Avatarı
Halil Kızılyer kaleminden...

HAYIFLANMAK…!

Halil Kızılyer tarafından
02 Şubat, 2022 20:46 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:08
A+ A-

HAYIFLANMAK…!

Bu yazının konusu, Karabük muhtevalı, geçmişe dönük bir literatür taraması yapmaktır. Biz yaptığımız bu çalışma ile Karabük gerçeğini daha yakından tanımak olanağı bulduğumuz için, bunlardan bazılarını siz okuyucularımızla bu köşeden paylaşmak istedik. Geçmişe yönelik yaptığımız literatür çalışmaları sonucunda Karabük’le ilgili olarak ulaştığımız en önemli saptamalardan birisi şu oldu: Karabük, kültür hayatı ve bununla ile ilgili gelişmelerin/çabaların oluşturulması açısından geçmişle kıyaslanmayacak derecede geri kalmış bir kent konumundadır. 2000 yıllardan başlayarak günümüze ulaşan bu 22 yıllık süreç içinde Karabük’te gelişmeleri yazıya geçirme ve değişiklikleri kaydetme adına hiçbir çaba içine girilmemiş olması düşündürücü bir durumdur. Belki de bu durum… Karabük’ün, bulunduğu mevzilerden geri çekilmesinin ya da bu mevzileri kaybetmesinin acı hüznünün tarihsel bir gerçeği olarak ta yorumlanabilir. Geçmişe dönecek olursak… Karabük mahalle iken belediye teşkilatını oluşturmuş(1939)… Nahiye iken kendi adına mecmua çıkarmış(1944)… 1951 ‘de yine nahiye aşamasında iken gazete yayımlamaya başlamıştır. Bir kentin sosyo-ekonomik ve kültürel hayatını incelemek için bol miktarda yayın yapılmış olması gerçekten günümüz açısından dikkatle göz önünde tutulması gereken ilgi çekici bir durumdur. Ekonomik durumun iyi olması ile bir kente verilen önem arasındaki ilişkiyi bu literatür taramaları sırasında rahatlıkla görmekteyiz. Karabük’ün kuruluşunun 25.yıl kutlamaları çerçevesinde İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne bağlı olarak “Karabük Araştırmaları Merkezi “ adı altında bir birimin kurulması… Bu fakültedeki akademisyenlerin,Prof.Dr.Z.Fahri Fındıkoğlu,Prof.Dr.Orhan Tuna,Prof.Dr Cavit Orhan Tütengil,Prof.Dr.Amiran Kurtkan ve onların görevlendirdiği öğrencilerin ki , bunların en ünlüsü sosyolog Uğurol Barlas’tır,tez hazırlamak için Karabük’ü tercih etmeleri gerçekten övünülecek bir durumdur. Tarihe damgasını vurmuş ancak,Türkiye’nin ilk ağır sanayi kenti olmuş bu yerleşim alanı ile,bugünkü Karabük arasında anlam yitikliğinin olduğu görülmektedir. Bu literatür çalışması sırasında,geçmişe bakarak yapılanları ve yazılanları gözden geçirdiğimizde hüzünlendik,ürktük ve bir kentin neden bu kadar sahipsiz bırakıldığına hayıflandık…! Şimdi bu kaygı bize şu başlık altında bir kitap çıkarma düşüncesini uyandırdı.Karabük:”Bir Kentin Doğuş,Yükseliş ve Gerileyişinin Tarihi”… Düşündürücü değil mi?.. İyi ama… Bu ürkütücü tablo karşısında ;Karabük için söylenegelen bazı sloganların o halde ne anlamı kalıyor… ”Cumhuriyet Kenti Karabük”, ”Ağır Sanayinin Başkenti:Karabük”…” Türkiye’yi İnşa Eden Kent:Karabük”… Bir kenti yüceleştirme adına söylenmiş bu sözler doğruysa,birikimi geleceğe taşıma konusunda hiç çaba gösterilmemiş olmaması düşündürücü değil midir?... Geçmişe yönelik Karabük bilgisi ve referansları, kaynaklar anlamında çok çeşitlilik göstermektedir. Bize düşen görev,geleceğin Karabük’ünü tanımlama ve oluşturma noktasında bu çeşitlilikten ve birikimden yararlanmaktır. Artık kentler,yeniden tanımlanmaya,değişik ölçekteki ilişkiler ağı içinde değerlendirmeye uğramaktadır. Bu değerlendirmeye de geçmişteki birikimler kaynak oluşturmakta ve yön vermektedir… Ancak dününü unutmuş,birikimlerini kaybetmiş Karabük bugün merdiven çıkarken zorlanmaktadır. Söylemek gerekirse… Nefes nefese kalmaktadır. Hatta… Koltuk değneklerine ihtiyaç duymaktadır.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorumlar

  1. Hür irade

    Akp ve Mhp Karabük’lünün bacaklarını kırdı sonrada baston verip teşekkür edin bize diyor, saf Karabük halkida bunu yiyor.

Yeni yorumlara kapalı.