KARABÜK VE SAFRANBOLU”NUN ÇARELERİ

KARABÜK VE SAFRANBOLU”NUN ÇARELERİ

Yayın: 12.04.2023 13:29 |Güncelleme: 21.09.2023 14:50
Paylaş:
A+ A-

Feryat figan Karabük yazımda hava kirliliğini ele almış, bireysel olarak sağlığımızı korumak için yapabileceklerimize değinmiştim. Fabrikaların çevreyi kirletmesinin en az düzeye indirilebilmesi amacıyla, baca filtresi gerekliliğine de değinmiştim.

Yöre halkı olarak, kendimize ve gelecek nesillere olan sorumluluğumuzla, yetkililerden talepkar olma zorunluluğumuz olduğunu da belirtmek isterim. Bu bizim hem vicdani hem dini bir gerekliliğimiz. Allahın yarattıklarına, saygılı ve hörmetkar olmak, önemli bir dini vecibe değil midir ? Hava, su, toprak üçlemesi en temel yaratılan değil mi? Bu üçleme sayesinde bir çok, sayısız, canlı türüyle dünyamız süslenir. O halde, Allahın yer yüzünde, iradeli varlık olarak yarattığı insana düşen bazı sorumlulukların olması, tartışılamaz bir gerçek değil midir ?

Allahın tüm evreni, bir nizam ölçüsünde ve bazı kanunlar( tabiat kanunları) çerçevesinde yaratmış olduğunu, hepimiz kabul edip anlayabiliriz. Öyleyse, bu nizamı ve kanunların işleyişini bozan sebeplerle mücadele etmek, güzel bir ibadet olmalı diye düşünmek zor değil. Kitabımız Kuran da düşünüp akletmemiz gerektiği bize defalarca söylenmekte.

İnsanın kendi sağlığını düşünerek, bozucu etmenlerden kaçınması, faydalılardan maksimum düzeyde yararlanması, önemli bir ibadet olsa gerek . İbadet diyorum çünki, tüm bunları gerçekleştirebilmek, doğayı korumayı gerekli kılar. Doğayı korumaksa, Allahın kanunlarına uymak demektir.

Öyleyse her birimize düşen bir çok görev var. Bireysel ve kamusal görevler ! Yıllarca Yenice, Eflani, Ovacuma’da orman bölge şefi olarak çalışan bir babanın diyetisyen kızı olarak,çevre kirliliği ve yapılabilecekler hakkında, ucundan kıyısından bilgi sahibi olduğuma inanarak, bu yazıyı yazmaya kalkışıyorum. Bugün belediyelere düşen görevleri ele almak istedim. Belediyelerin en önemli görevi, nüfusuna temiz bir çevre sunumudur. Temiz su temini, atıkların hijyenik olarak şehirden uzaklaştırılması ve arıtılması, temiz hava temini, sağlam konut inşası, yeterli yeşil alan planlaması ve yürürlüğe konması.

Son maddenin varlığı, aslında diğer maddelerin varlığı için bir zorunluluktur. Yeterli yeşil alanlar su kaynaklarını besler, çevredeki zararlı gazların, elimine edilmesini sağlar. Sera gazı oluşumunu önler. Yaz aylarında ısıyı 2-4 dereceye kadar düşürür. O halde belediyelerin en önemli vazifesi, kentlerdeki orman, park ve bahçeleri artırmaktır . Kişi başı 15 metre kare yeşil alan sağlanmasını temin etmek bu kurumun sorumluluğundadır. Ne var ki, Karabük ve Safranbolu’da 15 metrekare çok yetersiz bir rakamdır. Mevcut fabrikaların tümü vede haddehaneler dikkate alındığında, bunun fersah fersah üstüne çıkmak gerektiğini anlamak için, alim olmak gerekmiyor !

Deprem yönetmeliğine göre inşa edilen yeni sitelerde, siz hiç yeşil alan görebiliyor musunuz ? Cevap maalesef ki kocaman bir HAYIR’dır. Dip dibe yapılan binaların oluşturduğu betonlardan başka birşey görmek, ne yazık ki mümkün değil. Oysa ki, lbundan yirmi otuz sene önce yapılmış olan sitelerde, yeterli midir, değil midir bilemesem de, belli bir yeşil alan bırakılmış. Yeşil alanları, hiçe sayarak yapılan yeni sitelerin, kat sayısı da eskiye göre çok daha fazla !

Belediyeler bulabildikleri her boş alanı ağaçlandırarak hava kirliliğini en az düzeye çekme amacından taviz vermemelidir. Yeni sitelerin izinleri yeterli yeşil alan bırakarak ruhsatlandırılmalı ve gerekli kontroller yapılmalıdır. Yol kenarlarındaki duvarlar bile sarmaşıklarla yeşillendirilerek egzoz gazı bertaraf edilmeli oksijen miktarı artırılmalıdır. Caddelerde ki refüj ve adalara iki tane çiçek dikerek birşey yaptım edasıyla ortalıklarda gezinip, halka komedi tiyatrosu izlettirilmemeli, insanlarla alay edilmemeli, hafife alınmamalıdır.

Hava kirliliğini önleyecek, bölge iklimine uyumlu ağaç cinsleri belirlenmeli, bunlarla parklar, bahçeler, yollar, siteler yeşillendirilmelidir. Bu amaçla Orman işletme Müdürlükleri ile işbirliği içinde çalışılarak gerekli planlamalar yapılmalıdır. Fabrikalar, kış mevsiminde çalışmayı durdurmadığına göre, kışın yapraklarını dökmeyen ağaçlar tercih edilmelidir. Yani çam gibi iğne yapraklılar..Ancak, tüm bu yapılanlarla, halkın karşısına gerine gerine çıkıp, oy istenebilir !

Bildiğim kadarıyla her belediyenin peyzaj mimarları var. Mutlaka çok çalışıyorlardır. Ne kadar çok çalışırlarsa çalışsınlar gözlerimiz semeresini göremeyince inandırıcı olmuyor. Muhakkak tek sorumlu onlar da değildir. Kar odaklı kurulan sistemin çarkları acaba onların görevini layığıyla yapmasına imkan tanıyor mu ? ! Belediyeler bu insanların görevlerini icra edebilmesi için gerekli ortamı tesis etmelidir. Belediye başkanları, ilgili partilerin milletvekilleri vasıtasıyla çalışma ve hizmetleri değerlendirilerek, bir kontrol mekanizması oluşturulmalıdır. Tüm bunların olabilirliliğini gerçekleştirebilmek için ; insanlarımız oyuna sahip çıkmalı, körü körüne belli bir partiye oy vermemeli, kendi ihtiyaçlarına, yaşam hakkına hizmet edeni seçmeye gayret göstermelidir.

Roza Luksemburg’un dediği gibi özgür insan; başka türlü davranma imkanı olan insandır. Ben de, düşüncesinde özgürlüğünü kaybetmeyenler doğru seçimler yapabilir diyorum.

Sevgilerimle,
Sevgi özgürlüğün çocuğudur.

Yorumlar

  1. Güler Çizmeci

    Güzel bir yazı tebrikler…

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

CHP Genel Başkanı Özel, Erbaa’daki patlamayla ilgili Tokat Valisi Hatipoğlu’ndan bilgi aldı

Anadolu Ajansı
Yayın: 20.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

ANKARA (AA) – CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erbaa ilçesinde bir bağ evindeki patlamaya ilişkin Tokat Valisi Numan Hatipoğlu'ndan bilgi aldı.

CHP'den yapılan açıklamaya göre, Özel, Erbaa'daki bir bağ evinde 5'i jandarma 7 kişinin yaralandığı patlamanın ardından Tokat Valisi Hatipoğlu ve İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Sabri Küyük ile telefonda görüştü.

Olay ve yaralıların sağlık durumları hakkında bilgi alan Özel, partisinin Tokat Milletvekili Kadim Durmaz'ı süreci takip etmesi için görevlendirdi.