Karmod çift cidarlı asit depolama tankı üretti

Karmod çift cidarlı asit depolama tankı üretti

Anadolu Ajansı
Yayın: 06.04.2024 12:24
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Karmod çevre güvenliğinin korunması için çift cidarlı asit depolama tankı üretti.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, sıvı depolama tankları üreticisi Karmod, kullanım yerlerindeki çevre sorunlarını gidermek için çift cidarlı asit deposu üretti. Yeni geliştirilen asit depolama tankı polietilen hammadde kullanımıyla çift katmanlı olarak üretildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Karmod Plastik Grubu Üretim Müdürü Soner Kement, çift cidarlı asit depolama tankıyla sanayideki üretim alanlarına tam güvenlik sağlanacağını vurguladı.

Çift cidarlı asit depolarıyla kimya sanayisi başta olmak üzere üretim ve dönüşüm alanlarına çözümler sunduklarını belirten Kement, “Tüm ürünlerimizde sürdürülebilir çevre anlayışını önceliyoruz. İnorganik asitler üretim ve dönüşüm sanayinde yoğun olarak kullanılıyor. Bilindiği üzere bu asitler aşındırıcı ve ciddi tahriş etkisi bulunan kimyasallar. Üretim alanlarında tam koruma sağlanabilmesi için çevreye ve insan cildine temas noktaları tamamen bertaraf edilmesi gerekiyor. Çift cidarlı ürettiğimiz yeni asit tanklarımızla kullanım yerlerinde bu güvenliği tam olarak sağlanabiliyor.” ifadelerini kullandı.

Kement, inorganik asitler için kullanılan çift cidarlı depolara sensör sistemi entegre edilerek tam güvenliğin sağlandığını vurgulayarak, “Depo çift katmanlı olduğundan ilk katmanda oluşabilecek sızıntılar ikinci katmana geçer geçmez uyarı sensörleri devreye giriyor. Önceden uyarı sisteminin sağladığı avantajla olası riskler önceden bilinerek tedbir alınabiliyor.” açıklamasında bulundu.

Kement ayrıca, çift cidarlı polietelin asit depolama tanklarını 20 bin litreye kadar tüm ara tonajlarda üretim yaptıklarını kaydetti.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Güven Hastanesi’nden “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi Türkiye” değerlendirmesi

Anadolu Ajansı
Yayın: 19.05.2024 00:48
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İbrahim Demirci, 18 Mayıs Avrupa Obezite Günü kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye ilişkin son verilerini değerlendirerek uyarılarda bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirci, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların her yıl katlanarak arttığını belirtti.

Demirci, özellikle çocuklarda obezite sıklığının erişkinlere göre daha hızlı arttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Henüz toplum olarak sağlıklı yaşam için beslenmenin ve egzersizin önemini tam kavrayamadık. Genel olarak, yüksek kalorili besleniyoruz. Yemek yemek bizim için hobi ve eğlence niteliğinde. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla buluştuğumuzda planlarımızı yemek üzerine kuruyoruz. Vakit geçirirken, yemek yemeyi seviyoruz. Seçeneklerimiz arasında birlikte yürüyüş yapmak çok fazla tercih edilmiyor. Hala, toplumumuzun bazı kesimlerinde kilolu insanların daha sağlıklı olduğu düşünülmekte. Kültürün, geleneklerin ve adetlerin etkisiyle toplumumuz yemekle arasına mesafe koyamıyor.

– Endokrin bozucu kimyasallar obeziteye yol açıyor

Son zamanlarda tüm dünyada miktarı artan endokrin bozucu kimyasalların da obeziteyi tetiklediğini vurgulayan Demirci, işlenmiş ve hazır gıdalar konusunda uyarılarda bulundu.

Demirci, endokrin bozucu maddeler arasında, solunan hava, içilen su ve yenilen gıdalarla vücuda giren ve biriken, endokrin sistemini olumsuz etkileyen ve bu etkilerini nesilden nesile aktarabilen kimyasal maddeler olduğuna işaret ederek, “Endokrin bozucu kimyasallardan tamamen uzak kalmak mümkün olmasa da sağlıklı ürünler tüketerek ve hayatımızda plastik kullanımını minimuma indirerek en azında bu zararlı kimyasallara maruziyetimizi elimizden geldiğince azaltmamız gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

Obezite sıklığının tüm dünyada hızla artığına ve son 20 yıldır obezite artışını durdurabilen bir ülke olmadığına vurgu yapan Demirci, eğer obezite sıklığındaki artış önlemez ise 2035'te dünya nüfusunun yarısından fazlasının kilo fazlalığı ve yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

– “Obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek”

Demirci, sağlık verilerine bakıldığında durumun iç açıcı olmadığının altını çizerek, “Yıldan yıla daha kötüye doğru gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü 2023 verilerine göre tüm dünyada obezite sıklığı yüzde 14 civarında. Bu yüzdeye, kilo fazlalığı olanları da eklediğimizde yüzde 38'e ulaşıyor. Artış hızı durdurulamaz ise 2035'te dünya nüfusunun yarıdan fazlası kilo fazlalığıyla mücadele etmek zorunda olacak. Ayrıca dikkat çekmek istediğimi önemli bir nokta, obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek. Çocukluk çağı obezitesi de günümüzde bir tehlikeli boyuta ulaşmış durumda.”

Türkiye açısından durumun biraz daha ciddi boyutta olduğuna vurgu yapan Demirci, “Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre ülkemizde kilo fazlalığı yüzde 35.6, obezite sıklığımız ise yüzde 20.2. Verilere göre Avrupa'nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz.” bilgisini paylaştı.

Obeziteye karşı başarılı mücadele etmek için farkındalığın artması gerektiğini belirten Demirci, obeziteyle mücadelenin “ülke politikası” olarak benimsenmesi ve sosyal yaşamın sağlığını ön planda tutacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.