Iğdır’da göçten dönen küçük akbabalar görüntülendi

Iğdır’da göçten dönen küçük akbabalar görüntülendi

Yayın: 15.04.2023 11:50
Paylaş:
A+ A-

Iğdır’da, Afrika göçünden dönen küçük akbabalar kamerayla kaydedildi.

ünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliğince (IUCN) nesli tükenen türler arasında kırmızı listeye alınan küçük akbaba (neophron percnopterus) Iğdır’daki çorak arazilerde yaşıyor.

Tuzluca ilçesinin Türkiye-Ermenistan sınır hattındaki alanlarda yaşam alanı kuran küçük akbaba, her yıl kış aylarını geçirmek için Afrika’ya göçüp baharda ise geri geliyor.

Avrupa’da soyu neredeyse tükenen, Asya ve Afrika’nın bazı bölgelerinde görülebilen küçük akbaba, Türkiye’de gözlemlenen önemli türler arasında yer alıyor.

Doğaya sunduğu katkılarıyla bilinen ve koruma altına alınan küçük akbaba, havaların ısınmasıyla Iğdır’daki yaşam alanına döndü.

Üreme ve beslenme alanı olarak kullandığı bölgeye gelen küçük akbabalar, AA ekibince görüntülendi. (AA)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

BİR MÜTEREDDİT DÜNYAMIZ

Yayın: 04.07.2024 10:23
Paylaş:
A+ A-

BİR MÜTEREDDİT DÜNYAMIZ

Yaz aylarına, tatile girmeden başladığım kitaplardan birkaçı Peyami Safa’ya aitti. Onun “Eğitim, Gençlik, Üniversite” başlıklı kitabından çok faydalandım. Hatta bu kitapta Peyami Amca’yla fikirlerimizin azami derecede uyuştuğunu ve derdime tercüman olduğunu da söylemem gerek. Yeni Maarif Modelimizin değerlendirilmesi sürecinde bu kitabın elime geçmesi de tesadüf değildir diye düşünüyorum.

Hiç tereddüt etmeden, Ötüken Yayınları’nın güzel indiriminden aldığım diğer kitaplardan biri de Cengiz Aytmatov’un Toprak Ana’sıydı. Toprak Ana’yı bitiremediğimi itiraf ediyorum ama sırada o var. Toprak Ana’da iki ana var biliyorsunuz: birincisi bildiğimiz Toprak Ana, diğeri Tolganay Ana. Romanında savaş zamanında insanların yaşadığı sıkıntıları, cephede kaybedilenlere acıları ve ayrılıkları anlatıyor Aytmatov.

Bitirdiğim ikinci Peyami Safa kitabı ise “Bir Tereddüdün Romanı” idi. Romanda muharrire ek olarak iki kadın karakter de yer almakta. Birincisi, bir kitabı yer yer okuyan Mualla. İkincisi ise, adının gerçek olup olmadığı bile tereddütte olan Vildan. Bu kadın karakterlerin yolu bir şekilde yine adı verilmeyen yazarla kesişiyor. Peyami Safa’nın karakterlerinpsikolojik tahlillerini ne kadar ustaca göz önüne serdiğini romanında görüyorsunuz. Özellikle İtalya’dan çıkıp gelen, hayatı ve duygularını uçlarda yaşayan Vildan’ın bana, Sebahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sını hatırlattığını ya da çağrıştırdığını söylemeliyim.

Bir Tereddüdün Romanını bitirdikten hemen sonra,Haziran’ın25’inde Safranbolu Belediyesi’nin Leyla Dizdar Kültür Merkezi’nde gösterilen “Kadınlar, Filler ve Saireler” isimli tiyatrosunu izledim. Fazla spoiler vermeden oyunda üç kadın karakter olduğunu belirtmeliyim. Hatta “evlilik” mevhumu kapsamında mağduru oynayan kadın karakterlerin birbirinden habersiz ortak rüyalarına bile girdiklerini görüyorsunuz. Devlet Tiyatroları’nın bir eseri olan oyunda salon hınca hınç doluydu.Bu tür etkinliklerin Safranbolu’muzun vizyonuna ve kültürüne olumlu katkılar sağladığı göz ardı edilemez elbette.

Tiyatro sonrası eve dönerken minibüste oturan bir yaşlı çift gördüm. Gerek giyimleri gerek birbirleriyle iletişimleri olsun hiç de bu dünyadanmış gibi görünmüyorlardı.Uzun bir yaşamı paylaştıkları her hallerinden belli olan bu çift bambaşka bir dünyanmış hissi verdiler bana. Belki de uzun zamandır gidemediğim bir tiyatro oyunun hâlâ etkisindeydim.

Gelelim yaşlı ve yalnız dünyamıza. Küresel ve bölgesel çapta savaşların, istilâların, kıyımların, soykırımların ve sonuç olarak ölümlerin devam ettiği bir dünyanın içinde yaşamıyor muyuz? Hiç tereddüt edilmeden insanların canına saldırılıyor kaç aylardır.

Sonuç olarak acaba, Dünyamızmikro düzeyde kendi ekseni etrafında dönmektenve makro düzeyde Güneş’in etrafında salınmaktan ne zaman tereddüt gösterecek onu belki bizler görmeyeceğiz.

Satılmış Ümit ÇETİNKAYA

27.06.2024

Karabük