve de nankörlüğe ile ün yaptı kendisine. Tüm hayvanlara, bitkilere, dağa, taşa, toprağa, suya ve de ışığa… Işığın dalga boylarıdır renkler. Işığın frekansları da diyebiliriz onlara.

Biz beslenmeciler sürekli renkli beslenmeyi tavsiye ederiz çünki her bir renk vücut için ayrı bir panzehir ihtivasıdır. Aynı şekilde hayatımızın her alanında yer vermediğimiz, dışladığımız  her bir renk de  ruhumuzu panzehirsiz bırakır. Günbegün toksinlenir, yaşam enerjimizi yavaş yavaş kaybederiz. Ruhun lambasının ışığını kısarız aslında. Göz ışıkla görür, az ışıkta daha az görür. Az gören de haliyle az gördüğü oranda, az bilir. Ruhun gözünün ışığını azaltmak, evrenin bir parçası olan insan ruhunun evrenin ruhu ile bütünleşmesini bloke eder. . Neşemiz gider attaya ve bizler bu gidişin belki nedenini bile anlayamayız. Ruhun coşkusu uçup yoklaşır benliğimizde, çünki renkler hem bedeni hem de ruhu besler. Renklerin ; insan yaşamındaki kullanımını gösteren  öğretilerin varlığı, ne derece önemli olduklarının bir ispatı olsa gerek diyerek yazımı sonlandırmak istiyorum.Sevgilerimle

Dyt.Güner Erbay

 

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

“Hayvan Hayat Sigortaları Eksper Tekamül Eğitimi” Tekirdağ’da gerçekleştirildi

Anadolu Ajansı
Yayın: 09.05.2024 08:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – TARSİM, Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sistemi kapsamındaki yeni uygulamaların tanıtılması ve TARSİM eksperlerinin bilgi birikimlerine katkıda bulunulması amacıyla “Hayvan Hayat Sigortaları Eksper Tekamül Eğitimi” düzenledi.

TARSİM'den yapılan açıklamaya göre, Tekirdağ'da düzenlenen eğitimde, risk inceleme ve hasar tespit işlemlerinde dikkat edilmesi gereken hususlar, Devlet Destekli Hayvan Hayat Sigortalarında 2023 yılı değerlendirmesi, 2024 yılı yenilikleri başlıklı sunumlar gerçekleştirildi, eksperlerin konuya ilişkin soruları yanıtlandı.

Açıklamada etkinlikteki konuşmasına yer verilen Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Tarım Sigortaları ve Doğal Afetler Daire Başkanı ve TARSİM Yönetim Kurulu Üyesi Kamil Özdemir, TARSİM'in her geçen yıl artan başarısında eksperlerin çok önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayarak, dünyadaki diğer ülkelere de tarım sigortacılığı alanında rol model olduğunu aktardı.

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Hayat Dışı Düzenleme Daire Başkanı Işıl Şekerci Konya da Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sistemi'nin gelişimine değinerek, eksperlere görevlerinde başarılar diledi.

TARSİM Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi Genel Müdürü Bekir Engürülü de küresel düzeyde yaşanan iklim değişiklikleri sebebiyle şiddeti ve frekansı giderek artan çeşitli risklere ve doğal afetlere karşı, tarımın sürdürülebilirliği için her geçen gün önemi artan TARSİM hakkında bilgilendirmelerde bulunarak, risk inceleme ve hasar tespit süreçlerinin sistemin devamlılığı açısından önemini belirtti.