Yenice ilçesinde doğup büyüyen Ali Karakaş, ilçede 30 metrekarelik bir atölyede 1991 yılında başladığı sandalye üretiminde azimle çalışarak sektörün en önemli üreticilerinden olmayı başardı. Çaycuma Organize Sanayi Bölgesine kurduğu fabrikalar ile 6 kıtaya sandalye masa ve ekipmanları ihracatını yaparken, çok sayıda istihdam sağlıyor. 67 yaşındaki Ali Karakaş “Hiç yılmadım diyerek" "Bir sandalyeyi yere sağlam bastırmak yıllarımızı aldı. Ama ben ve ailem yılmadı her geçen gün iyisini yaptık. Çok şükür şimdi ahşap ve plastik sandalye masa ve ekipmanları sektöründe Türkiye'nin adını tüm Dünya'da duyurduk. Başarımızın sırrı ise yaptığımız işi ve ülkemizi sevmekti. 3 oğlum ve eşimin desteğiyle birlikte, doğru ilkelerden vazgeçmeyerek azimle çalışarak başardık." diyor. 30 METREKARELİK YERDEN 62.468.39 METREKARELİK FABRİKAYA Sandalye fabrikasını 2011 yılında Çaycuma Organize Sanayi Bölgesine taşımak zorunda kaldığını belirten Karakaş büyüme hikâyelerinden kısaca böyle söz ediyor; "Doğup büyüdüğüm ilçeme fabrikamızı büyütmek istedim, ama bazı nedenlerle olmadı, zorunlu olarak Çaycuma ilçesine gitmek zorunda kaldık. 2011 yılı itibariyle Çaycuma Organize Sanayi Bölgesi'nde istihdam sağlayarak ailece yeni fabrikalar açtık. Zaman içinde işimizi geliştirerek fabrika sayımızı artırdık." TÜRKİYE'DE İLK DEFA TİFFANY SANDALYE ÜRETİMİNİ YAPTI Türkiye'de ilk defa patentli Tiffany ahşap ve plastik sandalye üretimini de yaptıklarını belirten Karakaş ihtisaslaşma sürecini şöyle açıklıyor; "Dördüncü fabrikamızı kurma aşamasına gelirken, Gebze İMES Organize Sanayi Bölgesi'nde Çin ortaklı enjeksiyon makineleri kalıp fabrikası kurduk. Plastik ve ahşap üretilebilecek modüler mobilya ve oturma grupları dâhil her türlü imalatı yapabilecek usta ve CNC makinalarına sahip olmamıza rağmen bu iş kollarına girmeyip sadece bir konuda ihtisaslaşmaya yöneldik. Masa ve sandalye üretiminde Türkiye'de ilk 5 firma arasındayız. Hedefimiz ise birinci olmak. Bunun için de çalışmalarımız tüm hızı ile devam ediyor. Amacımız dünyada sandalye üreten ilk 10 firma arasına girmek." 6 KITAYA İHRACAT YAPIYORUZ 6 kıtadaki ülkelere sandalye ve masa ihracatı yaptıklarını belirten Karakaş, "Tam kapasiteli çalıştığımızda fabrikalarımızda günlük 5 düğün salonuna yetecek sandalye üretimi yapıyoruz. Ürettiğimiz sandalyelerin altı kıtaya ihracatını yaparak ülkemize döviz girdisi sağlıyoruz.Türkiye'de önemli onlarca açılışta ürettikleri sandalyelerin kullanılıyor; "Mesela Cumhurbaşkanı Külliyesi açılışında; Avrasya Tüneli, Beşiktaş Vodafone Arena Stadyumu, açılışlarında ürettiğimiz sandalyeler kullanıldı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Çankaya Köşkün'de, eski ABD Başkanı Barack Obama'nın yemek yediği evinde, Libya'nın eski lideri Kaddafi'nin sarayında, ülkemizi ziyaret eden İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth'in onuruna Cumhurbaşkanlığı'nda verilen yemekte ürettiğimiz sandalyeler kullanıldı. Türkiye'nin bazı bölgelerindeki küçük ve büyük düğün salonlarında, otellerin yemek salonları ve odalarında ürettiğimiz sandalyeler kullanılıyor. Tam kapasite de çalıştığımız takdirde günlük üretimimiz 5 Bin adet ve 150 yakın modellimiz mevcut." PLASTİK HAMMADDESİNİ DAHA UCUZA MAL ETME ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR Karabük Üniversitesi ile plastik hammaddesinin daha ucuza nasıl mal edebiliriz çalışmalarının sürdüğünü belirten Ali Karakaş" Plastik ham maddesini yurt dışından döviz karşılığı alıyoruz. Bu hammaddeyi biz yerli üretim ile daha ucuza mal etmek için çalışmalar içindeyiz. Bu konuda Sandalye Fabrikası olarak Karabük Üniversitesi ile işbirliği içine girdik. Karabük Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi ile çalışmalarımız var. Böylece hem plastik hammaddesini daha ucuza mal edeceğiz. Bu olay hem ülkemizin döviz kaybını önleyeceğiz, sandalye üretimlerimizi daha ucuza mal etmiş olacağız" ÜLKEMİZİN KALKINMASININ TEK YOLU ÜRETİM + İSTİHDAM = İHRACAT Ülkenin kalkınmasının tek yolunun üretim, istihdam ve ihracat olduğunu belirten Karakaş "Başarılı olmanın yolları hedef koymak, sabırlı olmak ve çalışmaktır. Bu başarıyı elde etmemde ailemin ve 3 oğlumun bana verdiği destek de çok önemli oldu. Başarı ben değil biz diyerek elde edilir. 1925 yılında ilk Türk uçağını üretip, uçuran Vecihi Hürkuş'un azmini ve ülkesinin kalkınması için verdiği mücadeleyi örnek aldım. Ülkemizin üretim gücüne sekte vuran çok fazla şey yaşadık, gördük. Artık düşünme, geliştirme ve var etme zamanı. Üretim için Ar-Ge olmazsa olmaz. Biz de Ar-Ge ve tasarım konusunda daha büyük ve planlı adımlar atma yoluna girdik. Bu güzel ülkenin kalkınmasının tek yolu akılcı üretim, istihdam ve ihracattır."