Bir kentteki yaşamsal yapı ve bu yapıyı etkileyen faktörler dediğiniz zaman neyi anlamak gerekir?
Şöyle bir soru ile konuya giriş yapalım.
Yaşamsal yapının birinci halkasında ne var?
Ekonominin hal ve gidişi tabi ki….
Pekala…!
Ekonomideki hal ve gidiş kent insanının beklentilerini karşılayacak düzeyde midir?
Esnafın hali ve vaziyeti nasıldır?
İş ve İşçi bulma kurumuna günde kaç kişi iş bulmak için başvurmaktadır?
Gizli işsizler sayısı ne kadardır?
Elbette bu ve bu gibi sorulara bir çırpıda cevap bulmak elde istatistiki veriler olmadığı sürece mümkün görünmemektedir…
Ama resmi veriler olmasa da kentte soluk alıp veren insanların hali,cadde üzerindeki bakışı,yürüyüşü bizlere önemli ip uçları sunmaktadır…
Hele hele esnafların bizim iş yerimize de şöyle bir uğrar mısınız dercesine serzenişleri adeta içinde bulunan durumu özetlemektedir.
****
Yani…
Yani /si durum çok vahim…!
İşsizlik birinci sırada halledilmesi gereken acil bir sorun…
Kenti içinde nüfus fazlalaşmış ancak buna paralel istihdam yaratılamamış…
Üniversite mezunları kapı kapı iş arıyor…
İş bulamayanlar ikinci kez YKS ‘ye giriyor.
Ya da yüksek lisans yapmak durumunda kalıyor.
****
Günümüzde siyasetin birinci olarak çözmesi gereken husus, işsizliktir…
İşsizlik önlenemediği sürece ;
Toplum hayatı mutlu olamaz.
Hırsızlıkların önüne geçilemez.
İntiharların sonu gelmez…
Ruh hastalıkları önlenemez.
Toplumda cinnet geçirenlerin sayısı azalmaz.
O nedenle devleti temsil eden kurumların sosyal politikalara önem vermeleri gerekir…
Sosyal devlet, fukaranın, ihtiyaç sahibinin halinden anlayan devlet demektir…
****
Karabük bir zamanların fabrikada çalıştıracak insan/işçi kenti idi.
Fabrikada 1940’lı yıllarda mahkum işçiler bile çalıştırıldı.
İddiaya göre Karabük Demir Çelik Fabrikasında İngiliz sömürgelerinden bile çalıştırılmak üzere işçi getirildi.
Ya şimdi…
Üzerideki kara bulutları dağıtma mücadelesi veren, kent olarak geçmişini arayan,
mağdur edilmiş ,işsizler kenti oldu.
Karabük’ün bir zamanlar taşı toprağı altındı.
Yorganını yatağını alan istasyonda trenden inince iş adamı oldu.
Paraya para demedi.
Birçoğu…
Demir Çelik’te işçi olmayı bile reddetti.
Çünkü Karabük’te her köşe başı iş yeri gibi idi.
Nimetinin bereketine doyum olmuyordu…
Şimdi ise öyle mi?
Bak istasyon tarafına…
Trenden yatağı ve yorganı ile inen var mı?