Kent söyleşileri… Bunlar öyle görüş alışverişleridir ki;mekanlara hayat verir,canlılık kazandırır. Bir kenti konuşmak hayat vermek demektir. İlgi duymak kimlik kazandırmak demektir. Kent sohbetlerinde bir incelik vardır. Soylu düşünceler kaplar etrafı. Kırıcılık yoktur. İltifat vardır. Samimiyet vardır. Külfet yoktur. Yapıcıdır. Yol göstericidir. Herkes insan olduğunun farkındadır. Etrafındaki gelişmelere karşı duyarlıdır. Herkes birbirine karşı son derece naziktir. Terbiyesi; soyluluğunun göstergesidir. Kentleri kent yapan bu bilinçli söyleşilerdir. O söyleşilerde kentin mutluluğu esas hedefi oluşturur. İnsanlar kendi yarınlarını o mutluluğa göre şekillendirme ihtiyacı duyar. O kentte olmanın/yaşamanın sorumluluğunu içinde hisseder. Kentte var olan mutluluğu ne bozabilir.? Geleceğini ne karartabilir.? Kent dinamizmini kim tersine çevirebilir.? Kim bir kentin gelişmesini engelleyebilir? Kent sohbetleri ; karartıları /umutsuzlukları /açmazları tartışarak mutlu sona ulaştırır. Kişisel çıkarlara/ihtiraslara,garezlere geçit vermez. Toplumsal çıkar ve barıştan yanadır. Kavgacı değildir. Teşvik edicidir. Şimdi bu yazıyı kaleme alma nedenine gelelim. Geçen hafta Karabük’e CHP milletvekilleri geldiler. 7 Haziran 2015 genel seçimlerinden sonra CHP’nin Karabük’teki durumu değerlendirmek ve sorunları yerinde tespit etmek için… 2 gün Karabük’te konu ile ilgili incelemelerde bulundular. İzlenimlerini Karabük basını ile paylaştılar. Hatta konu ile ilgili olarak bir kent söyleşisi yapmak istediler. Ancak yerel basınla gerçekleştirilen bu söyleşi sırasında beklenmedik bir tatsızlık yaşandı. Gelişmelerle ilgili olarak kamuoyunu aydınlatmakla görevli olan bir gazeteci kendisini muhalefet partisinin yetkilisi yerine koyarak CHP’nin politikasını eleştirmeye başlamış. CHP Karabük İl Başkanı Erdoğan Dinçel’e bakılacak olursa ağır ithamlarda bulunmuş. Böylece söyleşinin tadı tuzu kaçmış. Kente katacağı değer anlamını yitirmiş. Zihinlerde Karabük imajı sarsıntıya uğramış… Oldu mu şimdi…! Kavga ve hakaret ederek bir yere varmak mümkün mü? Lütfen bir iş yaparken kırıcı değil yapıcı olalım. Kendimizi değil kentimizi düşünelim…!