Yapay zekâ etiketi olmasa, bu teknoloji ve onun sunduğu olanakları tam olarak anlama şansımız olmayacak.

Son yıllarda yapay zekâ ve robot teknolojilerinin iş dünyasındaki yerinin giderek artması, işgücü piyasasında önemli değişimlere yol açıyor. İnsanların yerini alabilecek veya iş süreçlerini önemli ölçüde dönüştürebilecek bu teknolojiler, hem fırsatlar sunuyor hem de endişeleri beraberinde getiriyor. Yapay zekâ destekli robotlar, özellikle rutin ve tekrar eden işlerde insanların yerine geçerek verimliliği artırabilir. Artık öyle bir çağda yaşıyoruz ki, hayatımız neredeyse yapay zekâ ve robotlarda ibaret. Hayatımızı kolaylaştırıyor, işlerimizde bize yardımcı oluyor. Üretim hatlarında, lojistikte ve müşteri hizmetlerinde yapay zekâ uygulamalarıyla robotların kullanımı yaygınlaşıyor. Ancak bu durum, bazı iş gücü segmentlerinde iş kaybına neden olabilirken, teknolojiye uyum sağlayamayan birimlerin kaybolmaya yüz tutmasına ramak kaldı. Geleneksel çalışanlar için de zorluklar yaratabilir. Ayrıca, yapay zekâ ve robotların insan etiği üzerindeki etkileri de tartışma konusu. İnsanlaşan robotlar veya duygusal yapay zekâ sistemleri, etik ve sosyal normlar açısından yeni sorular ortaya çıkarıyor. Bu teknolojilerin etik kullanımı ve insan haklarına uygunluğu da sürekli olarak gözden geçiriliyor. Örneğin Günay Kore’de temizlik işçisi bir robot, iş yükü fazlalığı nedeniyle kendini merdivenden atmıştı. Robotun kartını incelemeye alan firma, bakalım ne gibi sonuçlarla karşılaşacak. Bu robotun sonuç raporları henüz açıklanmadığı için insanlığı neler bekliyor bilinmiyor. ChatGPT ile hazırlanan metinlerinde birbirini tekrar eden cümleler çok fazla kullanılıyor. Özellikle chatgpt, yapay zeka ile ilgili gelecekte ciddi olarak etik ve güvenlik konularında endişe taşıdığına yer veriyor. Uzmanlar, yapay zekânın ve robot teknolojilerinin işgücü piyasasındaki dönüşümünü anlamak ve yönetmek için eğitim, politika düzenlemeleri ve iş gücü planlaması konularında önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Gelecekte, bu teknolojilerin insanlarla birlikte nasıl çalışabileceğine dair adil ve sürdürülebilir bir vizyon geliştirilmesi önem taşıyor. Yapay zekâ ve robotların gelecekteki rolü, teknoloji ve toplum arasındaki dengeyi sağlamak amacıyla her geçen gün yeni gelişmelerle şekilleniyor. Günümüzde veri analizi alarak finans, spor sonuçları, makale yazma, ödev yapma, dil çevirileri, sesli asistanlar, görüntü tanıma, oyun geliştirimi, müşteri hizmetleri, kişisel öneri sistemlerinde yapay zekânın günlük yaşama nasıl hızlıca yerleştiği görülüyor. Yapay zekâ algoritmalarının artık her yaşta ve her alanda peynir ekmek gibi tüketildiğini görmek, gelecekteki konumunu özellikle etik ve güvenlik konularında kritik seviyelere taşıyor. (Kaynak: Yağmur Tozduman ve ChatGPT)