Filyos Limanı Temeli Bu Ay Atılacak Mı?

Filyos Limanı Temeli Bu Ay Atılacak Mı?

Yayın: 07.11.2016 09:05
Paylaş:
A+ A-

AK Parti İl başkanı Timurçin Saylar; geçtiğimiz günlerde Filyos projesi temel atma töreninin Ekim ayı veya en geç Kasım ayı içerisinde Başbakan Binali Yıldırım’ın da katılımıyla gerçekleşeceğini müjdelemişti.

Endüstri bölgesi ilan edilen Filyos Vadi Projesi için Başbakan Binali Yıldırım Ekim ayında veya en geç Kasım ayında temel atma törenine geleceği bildirilmişti.

Filyos Limanın ihalesi 2014 yılının 18 Mart tarihinde yapılmış, iki yılı aşkın süre geçmesine rağmen kamu ihale kanundaki bazı eksiklerden dolayı firmaların yapmış olduğu itirazlar sonucu çözüm mahkemelere kalmıştı.

Sonuçlanan mahkeme kararları ve düzeltmeler sonrası tekrar yapım aşaması için harekete geçilen Filyos Limanı için önümüzdeki Ekim ayı içerisinde Başbakan Binali Yıldırım’ın temel atma töreni için Filyos’a gelebileceği ve limanın temelinin atılacağını öğrenildi.

Filyos projesinin Batı Karadeniz hatta tüm Anadolu için önemli bir proje olduğunu belirten TSO Karabük Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özcan; “Projenin başlaması ile Eskipazar Sanayi bölgesinin öneminin ne olduğu daha iyi ortaya çıkacak, kentin bir çok yatırım projesi adeta hortlayacak inşallah” açıklaması da dikkatleri çekti.

AK Parti Karabük İl Başkanı Timurçin Saylar geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaparak; ” Sayın Başbakanımızla İl Başkanları toplantısında bu konuyu görüşme imkanımız oldu, Karabük,Zonguldak ve Bartın olarak gerçekten çok önemli bir yatırım ve biliyorsunuz yer teslimi yapıldı. Filyos Limanı için şimdi firma orada bir şekil alsın, işler termin programına göre sıralasın, Ekim olmadı Kasım ayı içinde Sayın Başbakanımızın programı dahilinde temel atılacak inşallah, Sayın Başbakanımızın bu etapta süreyi nasıl geri çekeriz düşüncesi de var, bunlar teknik aşama ve neler yapılabilir bakılacak, 4 yıllık süreyi 750-800 güne çekebilirsek müthiş olur ama dediğim gibi bunlar teknik aşama önümüzde teknik olarak hangi şartlar var değerlendirilecektir” ifadelerine yer vermişti.

Bu gelişmelerin ardından, Ekim ayı içerisinde gerçekleştirilemeyen teme atma töreninin çok büyük ihtimalle bu ay içinde gerçekleşmesinin beklendiği de gelen haberler arasında yer alıyor.

2 kişi görüş bildirdi

  1. Gönderen

    Filyos limanının temelinin atılması önemli değil. Filyos limanı için ne kadar ödenek ayrıldığı önemli. Ödenek için de, bir haber yapın lütfen. Konuştuğunuz yetkililere ödenek durumunu sorulsa hiç de fena olmaz……

    Filyos limanı için 2016 yılı da artık kayıp yıllar arasına katıldı. Bu ay bütçe görüşmeleri yapılacak. Önümüzdeki sene Filyos için ne kadar ödenek ayrılacak gazeteciler onun peşine düşsünler. Müteahhite para verilirse, günde 8 saat değil, aydınlatma yapar, vardiya ekipleri kurar ve 24 saat çalışır…..

    Bu arada müteahhit firma inşaat alanında ufak tefek çalışmalara başlamış galiba. Şantiye kuruyormuş…

  2. Filyos

    Filyos Limanı temeli bu defa hakikaten atılır inşallah. Hayırlısı. Ama nerden baksanız bu limanın tamamlanması en az beş yıl. Bu süre zarfında Karabük ve Kardemir çok iyi hazırlık yapmalı. Liman bittikten sonra bir de yıllarca yeni lojistik şartlarına uyum için beklenmemeli. Stok alanları, demiryolu hatları, vagonlar, bağlantı hatları , yükleme boşaltma alanları, yeterli iş amkineleri , ekipmanlar vs için gerekli yatırımlar şimdiden yapılmalı. Kaybedilen zamanı bir de hazırlıksız yakalanarak kaybetmemek lazım. Şimdiden Filyos Limanı yapılmış gibi simülasyon yapıp gerekli her türlü adımı atmak lazım.

Bir Yanıt Yazın Yanıtı İptal Et

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Karabük’te “Hız ve Alkol” Tehlike Saçıyor

Yayın: 28.04.2024 20:51
Paylaş:
A+ A-

Özel bir sürücü kursunda yöneticilik yapan Trafik Öğretmeni Mehmet Çetin, Karabük trafiğinin çözüme ulaşması için eğitim, denetim ve alt yapı konularının acilen masaya yatırılması gerektiğini işaret etti.

Son yıllarda artan kazaların hep belirli yollarda olması, o yolların alt yapısının yeniden düzenlenmesi ile ilgili ipucu verdiğini de açıkladı. Eğitim konusunda hiç tahammülümüzün olmadığına da değinen Öğretmen Çetin konuşmasında şunlara değindi: “Trafiğin çözümü üç noktada düğümlenir. Bunları eğitim, denetim ve alt yapı olarak sıralayabiliriz. İnsanı insan yapan değer eğitimdir. Eğitimin temeli de insana değer ve saygıdır. Trafik kurallarını, normal ahlak ve görgü kurallarından farklı düşünmeyeceğiz. Trafik, belli kurallar çerçevesinde bir paylaşım olayıdır. Burada zamanı, otoparkı, kavşağı ve yolu paylaşırız. Günlük hayatta çok basit gibi gelen maç kuyruğunda 10 kişinin önüne geçen birisini, araç kullanırken aynı davranışı yolda sergilemesi gayet doğaldır. Bu şekilde bir davranış sergilemek burada da ahlaki bir davranış, kul hakkı yeme gibi bekleyen 10 kişinin zamanını çalma gibidir. Bunun gibi birçok şeyi söyleyebiliriz. Sadece bununla da bitmiyor. Trafikte çift taraflı düşünmeliyiz. Trafikte kurallara dört dörtlük uymanız da yeterli değil, iki yönlü yolda Karabük Yenice yolunda örneğin, birisinin yapacağı hatalı bir sollama başka birinin hayatına mal olabiliyor. Ya da kurallara uyuyorsunuz, alkol almıyorsunuz. Ama alkollü birisi gelip size çarpıp, sizi bulabiliyor. Trafik kurallarına herkesin uyması gerekiyor. Uymayan bir kişi herkesi ilgilendiren bir hata ile karşımıza çıkabiliyor. Bunun için direksiyona geçmeden düşünmeliyiz. Benim yapacağım en küçük bir hata birinin veya birilerinin hayatına mal olabilir. Her yaya sürücü değildir. Sürücü, hem yaya hem de sürücü olarak duygudaşlık (empati) kurarak trafiğe çıkmanın bilincinde olmalıdır. Burada kaza yapınca hemen acaba suçlu mu oluruz diye değil, insan hayatını düşünerek hareket etmeliyiz. Karşımızdaki kişi veya kişilere yardımcı olmayı erken müdahale ile karşınızdakini yaşatabileceğimizi unutmayalım. Hiçbir suçunuz olmasa bile böyle bir olay ile vicdan azabı çekeriz.”

Eğitim Saati Az

“Günümüz insanı biraz sorunlu, kafaları hep meşgul olabiliyor. İyi bir sürücü yaya geçidini bile izlemek zorundadır. Mesele suçlu olma ya da olmama meselesi değildir. Burada söz konusu olan bir canlı hayatıdır. Sürücüler şunu unutmamalı, 90 km ile giden her araç 1 saniyede 25 metre yol alıyor. Eğimsiz bir yolda, dört dörtlük bakımlı bir araba, azami hızla etkili fren, argo tabiriyle kazık frenle yani ani frenle 72 metre de durabiliriz. Bunu sorduğunda ben 3 metrede 2 metrede dururum diyenler olacaktır. Bunu sürtünme katsayısı ve asfaltın karlı, yağışlı, kuru, nemli ve buzlu yüzeyinde ağırlık transfer, ivme ve sürtünme ile hesaplıyoruz. Biz araç kullanmayı yürütme olarak algılıyoruz. Bir aracı yürütmekle kullanmak çok farklı şeylerdir. 11 günlük teorik eğitimle, 15-20 saatlik direksiyon eğitimi ile şoför olunmaz. Olunur diyen de yalan söyler. Gerçekçi olmalıyız. Ama bu kadar eğitime bile bazıları çok fazla diyerek tahammül edemeyenler oluyor. Çünkü başkalarının hayatına sebep olabileceği hiç aklından bile geçmiyor.”

Cahil Cesareti

“Bugün başımıza ne geleceğini bilmeden rahatça kurallara uymayabilirsin. Ya da benim başıma böyle bir olay gelmez de diyebilirsin. Ama inanın bunların çoğu cahil cesareti. Yapacağı davranışın sonunun nereye geleceğini bilmiyor. Bugün Karabük’te 80 bin civarında araç var. Sadece 78 plakalı araçları kastediyorum. Alt yapıda pek bir artış yok. Dar bir alanda 56 bin üniversite öğrencisi olan 200 bin nüfuslu bir şehirde daha sabırlı, daha eğitimli, daha empati kurarak belki trafiğe özel araçla değil, toplu taşımayla çözüm bulunabilir.”

Karabük’te Hız ve Alkol Çok Fazla

Kardemir kavşağı ve balıklar kayası mevkiinde trafik kurallarına uymanın önemine ve dönel kavşak içindeki araçların önceliğinin olduğunu kaydeden Çetin, Medikar Hastanesi önündeki kontrolsüz yaya geçişinin tehlike yarattığını dile getirdi. Karabük’te hız konusu çok önemli. Karabük Yeşil Mahalle, çevre yolu, Bulak yol ayrımına kadar 82 km., Safranbolu Terminali’nden Bulak yol ayrımına kadar 70 km. ile sınırlandırılmış. Vatandaşlar buradaki levhaya hiç dikkat etmiyor. Bu kazaların büyük çoğunluğu Safranbolu-Karabük arasında oluyor. Karabük’te akşam saat 19.00-20.00 arası hayat duruyor. Safranbolu’ya giderek, alkol tüketiminin de arttığı saatler başlamış oluyor. Alkol kontrollerinin sıklaştırılması önem taşıyor. Gece yapılan kazaların çoğu alkol kaynaklı olduğu öğreniliyor. Şu an tek gözü görmeyen, renk körü, görmede kusuru olanların bile trafiğe çıkmasına imkan tanınıyor. Önceden şaşı olana ehliyet verilmezdi. Ama şu an bunu görüyoruz. Kişiye özel araç kullanmanız söz konusu olamaz. Trafikte hakkınızı değil, aklınızı kullanacaksınız. Yolların kralı yoktur, kuralı vardır. Trafikte birini sakat bırakmak ya da öldürmenin cinayetten bir farkı yoktur. Toplum olarak eğitimi pek sevmiyoruz. Şu anda 67 saatlik teorik eğitim 34 saate düştü. Yani 11 günde teorik eğitim bitiyor, buna bile tahammül edemeyenler var. Temelinde eğitim eksikliği yatıyor. Trafik kurallarının iflas ettiği yerlerde var. Kamyon şoförünün otomobil sürücüsüne yol vermesi gerekirken, otomobil kamyona yol veriyor. Özellikle motosiklet sürücüleri 50 cm alandan geçmeye çalışıyor. Kural olarak otomobil kullanan neye uyuyorsa sen de uyacaksın. Trafik ışıklarında zamanla yarışan kuryeler, makas tabir edilen hareketlerle geçişleri yapmaması gerekiyor. Bir de düğün konvoylarının alt geçitte, tünelde bu kamuya açık alanları kapatma lüksleri hiç yok. Bu o kadar tehlikeli ki, ambulans, itfaiye geçişin 2 dakika gecikmeyle ölümle sonuçlandığını düşünün. Avrupa’da böyle bir görüntü asla olamaz. Belen Köy yolunda tam tepeye çıkışta, o yolu bakkalın önünden dönüş vererek tek yönlü hale getirmek gerekiyor. TOKİ, Polis Okulu, Organize Sanayi’nin yoğunluğunu böylece rahatlatacaktır. Kavşağın yükünü de azaltmak için Balık Pazarı’nın önünden postane yoluna dönüşü ışıklarla sağlamak gerekir. 200 Evler’den de Çarşı’ya arabayla gelinmesi bana göre lüzumsuzdur. Safranbolu’dan Karabük, Bartın ve Kastamonu yol çıkışlarında yollarımıza daha çok uyarı levhaları konulması, ışıklı levhalar, çok şeritli yollarda zeminin tırtıklı yapılması da uygun görülebilir. Karabük’e hafif raylı sistemli bir ulaşım ağı yapımı gerekiyor. Ancak toplu taşımacılıkla trafik sorununu çözebiliriz. Bugün Eskişehir örneği var, bunu uygulayabiliriz. Bisiklet yolları ve kullanımı da umarım artar.” ifadelerinde bulundu. (Esra Oğuzkağan Özkan)