Karahasan; “Piyasalar Durgun Esnaf Kan Ağlıyor”

Karahasan; “Piyasalar Durgun Esnaf Kan Ağlıyor”

Yayın: 04.01.2017 23:48
Paylaş:
A+ A-

SGK verilerine göre geçen ekimde 2 milyon 924 bin olan Bağ-Kur’lu sayısı kasımda 2 milyon 868 bine geriledi.

Özellikle Aralık 2015 tarihinden itibaren piyasalar gittikçe durgunlaştı. “Cirolar yarıya indi” diyen esnaf, evine ekmek götüremiyor. Dövizdeki yükseliş birçok zammı da birlikte getirdi.

“İŞLER ÇOK DURGUN”
Farklı şehirlerden bizleri arayan, mesaj atan meslektaşlarımız, durgunluğun kendilerinden mi kaynaklandığını sormaktalar?
Oysaki sadece bizim sektör de değil, bir çok meslek grubu da bu durgunluktan şikayetçi…
Uzun süredir ekonominin geri plana itilmesi sebebiyle piyasalarda yaşanan büyük durgunluk esnafı vurdu. SGK verilerine göre geçen ekimde 2 milyon 924 bin olan Bağ-Kur’lu sayısı kasımda 2 milyon 868 bine geriledi.
Faaliyetini sürdürenler ise borç batağında. Her beş esnaftan dördü borcunu ödeyemiyor.

Orta direk, ekonomideki daralmaya yenik düştü

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre sadece geçen kasım ayında 56 bin esnaf, dükkânına kilit vurdu. İşlerdeki durgunluğun yanı sıra vergi, sigorta primleri ve işyeri kiraları kötü gidişte önemli rol oynuyor. Boşta kalan esnaf, ya maaşlı olarak çalışmaya başlıyor ya da işsizler kervanına katılıyor.
Bir meslektaşımızla yaptığımız söyleşide Piyasalar durgun. Talep yok, insanlar alışveriş yapmıyor. Vatandaş borç batağında, harcayacak parası yok.” diyor. 25 yıldır esnafım diyen meslektaşımız kriz sebebiyle kapısına kilit vurdu. Varlığını sürdüren esnaflar da zor günler geçiriyor. 2 milyon 868 bin esnaftan 2 milyon 366 bininin Bağ-Kur prim borcu bulunuyor. Son 10 yılda ise 460 bin esnaf kepenk indirdi.
Ekonomik daralmayı en çok hisseden kesimin başında küçük esnaf geliyor. Ayakta kalamayan berber, manav ya da bakkal kepenk indiriyor. Son yıllarda yüz binlerce kişi işyerini kapatarak ya işçi oldu ya da ticari hayattan tamamen çekildi. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verileri incelendiğinde tablo net olarak ortaya çıkıyor.
Kurumun verilerine göre sadece bir aylık dönemde Bağ-Kur’lu sayısı 56 bin azaldı. Ekim döneminde 2 milyon 924 bin olan Bağ-Kur’lu sayısı kasım döneminde 2 milyon 868 bine geriledi. Son 10 yıllık dönemde ise 460 bin esnaf kepenk indirdi. Hem nüfus hem de istihdam hayatına giren kişi sayısı hızla artarken, esnaf sayısının azalması dikkat çekiyor.
Ekonomide büyüme söylemlerine karşın esnafın kepenk indirmesi, sadece belli meslek kollarıyla ilgili değil. Her iş kolunda esnaf sayısı, alışveriş merkezleri karşısında tutunamayarak yok oluyor. Kan kaybının en çok hissedildiği meslek gruplarının başında fotoğraf stüdyoları, marangoz atölyeleri, bakkallar, büfeler, tesisatçılar, ayakkabıcılar ve terziler geliyor. Esnafların kan kaybında, sosyal güvenlik primlerinin yüksekliği ve vergiler önemli rol oynuyor. Kazandığıyla vergi ve primini ödeyemeyen esnaf, kurtuluşu kepenk indirmekte buluyor.
Orta sınıftaki kan kaybının 2008 yılından sonra arttığı görülüyor. Esnaf sayısının dip yaptığı dönem ise ekonomik krizin yaşandığı 2009 yılı. 2010’dan sonra da kan kaybı hız kazandı. Nüfusun artmasına karşılık esnaf sayısının azalmasını yorumlayan uzmanlar, bu kesime yönelik özel tedbirler alınmasının önemine işaret ediyor.
Hükümetin 2015 programı incelendiğinde de esnafın kan kaybı net olarak ortaya çıkıyor. Hükümet programında yer alan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2009’da çalışanların yüzde 60’ı maaşlı olarak çalışırken bu oran 2013’te yüzde 64’e yükseldi. Aynı dönemde ‘kendi hesabına çalışan’ olarak ifade edilen esnafların oranı yüzde 20,8’den yüzde 18,7’ye düştü. İşveren sayısı da azaldı.
Çalışanların yüzde 5,7’si işveren iken, bu oran yüzde 4,6’ya geriledi. Bu tablo esnaf ve işveren sayısının azaldığını, buna karşılık maaşlı çalışan sayısının arttığını gösteriyor. Orta sınıfı oluşturan esnaf ve küçük işverenin devreden çıkması, gelir uçurumunu artırıyor. Küçük esnafın yok olması, pek çok geleneksel meslek kolunun da tarihe mal olmasına yol açıyor.

Küçük esnaf borç batağında

400 bin esnaf kepenk indirirken varlıklarını sürdürenler de zor günler geçiriyor. Borcu bulunan esnaf sayısı hızla artıyor. 2 milyon 868 bin esnaftan 2 milyon 366 bininin Bağ-Kur prim borcu bulunuyor. Bu tabloya göre borcu olmayan esnaf sayısı sadece 558 bin. Her beş esnaftan dördü borcunu ödeyemiyor.
Borçlu esnaf sayısı 2011’e göre de artış gösterdi. Hayatta kalma mücadelesi veren işletmeler, prim affına da ilgi göstermedi. Bağ-Kur prim borcu bulunan 2 milyon 366 bin esnaftan 1 milyon 61 bini borçlarını yapılandırdı. Geriye 1 milyon 305 bin esnaf affa başvurmadı. Affa başvuranların önemli bir bölümü de taksitlerini ödeyemediği için yapılandırması bozuluyor. Prim affına ilişkin başvuru rakamları, küçük esnafın içinde bulunduğu ekonomik zorluğu bir kere daha ortaya koydu.

20 milyar TL’lik çek karşılıksız çıktı!

Türkiye’de ilk 9 ayda karşılıksız çek tutarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41 artışla 19.7 milyar TL oldu.

2 kişi görüş bildirdi

  1. ne biçim haber

    Karahasan; “Piyasalar Durgun Esnaf Kan Ağlıyor”
    Haberi sonuna kadar okudum kim bu Karahasan?

  2. malazgirt

    o aslında karahasan değil karabasan. adam şu an devleti yönettiğini iddia edenlerin duymak istemediği,gizlediği gerçeklerden bahsetmiş.Rakamlarla,istatistiklerle,tespitlerle gerçekleri birilerinin gözüne sokmuş.O yüzden birilerinin karabasanı olmuş.hakikaten ben de merak ettim bu arkadaşı

Bir Yanıt Yazın Yanıtı İptal Et

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kaspersky’den 2023 kritik siber olay raporu

Anadolu Ajansı
Yayın: 04.05.2024 04:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Kaspersky Yönetilen Tespit ve Müdahale (MDR) ekibine göre, doğrudan insan müdahalesi içeren yüksek ciddiyetli olayların sıklığı 2023'te günde 2'nin üzerine çıktı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Yıllık olarak yayınlanan rapor, raporda yer alan olaylar hakkında, niteliklerine, sektörlere ve coğrafi bölgelere göre dağılımlarıyla ilgili bilgi sağlıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Kaspersky Güvenlik Operasyonları Merkezi Başkanı Sergey Soldatov, şirketin geçen yıl daha az sayıda yüksek önem derecesine sahip olay tespit ettiğini belirterek, şu açıklamalarda bulundu:

“Ancak orta ve düşük önem derecesine sahip olayların sayısında eş zamanlı bir artış gözlemlendi. Olayların bu şekilde yeniden dağılımı, saldırılara aktif insan katılımının görünür izleri olmadan kötü amaçlı yazılımların tespit edilmesiyle ilişkilendiriliyor. Bu durum 'araçların metalaşması' ile açıklanabilir. Bununla birlikte, yüksek nitelikli olayların sayısının düşük olmasının mutlaka düşük hasar anlamına gelmediğini anlamak önemlidir. Hedefli saldırılar artık daha dikkatli planlanıyor ve daha tehlikeli hale geliyor. Bu nedenle, deneyimli SOC analistlerinin yardımıyla yönetilen etkili otomatik siber güvenlik çözümlerinin kullanılmasını öneriyoruz.”

Rapor saldırganların geçen yıl kullandıkları en yaygın taktik, teknik ve araçları da vurguluyor. Bu sonuçlar, Kaspersky Güvenlik Operasyonları Merkezi (SOC) tarafından tespit edilen MDR olaylarının analizine dayanıyor.

Rapora göre tespit edilen tüm ciddi olayların yüzde 22,9'u kamu sektöründe kaydedildi. İkinci sırada BT şirketleri yüzde 15,4 ile yer alırken, onları sırasıyla %14,9 ve %11,8 oranında finans ve sanayi şirketleri takip etti.

– “Saldırıların metalaşması”

Raporda yer alan olayların niteliğine bakıldığında, yaklaşık yüzde 25'inin bireyler tarafından gerçekleştirildiği görülüyor. Bunların yüzde 20'den biraz fazlası, Kaspersky tarafından daha önce hedefli saldırılar olarak sınıflandırılan, ancak müşterinin açık onayı üzerine 'siber tatbikat' olarak belirlenen çeşitli “siber tatbikat” türlerini içeriyordu.

Ciddi sonuçlara yol açan kötü amaçlı yazılım saldırılarının oranı 2023'te önceki yıllara kıyasla biraz düşmüş ve rapor edilen toplam kritik olayların yüzde 12'sinden fazlasını oluşturdu. Bu düşüş, son yıllarda yüksek ciddiyete sahip olayların en küçük payını temsil ediyor ve bu durum “saldırıların metalaşmasına” bağlanıyor.

Bu eğilim, kasıtlı veya kazara sızıntılar nedeniyle yaygın hale gelen hedefli kampanyalar yürütmek için önceden geliştirilmiş araçların yaygın olarak benimsendiğini gösteriyor. Söz konusu araçlar otomatik saldırı senaryoları uygulama girişimlerinde tekrar tekrar kullanılıyor.

2023 MDR'nin raporu ayrıca hedefli saldırı kalıntılarının, kamuya açık kritik güvenlik açıklarının ve sosyal mühendislik kullanımının tespit edildiği olayların yüzde 4-5 oranında olduğunu ortaya koydu.

Gelişmiş saldırılara karşı korumayı artırmak için şirketlere etkili siber güvenlik çözümleri uygulamaları, bunları yönetmek için nitelikli uygulayıcılar tutmaları veya MDR ve Olay Müdahalesi gibi yönetilen güvenlik hizmetlerini benimsemeleri tavsiye ediliyor.

Hizmetler, tehdit tanımlamasından sürekli koruma ve düzeltmeye kadar tüm olay yönetimi döngüsünü kapsıyor. Ayrıca bu hizmetler, kaçamak siber saldırılara karşı korunmaya, olayları araştırmaya ve bir şirketin güvenlik çalışanı olmasa bile ek uzmanlık sağlamaya yardımcı oluyor.